" Orman. 5.

177 27 7
                                    

💊

Sabahın ilk ışıklarıyla Çakır'ın odasından çıkmıştım. Ağzımda çiğnemekten bulamaç haline getirdiğim öğle yemeğimden henüz iki kaşık yemişken mideme kramplar girmeye hiç üşenmemişti. Midem yemek yememekten küçüldüğü için yediklerim hemen kusma hissini uyandırıyordu. Uzun saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırırken Çakır'ın sabah yaptığı anlamsızca haraketi beynimi kurcalıyordu. Dirseğimi masaya dayayıp başımı avucuma yerleştirdim. Gözlerimin önünde gözleri, bedenim de hâlâ kollarının verdiği değişik reaksiyonun etkileri hâlâ tazeydi. Oturduğum masadan kalkıp hastaların arasından zor da olsa geçip resim atolyesine gitmeye çalışırken karşım da biri dikildi aniden. Ben yön değiştirince o da benim yaptığımın aynısını yaptı ve yine önümde belirdi

" Çekilir misin! " dedim azarlarlayan bir ses tonuyla

" Çekilmiyorum. " Sinirle kaşlarımı çatıp karşımda duran genç adama baktım. Gözlerimin gördükleri pek hoş şeyler değildi. Göz altları halka şeklinde morluklarla hiçte sağlıklı görünmeyen ruh gibi beyaz bir yüz. Ellerini saçlarına atıp geri attı bir kaç uzun tutamı. Ne yapmaya çalışıyor bu?

" Gerçekten önümden çekilmen için sana bir yumruk atmaktan çekinmem. "

" Gerçekten önünden çekilmem için bana bir yumruk atmaktan çekinme. " Taklit mi etti bu beni? Şimdi işi bitti. Yumruğumu zaten sıkmıştım ve yüzüne indirmem an meselesiydi. Boyu benden uzun olduğu için yumruğum yetişir mi diye hesapladım. Ve yine sonuç hüsran, yetişmiyor. Elimi yüzüne denk gelmesini umarak savurdum. Hızlı bir haraketle elimi yakaladı. Tuttuğu elimi yüzüme yaklaştırıp bana elimle vurmaya başladı. Güldüm. Deli mi adam be!

" Yapma. " dedim gülmekten bitkin düşmüş halde. Yüzüne baktığım da o da gülüyor ve yüzümün aldığı halden memnundu

" Çok somurtkansın. Biraz gülmen lazım. " deyip ellerimi bıraktı. " güldüğünü göre ben gidiyorum. " dedi ve gitti

☆☆☆

Kapıyı tıklatıp içeri girdiğim de karşım da ki manzaranın korkunçluğuyla irkildim. Diken diken olan tüylerimle savaşmak zorunda kaldım bir süre. Gözlerimin önünde ki gördüğüm şeyi sindirmem zaman aldı. Oksijensiz kalmış gibi hissettim. Uzun süredir görmediğim yüz şuan tam karşımdaydı. Evlatlığı olduğum kişinin kız kardeşi! Teyzem denilen insan parçası gelmişti. Geliş nedenini az çok tahmin ettiğimden vücudumun verdiği tepkiler çokta anormal sayılmazdı. Gözlerimi sözde teyzemin oturduğu yerden ayırmadan
" Benimle konuşmak istediğiniz bir konu varmış Zeynep hanım. " diyebildim

" Gel şöyle otur. Ayakta kalma. " dediğinde gözlerimi sözde teyzemden ayırıp onun karşısında duran deri koltuğa oturmak için yerimden kıbırdadım. Koltuğa oturunca Zeynep hanım'a dönüp

" Sizi dinliyorum. " dedim

" Bak bulut " deyip gerildiğini belli etti. Parmaklarını içi içe geçirip masaya koymasından anladım. " Tedavin altı aydır sürüyor. Tam anlamıyla iyileştiğini söyleyemem ama ilaç tedavine evde devam ettirebileceğini açık ve net bir şekilde söyleyebilirim sana. Tedaviye olumlu yanıt verdin. Bu süreçte daha fazla üstüne gelmemeli diye düşünüyorum." Anlamıyorum. Beni tüm anlattıklarıma rağmen eve mi göndermek istiyor, pes!

" Zeynep hanım bende sizinle açık ve net konuşacağım. Ben hiç bir yere gitmek istemiyorum. Sizinle daha önce bu konuyu konuştuğumu sanıyordum ama görüyorum ki sizinde unuttuğunuz bir şeyler varmış. Hiç üşenmeden size bu konuyu tekrar edebilirim. Benim bir evim, ailem, akrabam ve hatta yaşadığım bir yer bile yok. Beni evlatlık edinen  aile öldükten sonra evlatlığı olduğum kişinin kız kardeşiyle tekrar kalacak değilim. Bir kez yaptım ve sonuç orta da. " Gözlerimi yumdum. Yutkundum. Tekrar açtığımda o korkunç sözleri söylemek canımı acıtsa da söylemeye çalıştım. "Tacize uğradığım için bu lanet yerdeyim! Tekrar olmaması için hiç bir yere gitmeyeceğim! Kendimi öldürürüm de gitmem! Ve gerçekten beni korumanız gerekirken tekrar o cehenneme göndermeye niyetli misiniz?" dediğim an teyzem diye adlandırdıkları yabancı elimi avunucunun içine alıp

ORMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin