...

22 3 2
                                    

Kenara büzülen, duvarlara sarılan diğer hastaların varlığının belli belirsiz farkındaydım. Hastalar arasında tanıdıklarım vardı. Napolyon'un  kendisini bir köşeye çektiğini, aniden merakını yitirmiş olan Haberci'nin , kendisinin aniden yükselen sesten sakınabilecekmiş gibi yere çöküp büzüldüğünü gördüm. Liza hızlanıp, çığlığın kaynağına doğru koştukça, adımlarının sesi yerden yankılanıyordu. Yüzüne çok kısa bir an bakabildim. Hastanede hiç günmeyen bir sertlik  ve açıklıkla gerilmişti yüzü. Sanki ses , içindeki muazzam bir endişeyi tetiklemişti, o da bu endişeye eşlik eden tüm kokuların ardında bırakmaya çalışıyordu. Çığlık koridorun öbür ucundan, kadınlar yatakhanesinin girişinin  ilerisinden gelmişti. Ama hatırası zihnimde, onun varlığı kadar, sabah duyduğum anki kadar gerçekti. Etrafımda yangın duvarı gibi kıvrıldı..
Liza, hastanenin koridorunda olabildiğince hızlı koşuyordu. Dünyada bir insanı, hatta bir deliyi bile bu kadar çaresiz bırakılabilecek tek bir şey vardı : Ölüm.

Yaşıyorum.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin