YURT CİNAYETİ (TAMAMLANDI)

13. BÖLÜM

    Defne'den...

    Olayların üstünden tam 1 ay geçmişti...

    1 ay icinde ne mi olmuştu? Öncelikle hemen hemen herkesi tanıdık. Katil hakkında ne yazik ki hâlâ en ufak bir fikrimiz yoktu. Ve mayıs ayına girdik. Haziran da okul kapaniyor. Ne yapıcaktık bilmiyorum ama eğer katili bulamazsak tüm emeğimiz,hayatımız zorlu geçen aylarımız boşa giderdi. Ve de asla Selin'in annesinin yüzüne bakamazdık.

    Emirhan yavas yavas normal hayata dönmeye başlamıstı. Ama yine de eski neşesi yoktu. Yağız'ında işi zordu. Sonucta ayni oda da kalıyorlardı. Onu alttan almalıydı. Hocalarda alttan alıyorar. Bazı derslere girmiyor. Ablasının öldürüldüğü yerde sabahtan akşama kadar öylece duruyor.

    Onu o kadar iyi anlıyorum ki. sonuçta selin'de bizim kardeşimiz gibiydi. Gibisi fazla. Öyleydi.

    Eylül kötü durumdaydı ama. kafasına acayip takmıştı bu katil işini. Hiç ders çalışmıyordu. Buket bile daha fazla ders çalışır olmuştu. Normal sınıftaki dersleri bile dinlemez olmuştu. Derse gelen her hoca en az bir kez "Cenk" diye uyarıda bulunurdu.

"Eylül" diye seslendim 70 tane çözmüş olduğum matematik sorularımdan kafamı kaldırıp.

"Hıı" dedi. Fazla dalmıştı yine.

    Alışmaya başladık ama. Okul sınavları da bizimle aynı seviyede geliyordu. Aslında Eylül hepimizi
sollardı. Hatta eski okulda okul birinciliği için kapışırdı her sene. Ama burda dersi bile dinlemiyordu ki.  

"Yeter artık kanka al şu kitabı da konu oku azcık." diye cırladım. Gerçi cırlamam bile fayda etmiyordu ona karşı.

"Öf Defne git başimdan. Az kaldı zaten bulucam o serefsizi. " diye bagirdi bana. Eylül kolay kolay küfur etmezdi. Sinirleri baya gerilmişti anlaşılan. Ama bir dakika! Az kaldı mi dedi o?

    Aynı anda Buket'le ikimiz ne dedin sen diye bagirdik resmen. Allahım inşallah yan odalarımızdakiler bizi duymuyordur. Ya da kapıdan geçen biri...

    Ikimizde aynı anda Eylül'ün masasına tekerlikli sandalyelerimizle uctuk adeta.

"Eee anlat. Hadii."diye Buket heycanla mevzuya daldı. Bende pek sakin kalamayacağim bu konuda tabii ki. Gerçi ben çoğu olayda sakin kalamıyorum da neyse konumuz bu değil.

"Anlat hadi kanka neler dönüyor?"

"Bakın arkadaşlar. O günü çok iyi hatırlıyorum. Selin'in...." susmustuk. Elçin ablanın olayindan sonra Selin'in ölümünü gündeme almamistik bir daha. Ve uzun süreden sonra da bir daha kullanamazdik zaten.

"O gece işte bahçedeki merakla ne olduguna bakanları az da olsa hatırlıyordum. Bunlardan biri Yağız mesela. Üstelik okul başkanı. Yakısıklı da. Sevgilisi olsa da kaslı vücudu sayesinde tüm kızlarin ilgi odağı zaten. O değil. Hem o gün olayın yasandigi saatlerde yemekhanede kahvalti ediyorduk. Sinifa da giderken Yağız yanımızdaydı. Hem Ege de değil bence. Ege de sabahtan akşama kadar bizimleydi. Ve Ege daha çok dış dünyayla baglantili. Katil degil de serseri tipli biraz. O hep gezsin eglensin havasında. "

"Peki ya katil degilde katiller ise? Yani bu kişi birden fazla kişi olabilir. Her şeyi düşünmüş planlamış ve ikisi ayni andan ortadan kaybolmuyor olabilir. Öyle değil mi?"diye oldukca mantıklı bir soru yönelttim. Buket'te aynen diyerek beni onayladı.

