ARKADAŞLAR KUSURA BAKMAYIN. AMA OKUL AÇILDI VE BEN GÜNDE 10 SAAT DERSE GİRİYORUM. HAFTASONU DAHİ OKULDAYIM. SABAHIN KÖRÜNDE OKULA GİDİP AKŞAM SAAT 7 DE EVDE OLUYORUM. ANLAYIŞLA KARŞILAMANIZI BEKLİYORUM. İYİ OKUMALAR DİLİYORUM...!
Küçük bir hatırlatma:
Eylül Ozan'ın yaptıklarını yani tartışmalarını ve de Berk'le çıkmasını istememesini Berk'e anlatmıştı en son. Buket ise Kaan 'ın yanına gitmişti ve şu cümleyle bölümümüzü tamamlamıştık:
''Sen ve seninle birlikte gelen 2 öğrenci daha. Kızsınız değil mi siz? Gerçek adın ise...Buket. Öyle değil mi?''
....
Defne'den...
Sabah uyandığımda Eylül hala uyuyordu. Buket ise ortalıkta yoktu. Aradım ama açmıyordu telefonu. Saat ise daha 6 buçuktu. Merak ediyorum nerde olduğunu. Giyinip dışarı çıktım Buket'i aramak için. Ama yoktu. Bahçede her yeri gezmiştim. Okulun da her yerine baktım.
Odaya geri dönüp Eylül'ü uyandırmaya çalıştım. Ayılmaya başladığında Ozan'a telefon ettim.
Telefonda Ozan'ın sesi sarhoş gibi geliyordu. İçki içmişti besbelli. Telefonda gülerek ''Defne ben gece uyumadım biliyor musun dışarda gezdim? Burdan yürüyerek Selin'in mezarına kadar gittim. Sabaha kadar da içtim Defnee. ''dedi. Şaşkınca nerde olduğunu sordum. Sarhoşluğun verdiği gevşeklikle bir kahkaha daha attı ve ''Bilmem nerdeyim ben? Sokakta yürüyom işte. Hem sanane nerde olduğumdan be.''dedi. Aklımı kaçırmak üzereydim. Nasıl bir sabah bu böyle?
Ozan'a olduğu yerde oturup beklemesini onu arayacağımı söyledim. Eylül elini yüzünü yıkayıp yanıma gelmişti o sırada. Uyandığımdan beri olanları anlattım. Eylül de şaşkındı. Buket'i Kaan'a sorabilceğimizi söyledi. Ben de vakit kaybetmeden o hazırlanana kadar Kaan'ın odasına çıktım.
''Kaan. Uyandın mı? Bir bakar mısın bir şey sorucam.''diyerek kapısını yumrukluyordum. Sanıyorum uykusuzluktan şişmiş olan gözleriyle esneyerek kapıyı açtı. ''Ne oldu?''dedi. ''Umut. Umut nerede biliyor musun?''dedim. ''Yaklaşık 1 saat oldu gideli. Sabahladık. Ayrıca size söylemedi mi? Her şeyi biliyorum.''
Yuh! Ne biliyor lan bu çocuk. Of Buket anlattın mı her şeyi bu çocuğa? Kekeleyerek ''N-ne? N-neyi?''dedim. Güldü ve ''Defne içeri geç istersen.''dedi. Şok geçirmek üzereydim. Adımla seslendi bu çocuk lan.
İçeri girdim. Olayın aslını gerçekten çok merak ediyordum. Neler dökülecekti bakalım...
''İşte böyle Defne. Dün akşam Buket gelince ona da bildiğimi söyledim. Siz konuşurken duymuştum dediğim gibi. Sonra Buket'le sabaha kadar sohbet ettik. Saat 6 gibi odasına gitmek istediğini söyleyip çıktı.''dedi. Ulan nerde bu kız? Acaba kati bu ve beni de mi öldürecek?
Korkmuş gözlerle oda dan kaçtım desem yeri. ''Tamam teşekkürler.''dedim yapmacım bir gülümsemeyle.
Neler dönüyordu böyle delirmek üzereyim! Eylül'ün yanına gidip her şeyi anlattım. O da Ozan'dan zorla konum almış. Okulun çevresindeymiş. Eylül onu almaya gidicekti Berk'le. Ben de okul da Buket'i aramaya devam edicektim.
Eylül'den...
Berk'le birlikte hem sabah olanları anlatıyor hem de Ozan'ın yanına doğru yürüyorduk. Berk katilin Kaan olabileceğini söyledi. Açıkçası içimde ağlama isteği kabarmıştı. Zor da Ozan'ı bulup uyukladığı kaldırırımdan sürükleyerek yurda getirdik. Berk güvenliği oyalarken ben de Ozan'ı içeri soktum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YURT CİNAYETİ (TAMAMLANDI)
Misterio / Suspenso4 genç kız arkadaşlarının ölümünden sonra girecekleri ortama inanamayacaksınız... Selin'e bunu borçlu değil misiniz ha? Söylesene Defne sen? Her cama çıktığında Hatice teyzeyle karşılaşmıyor musun? Camdan aşagı bakarken Selin'in kardeşinin oyun oyna...