Nabersiniz? Valla ben oldukça üzgünüm, niye? Uzatmalı stajımı bitirdim, sevdiceğimi göremeyeceğim eskisi gibi. Bu sıralarda da , küçük anılarımızı falan yazayım dedim. Kulakları çınlasın portakal çiçeğimin.
Şimdi arkadaşlar yaklaşık 2 hafta önce veya biraz daha fazla bize bağlı başka bir departmanda çalışan bir abla vardı. Sonracığıma fal bakmamı istedi bende olur dedim. Fakat o sırada fazla iş yoktu. Neyse ben bi 5 dakika baktım, sonra bir baktım kapıyı hışımla açtı sert bir şekilde "yerine geç," dedi, ben de pek bir şey diyemedim o sırada o yetkiliydi. Sonra gelip bana iş arkadaşlarımızın yanında küçük çaplı bir fırça çekti, ben de dedim haklısın ama elalemin içinde bağırma. Bu dedi mi iyi yaptım diye, alevlendik biraz. Az bir zaman geçti, şakalaştı benimle kahve yapayım dedi böyle bana bakarak. Gıcık oldum ama bir şey demedim. Ondan sonra yumuşak yumuşak izah etti durumu ben de alttan aldım. Neyse bu kahvenin başında beklerken iş çıktı gitti, ben de fincanın içine tuz döktüm sonra üstüne kahve boşalttım. İşi bitti ben buna sırıta sırıta kahveyi uzatıyorum ama bu safoz anlamadı. Bir içti elinde kaldı fincan. O bakışı ömrüm boyunca unutacağımı zannetmiyorum, şaşkoloz gibi baktı ya. Sonra tükürdü, "aşk olsun ya," dedi tabi ben o sırada yıkıldım gülmekten. