ŞARKIYI AÇIP OKURSANIZ DAHA GÜZEL OLUR!
Çok geçmeden eve dönmeyi başarmıştık ama o yaşadığım korkuyu anlatamazdım.Tam olduk derken karşımıza dükkan sahibini çıkması bir mucizeydi.Bizi dükkkana götürmüştü ve oradan da gece yarısında eve dönebilmiştik.Çok yorgundum köpekler yüzünden hiç koşmadığım kadar hızlı koşmuştum.Kevin ile hemen duş alıp uyuduk.
J ye alışmıştık artık.Evin içindeki varlığı artık ben ve Carly çok rahatsız etmiyordu.Saat 7:30 işe gitmeye hazırdı.J evde kaldı her zamanki gibi evde sıkılmıyormuş.Perscy'nin ilk maaşıyla aldığı bir düzine kitabın arasından seçip seçip okuyormuş.Hemen işe koyulduk.
PERSCY&CARLY
Hemen mutfağa giriştik Carly ile.Mutfakta kafasında şef şapkasıyla Carly'i izlemek büyük bir zevkti benim için onun o tapılası gülümseyişi ile minicik olan gözleri beni bitiriyordu.Carly'i seviyordum hemde tahmin etttiğimden de çok.Eğer okuldan kaçmasaydık Carly2i mezuniyet balosuna be davet edecektim ve dans ederken onu ne kadar çok sevdiğimi söyleyecektim.Ama olmadı ne zaman söyleyeceğim bilmiyorumda.
Carly
"Havuçları daha minik doğra."
"Çok bilimişlik yapmada sen patateslerine bak aaaa yanmışlar mı ne?"
Carly telaşla ocağın başına koşturdu halbuki patatesleri atalı daha iki üç dakika olmuştu.Yemek yapmayı bilmediği halde neden biliyorum deyip mutfakta çalışıyordu anlamıyorum genelde ben yemekleri yapıyorum Carly'de arkamı topluyordu.Babam evde olmadığı için annemle çok vakit geçiriyorduk.Annem mükkemel bir aşçıydı saatlerce yemekler börekler çörekler yapardık beraber mutfakta bana hep'Eğer bir gün sevdiğin biri olursa ona yemek yap sana daha çok aşık olacaktır.' derdi .Yemek yapmayı çok küçük yaşlardan beri biliyordum.Ve bir gün Carly için yemek yapmayı çok istiyordum.Carly patateslerini kontrol etmiş ellerini göğüsünde birleştirmişti.Kaşlarını çatmıştı.
"Pis yalancı hiçbir şey olmamış patateslerime."
Güldüm onun bu çocuksu tavırlarına şımartılarak büyüdüğü belliydi.
"Carly merak ediyorum sana bir şey sorucam.Yemek yapmayı bilmedin ortada-elimle kendisini işaret ettim-kabul et.-kabullenmişcesine başını salladı-neden biliyorum deyip mutfakta çalışmak istedin garsonluk yapabilirdin sende?"
Salak hiçbir bir şey anlamıyorsun birde zekiyim diye geçinir.Ben seninin için biliyorum dedim.Eğer ben olmasaydım yanına başka bir bayan eleman alacakalrdı ve sen gününün hepsini bu mutfakta o bayanla geçircektin ve bende hiçbir şey olmamış gibi masa masa dolaşıp sipariş alacaktım.Hah çok beklersi.Görmüyor musun seviyorum işte seni hemde çok ama bunu sana söylemeye cesaretim yok.Bu yüzden sana ima etmeye çalışıyorum ama sen de hiç anlamıyorsun.
Aklımdan tüm bunlar geçerken bana meraklı gözlerle bakan Perscy'e baktım.
"Kevin'nın Taylor'un yanında olması lazım bu yüzden başbaşa iş yapsınlar diye bende buraya geçtim ama fenamı arkanı topluyorum işte."Yapmacık olarak gülümsedim.Perscy'e aklıma gelen ilk saçma şeyi söylemiştim ben bile yalanımda iğrenirken Perscy'in inamasını umut etmekten başka çarem yoktu.Anladım dercesine başını salladı.Kırılmıştım beni görmemesi kırmıştı beni ama belli etmek yoktu bu işin raconunda.
"Ben bi lavaboya gidip geleyim Perscy."
"Olur."
Lavaboya gidip elimi yüzümü iyice yıkadım akan makyajımı komple silip baştan yaptım.Bir eyeliner,bir şeffaf parlatıcı ,rimel ve kalem.Aynadaki yansımama gülümseyip Mutfağa geri döndüm.Perscy salya sümük ağlıyordu onu böyle görünce yüreğimden ılık ılık bir şeyler akıp gitti.Endişeyle yanına koşturdum ve yanına yaklaştığımda gördüğüm iki büyük soğanla gülmeye başladım.Kıyamam nasılda yakmıştır şimdi o kahvenin en mükemmel tonunda ki gözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY IŞIĞININ GÖLGESİNDEKİ AŞK
Teen Fiction"Benden kaçma artık." "Yapamam biz olmamalıyız." Bu cümleden sonra hersey değişmişti bunu benim azmim başarmıştı.Peki ya sonra? Yasaktık birbirimize. "Bunu bana yapanı bulacağım bu kadar masum insanın ve ailemin ölmesine izin veremem." *Herşey...