Gözlerimi açmak istiyordum ama açamıyordum. Sanki göz kapaklarıma tonlarca ağırlık koymuşlar gibi bir hal vardı. Gözlerimi biraz daha zorlayarak açmayı başardım. Yavaş yavaş araladım. Beyaz bir tavanla karşılaştım. Karnımdaki ağrıyla karnıma baktım. Sargı bezi vardı. Üzerimde ise hastane kıyafeti vardı. Etrafıma baktığımda herkes çökmüş bir durumdaydı. Biri bile benim uyandığımı fark etmemişti. Boğazım çok kurumuştu biraz kendimi zorlayarak konuşmayı becerdim.
"S-s-u" gözler aniden bana döndü. Deniz hemen bardağa du doldurdu ve yanıma geldi. Yavaşça beni sırtımdan tutarak kaldırdı ve suyu içirdi. Geri yatmama yardımcı oldu. Babam hemen yanıma geldi ve elimi tuttu.
"İyisin demi kızım?"
"Karnımda biraz ağrı var ama iyi gibiyim." babam elimi öptü.
"Karnındaki ağrıyı birazdan açıklayacaklar."
Kafamı olumlu anlamda salladım. Sırayla herkes geçmiş olsun dediler. Odaya doktor girdi.
"Demek hastamız uyandı. Röntgenlere baktığımızda ciddi durumun yok ama bir sorunumuz var." herkes doktora meraklı gözlerle bakıyordu. Hiç kimse bişey demeyince ben konuştum.
"Neymiş sorun doktor bey."
"Karnına aldığın darbe sonucu yumurtalıkların fazlasıyla zedelenmiş. Bu durumda yumurtalıkların zedelendiği için vücudun bebeğin olsa bile bebeği kabul etmeyecek. Bu yüzden hiç bebeğin olmayacak malesef." duyduklarım çok ağırdı. Bebeğin olamayacak ne demekti. Ben küçükken bile minik bir bebeğim olsun onu karnımda hissediyim isterdim. Ama bütün hayallerim yıkılmıştı. Gözümden yaşlar süzülürken hemen doktora soru yönelttim.
"Pe-peki bunun tedavi yöntemi yok mu?" hıçkırıklarımı artık tutamıyordum. Bağıra bağıra ağlamak istiyordum ama yapamıyordum. Sorumu hemen yanıtladı.
"Malesef bunun bir tedavisi yok. Eğer hamile kalırsanız bu çok büyük bir mucize olur." daha da ağlamaya başladım. Babam yanıma gelerek sarıldı.
"Geçecek meleğim. Herşey geçecek korkma."
"Ba-ba o-onu ben öldürmek istiyorum."
"Anlamadım meleğim?"
"O pisliği,onu ben öldürmek istiyorum." babam şaşkınca bana baktı ve onaylarcasına kafasını salladı. Deniz doktora soru yöneltti.
"Peki ne zaman taburcu oluruz."
"Şimdi olabilirsiniz." kafasını tamam anlamında salladı. Herkes odadan çıktı. Bir tek Deniz ve ben kalmıştık.
"Kumsal."
"Efendim?"
"O sana yani Demir sana dokundu mu? Yani tecavüz etti mi?" sesi çok kısık ve acı çeker gibi çıkmıştı.
"Hayır. Ama siz gelmeseydiniz edecekti." anılar aklıma grldikçe daha da ağlamaya başladım. Gelerek bana sarıldı. Bende kollarımı boynuna doladım. Biraz böyle durduktan sonra ayrıldık. Bir çanta önüme koydu.
"Hadi üzerini giyin. Ben de taburcu işlemlerini yaptırayım. Kafamı olumlu salladı. Çantadan yeşil gömleği alarak giyindim. Altına da ten rengimsi pantalonu giydim gömleği pantalonun içine verdim ve kahverengi kemer taktım. Kahverengi babetimi giydim. Leopar desenli çantayı da aldım ve içine telefonumu koydum. Saçlarımı taradım ve gözlüğü kafama geçirdim. Göz altı kızarıklarımın geçmesi için makyaj yaptım. Dudağıma da rujumu sürdükten sonra hazırdım.(medyada) odaya Deniz girdi. Kolundan destek alarak yürümeye başladım.
"Babamgil nerde."
"Onları eve gönderdim. Biz Demirin yanına gideceğiz." kafamı olumlu anlamda salladım. Arabaya bindik. Kemerimi taktım. Deniz arabayı sürdü ve bir eski deponun önünde durduk.
Bekle beni Demir! Azrailin geldi!Evet arkadaşlar yeni bölüm ile karşınızdayım. Sizleri seviyorum yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın.
İnstagram=esra_dnzdumlupinar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sert Mafya
General FictionSert bir mafya. Masum ve onun kadar sinirli bir kız. Babasının ölümünden sonra ona sahip çıkıp ona aşık olacak bir mafya. Sert bir aşk. Bakalım bu aşk ikisini de nereye sürükleyecek. İnstagram=esra_dnzdumlupinar Snapchat=esradumlupinar1