"Katil olabilicek kadar yakın olan veya devamlı aralarında fısir fısır konuşan birine ben rastlamadım. Siz rastladiniz mi? Zaten burda herkesin tek bir yakın arkadaşı yoktu. Herkes birlikte takılıyor. Yani bence tek kişi."

"Mantıklı dedigin evet haklisin ama biz yine de o ihtimali tamamen silmeyelim."diye tedbirli konusan Buket. Haklıydı da.

"Ee başka bulamadın mı bişiler?" Diye sordum.

"Maalesef hayır. Şüpheli olarak. Akın var mesela. Bizim sınıftaki. Hani şu her seyden korkan uzun boylu zayıf. Korkması numara olabilir yani. Onur var bir de tabii. Bakmayın itici tipli ama o da salağa yatıyor olabilir. Kaan var. Biliyorsunuz değil mi. Okul müdürünün oğlu. Asosyal hani. Hep tek takılır. O gece çok iyi hatırlıyorum. Herkes bahcede heycanla gezinirken o cocuk kamelyada ders calısıyordu tek başına. Müdürüm oğlu olduğu içinde kamera kayıtları siliniyor olabilir. Onun,ögrendigime göre odasida tekmis. Çati kati varmis burda. En üst katta orda büyük bir odası varmış. Tanımıyoruz ama bence bir ortam kurmaliyiz cocukla?"

"Benim aklımda hain şeyler dönüyor kanka ama yine bir konusalim derim?"diye gülmeye başladım Buket'e bakarak.

"Ne"dedi Buket hiç üstüne alınmayarak ve Eylül'de "anlat hadi neymiş fikrin"diye meraklı gözlerle bana baktı.

"Bakın arkadaşlar. Buket herkesle iyi ya. Herkesle sıcaktır arası. Gitsin desin ki Kaan'a ben bizimkilerle biraz tartıstım. Biriyle dertleşmeye ihtiyacim var ama herkes burda biriyle samimi. Sen onlardan degilsin ve seni tanımıyoruz bile. Hani derler ya hic tanimadigim birine tüm dertlerimi anlatmak istiyorum diye. Hah iste ayni o durumdayım falan desin. Ne dersiniz? Bence mantıklı. Hatta sen onunla takılmaya falan başlarsın. Ne diyorsunuz kızlar?"

"Bence mantıkliymis hemen yarin uygulayalim. Harikasin sen ya" dedi sevinçle Eylül.

"Kanka neden hep ben kurban gidiyorum böyle şeylere. Ya çocuk katilse? Ya beni de keserse?"

"O zaman son kurban sen olursun kanka. Seni keserse katili kesin buluruz. Eylülcugum aslinda bu da mantikli verelim bunu Kaan'a katil olup olmadigini kesin anlariz."dedim ama Eylul'e göz kırptim. Amacım Buket'i kızdirmaktı sadece.

"Hee ya katilse ya bende ölursem? Kına yakarsin sonra pis hain" diyerek kafama ayagindaki puflarindan birini atti. Asil o pis hain de fazla gitmeyeyim üzerine susuyim.

"Nolacak bee. Son giden sen olcan. Hem ha 1 ha 2 arkadas ölmüs ne olcak ki?" Dedim şakanin dozunu arttırarak. Eylul'de bana katiliyordu tabii. Hep destek tam destek Eylülümden.

"Yaa saçmalamayın gitmiycem ben hayır"cemkirisleri yükselmeye başliyordu ki Eylül'le ikimiz Buket'in üstüne atladik ve sandalyeyle birlikte üçümuzde yere düsmüstük. Ona rağmen gülüyorduk.

    Şakalaşmamız bittikten sonra kalktık ve düzgünce durumu Buket'e izah ettik. Kabul etti. Ve yarın plan icin calısmalarimizi başlaticaz...

    Instagram hesabımız var artık arkadaşlar!!  Bir bakın isterim. :))   yurt_cinayeti

         https://www.instagram.com/yurt_cinayeti/?hl=tr