Yalanlar-10-

35.2K 1.9K 82
                                    

Keyifli okumalar...

Melek, küçük çantasının içine koyduğu birkaç günlük kıyafet ve pijamalarının üstüne parfümü de dahil makyaj malzemelerini koyup fermuarını kapattığında kalbi çıkacağı bu küçük yolculuk için heyecanla atıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Melek, küçük çantasının içine koyduğu birkaç günlük kıyafet ve pijamalarının üstüne parfümü de dahil makyaj malzemelerini koyup fermuarını kapattığında kalbi çıkacağı bu küçük yolculuk için heyecanla atıyordu. İlk defa Konyadan çıkıp başka bir şehri görmeye gidiyordu. On sekiz yaşındaydı ve sonunda liseyi bitirmişti. Bir yıl boyunca üzerinde olan sınav stresini şimdi arkadaşlarıyla gideceği bu kısa tatil ile üzerinden atmayı düşünüyordu.

Odasından çıkmadan önce aynada son kez düzleştirdiği saçlarına bakıp çantasını eline alarak odadan çıktı. Odasından çıkıp dış kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı ki babasının o sert sesi kulaklarına doldu.

"Melek!" İsmini işittiğinde yürümeyi kesip olduğu yerde gözlerini kapatarak içten içe dua etmeye başladı. Babasının bu seferlik bir sorun çıkarmaması için Allaha yalvarıyordu adeta.

"Efendim, baba?"

"Su getir." Melek babasının emrini uygulamak için çantasını duvar dibine koyarak hızlı adımlarla mutfağa giderek bir bardağa soğuk su doldurdu. Biliyordu, babası sıcak su içmezdi.

Elindeki suyu oturma odasında olan babasına götürdüğünde babası elindeki bardağı alıp sorgulayan bakışlarını Meleğin üzerine dikti. "Bir yere mi gidiyorsun?" Melek, babasının sorduğu soru karşısında ellerini önünde kavuşturarak korkuyla yutkundu. Demek ki annesi babasına gideceğini söylememişti. Ama söyleyeceği konusunda Meleğe söz vermişti.

"Arkadaşlarla üç günlüğüne İstanbula gidecektik."

"Öyle mi? Peki ben bu evin nesi oluyorum?!"

"Annem sana söyleyecekti."

"Gidecek olan annen mi de bana annen söylüyor!" Babasının sinirle bağırarak oturduğu yerden kalkmasıyla Melek, bir kaç adım geriye doğru kaçtı. Neden babasının sinirleri pamuk ipliğine bağlıydı ki? Özellikle söz konusu Melek olduğunda sinirlenmediği bir konu yoktu.

"Ben..."

"Sen ne?! Hiçbir yere gitmiyorsun. "

"Ama arkadaşlarım beni bekliyor."

"Onu bana sormayıp plan yapmadan önce düşünecektin."

"Baba, lütfen izin ver bu seferlik için."

"Melek, odana!" Babası bardağı sert bir şekilde masanın üstüne koyduğunda çıkan sesle birlikte Melek irkilerek arkasını döndü ve koşar adımlarla oturma odasından çıkarak duvarın dibine bıraktığı çantasını aldı. Başı önde ağlayarak odasına doğru ilerlerken yatak odasının kapısının önünde duran annesini gördü. Her zamanki boş bakışları gözlerinde hakimiyetini ilan ediyordu. Yıllardır bu bakışlar vardı annesinin gözlerinde. O günden beri...

YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin