Balkonda oturmuş kahvelerimizi içiyorduk. Üzerimdeki hırkaya sarılmıştım. Aylardan ekimdi. Antalya'da havanın belli olmadı aylardan birisi. Güneş varken sıcak ama battığında üşüdüğümüz zamanlar. Her şeye rağmen bu şehri seviyordum. Artık ağaçlar, çiçekler hatta binalar bile gözüme güzel görünüyordu.
Yere kupamı bırakıp ona döndüm. Aklımda yanıtlanmayı bekleyen sorular vardı. Söze nasıl başlamam gerektiğini bilmiyordum. Zihnimde toparlamaya çalışıyor bir yandan da bacaklarımı sallıyordum.
"Demet sana sormak istediğim bir soru var."
Benim gibi elindeki kupasını yere koyup bana doğru döndü.
"Seni dinliyorum sonradan külkedisi olan kız."
Bu söz aklımdaki düşünceleri dağıttı. Ailemle yaşadığım lüks içindeki hayatı bırakıp külkedisine dönmüştüm. Bunu kendim seçmiştim. Yine de içimdeki mutluluğa engel olamıyordum.
"Işıl, yani sevgilin o da senin gibi biseksüel mi?"
"Hayır, o lezbiyen. Onun için daha zor bir durum tabii, beni hem erkeklerden hem de kızlardan kıskanıyor."
"Daha önce de kızlarla beraber oldun mu?"
"Aslına bakarsan kızlar daha çok ilgimi çekiyor."
"Peki mezuniyete beraber geldiğin oğlan o zamanlar sevgilin miydi?"
"Sadece takılıyorduk."
İşte bu kelime bana çok yabancıydı, takılmak. Şimdiye kadar kimseyle böyle bir şey yaşamamıştım. Sevgili olmuşlardı bazen de arkadaşlığa dönmüştü. Birisi ile takılmak bana göre kendine hakaretti. İnsan neden kendisini önemsemeyen biri ile beraber olurdu ki?
"Uygulamadan ağa düşen birileri oldu mu?"
Sesli bir şekilde inledim. Neredeyse tüm gece çevrimiçi kalmış ve beklemiştim. Hiçbir geri dönüş olmamıştı. Beğenip eklediğim erkekler olduğu halde saçma sapan bir telefon uygulamasından bile reddedilmiştim.
"Hayır, henüz tık yok."
"Bekle elbet birisi gelecektir."
Telefonu çalınca içeriye gitti. Yerdeki kupamı alıp soğumuş kahvemden bir yudum içtim. Tadı bile değişmişti. Dilimi dışarı çıkartıp yüzümü buruşturdum. Karşıdaki binanın üçüncü katında bir kadın çamaşır asıyordu. Onu izlemeye başladım. Demet'in geri geldiğini fark etmemiştim.
"Işıl işten çıkınca bize gelecekmiş seninle tanışmak istiyor."
Heyecanlanmaya başlamıştım. Sanki kalbimin atışı dışarıdan bile belli oluyormuş gibi hırkamı iyice üzerime örttüm.
"Kaçta çıkıyor?"
"15 dakikaya çıkar, yarım saat de yol sürse ortalama 1 saat diyebiliriz."
Birden yerimde doğrulup terliklerimi giydim. Hiç tanımadığım bir insan beni ev halimle görmemeliydi. Ellerimle saçlarımı geriye ittirdim. Kendime çeki düzen vermek için izin isteyip yeni odama gittim.
Bavulumu açıp önünde diz çöktüm. Ne giymem gerektiğini bilmiyordum. Fazla aşırıya kaçmamalı ama çok da paspal gözükmemeliydim. En sevdiğim önü baskılı tişörtümü çıkarttım. Buruşmuştu. Kalkıp ütüyü prize taktım. Dizlerinde ve üst kısımlarında yırtıklar olan kot pantolonumu da bulduğumda içim biraz da olsa rahatlamıştı.
Tişörtümü ütüledikten sonra üzerime giydim. Saçlarım yağlanmıştı. Aslında yarın duş almayı planlıyordum fakat karşısına böyle çıkamazdım. Banyoya gidip saçlarımı yıkamaya karar verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitli Hayaller (Lgbti)
Teen FictionHazal, üniversiteyi bitirmiş ailesiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olsa da özgürlüğü elinde değildir. Her şeyi bir kenara atıp kendisine yeni bir sayfa açabilecek midir? Tek istediği alıştığı düzenin yerine kendi hayallerin...