Işıl her zamanki gibi sarhoş olmuştu. Bu defa abartmış iki kez tuvalete kusmaya gitmişti. Yanımda hala içmeye devam ediyordu. Elindeki bardağı çekip aldım. Gülmeye başladı.
"Aşkım ne yapıyorsun üzerime dökülecektin."
"Yeter Işıl artık gidelim çok içtin ayakta duramıyorsun."
"Zaten oturuyoruz, ver şu bardağı."
Gözlerimi gözlerinden ayırmadan bardağı yavaşça ters çevirdim. Dökülürken pantolonuma sıçrayan alkol umurumda değildi daha fazla içmesini istemiyordum. Çevreden gelen küfürleri duymamaya çalıştım. Ta ki bir tanesi beni omuzumdan ittirene kadar.
"Ne yaptığını sanıyorsun sürtük!"
Alkolün etkisiyle sersemlemiş, gelen darbeyle masaya çarpmıştım. Benim bardağım da devrilip bana vuran oğlanın üzerine dökülmüştü.
"Seni mahvedeceğim!"
Üzerime yürüyünce geriye doğru birkaç adım attım. Korkmuştum.
"Sakın bana yaklaşma!"
Kelimeler ağzımdan o kadar titrek çıkmıştı ki müziğin etkisiyle duyduğundan emin değildim. Bana yaklaşmaya devam ediyordu. O kadar korkmuştum ki arkamdaki duvara avuç içlerimi yaslayıp sık nefesler almaya başladım. O kadar içmişti ki baygın gözlerinden belli oluyordu. Yalvaran bakışlarımla arkadaşlarına baktım. Bizi gülerek izliyorlardı.
Yanıma kadar geldi. Yüzlerimiz arasında santimler vardı. Belimi kavrayıp kendisine doğru çekti. Sertleşmiş erkekliğini kasıklarımda hissettim. İğrenç bir duyguydu. Ağlamak istiyordum. Ağzımdan "Lütfen," dışında bir kelime çıkmadı.
Birden kafasının geriye doğru çekilmesiyle acıyla inledi. Kolundan kurtulup yan tarafa kaçtım. Işıl saçlarından tutmuş kulağına bir şeyler söylüyordu. Çevre masalardaki herkes bize bakıyordu. Korumalardan birisi olduğunu düşündüğüm bir adam bize doğru koşarak geliyordu.
"Yardım edin!"
Yanımıza geldiklerinde ne olduğunu sordular. Onlara beni taciz ettiğini söyledim. Dışarıya çıkmasını istediklerinde diretti. Kollarını arkada birleştirip dışarıya doğru sürüklemeye başladılar. Az önce dökülen biraya basınca ayağı kaydı. Düşeceğini düşünerek bir çığlık attım. Son anda dengesini toparlayıp arkasını döndü.
"Seni mahvedicem sürtük!"
Uzaklaşana kadar ellerim titreyerek gidişlerini izledim. Işıl belime sarılmış sırtımı sıvazlıyordu. Tabureye oturup alnımı masaya dayadım.
"Geçti aşkım kendine gel artık."
"Gitmek istiyorum Işıl."
"Biraz uzaklaşmalarını bekleyelim. Bu zamanı tuvalette geçirmeye ne dersin?"
Başımı kaldırdığımda imalı suratıyla karşılaştım. Yaşadığım bu gerilim dolu andan sonra istediği benimle sevişmek miydi? Gözlerimi devirip geri masaya döndüm.
"Hadi ama sevgilim bu geceyi boş geçirmeyelim."
Belimdeki eli yavaşça popoma inmeye başladığında elini tuttum. Gözlerim dolmuştu. Kalbim hala eski ritmine dönmemişti. Bunu benden nasıl isteyebilirdi?
"İstemiyorum!"
Karşımdaki sandalyeye morali bozulmuş şekilde girip oturdu. Bir sigara yaktı. Ardından ben de paketten bir tane aldım. Titreyen ellerimle çakmağı bile zar zor tutuyordum. İçime çektiğim dumanı öksürükler arasında dışarıya verdim. Boğazım düğümlenmişti. Sigarayı söndürüp arkama yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kilitli Hayaller (Lgbti)
Novela JuvenilHazal, üniversiteyi bitirmiş ailesiyle lüks bir hayat yaşamaktadır. İstediği her şeye sahip olsa da özgürlüğü elinde değildir. Her şeyi bir kenara atıp kendisine yeni bir sayfa açabilecek midir? Tek istediği alıştığı düzenin yerine kendi hayallerin...