Orman. 9 Kaçış

82 22 21
                                    

Her şeyin kafanın içinde olup bitmesine karşı koyamamak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her şeyin kafanın içinde olup bitmesine karşı koyamamak.
Hislerini söküp atmak isterken onlara tamamen esir olmak.
Düşüncelerini kavanoza koyup gökyüzüne fırlatmak yerine bir sandığın içine koyup gömmek.

Görevlerini yerine getiremeyen geçici ömre sahip şeyler olmak isterdim.
Gökyüzünde bir bulut, deniz de bir yosun, orman da ağaçlara sarılan bir sarmaşık.
Bulut olup yağmur yağdıramamak. Yosun olup denizi temizleyememek. Sarmaşık olup bitkileri, ağaçları kurutamamak.

İnsan oldum. Görevlerimi yerine getirmeme izin vermediler. Bende insan olmayı reddettim.
Tuhaf... Tuhaf bir varlık oldum. Hiç bir şeyi doğru yapamayan sorumsuz bir varlık.

Bu yüzden midir bilinmez insanları oldum olası hiç sevmedim. Hepsi bencil, çocuklara ve hayvanlara eziyet eden, yaşadıkları gezegenin çivisini çıkarmış bir tür virüs gibiler. Gittikçe çoğalan ve durdurulması zor bir virüs.

🔑

Saat 23:15...

Önümde siyahlara bürünmüş Çakır Karan. Sağım da elimi sıkıca tutmuş Yiğit Soysal. Hastanenin girişinde bekleyen bir kaç güvenlik. Ardımda akıl hastanesi.

Gözlerimi bir an bile ayırmadan baktığım tek yer Çakır Karan'ın sırtıydı. Hızla ilerleyen adımlarına eşlik ediyordum. Gidiyorduk... Hastaneden kaçıyorduk. Tuhaf bir şekilde korkuyordum. Mutluydum da diğer yandan. İlaçlar, tedavi, iğrenç yemekler ve ot gibi yaşadığım günleri geri de bırakıyordum. Mutluluğum korkumu bastıramıyordu ne yazık ki. Kalbimin uğultusundan kaçacak delik arama girişimimi reddetti zihnim.

Bu garip ve anlamsız duygularımı uyuşturan soğuktan da kaçamıyordum. Soğuğa karşı dayanamayan bedenim hemen titremeye baslamıştı. Belki de korku buna sebepti. Zemine basan ayaklarımı hissetmeye çalışırcasına sert, ayağımın altında ki her şeyi ezercesine adımlar atıyordum. Çakır Karan durdu. Önünü dönüp bize baktı. Tuhaf bakıyordu. Gözlerinde ki duyguyu anlamaya çalıştım. Onu gözlerinden okumaya çalışırcasına çabaladım. Çok geçmeden gözlerini kaçırdı ve öfkeli bir şekilde önüne döndü, yürümeye devam etti. Kartal'ın yüzüne baktım soran bakışlarla. Elini sırtıma koyup yürümem için zorladı.

Soğuktan ellerim uyuşmuştu. Çok kötü hissediyordum. Yorgundum, ayaklarımı sürüyerek yürüyordum artık. Bu kadar soğuk olmasına rağmen terliyordum. Üstümdekiler de pek kalın, sıcak tutan giyisiler değildi. Çakır güvenliğe yaklaşıp bir şeyler konuştu. Güvenlik gülerek Çakır'ın yüzüne bakınca bir şey döndüğüne emindim. Eline tutuşturulan şeyle birlikte sırıtmaya başladı, o da bir şey verdi Çakır'a. Telefon.

" İyi yolculuklar Çakır Bey. "

" Burada ki dosyaları toplat. Kanıt kalsın istemiyorum. " Bana döndüğünde irkildim. " Soyadın neydi senin? "

" Derin. "

" Bulut Derin. Şunun da dosyalarını istiyorum. Tek bir yanlış olmasın. " Adımı onun sesinden duymak nede güzeldi. Sesini saklamak istediğim varlık..

ORMAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin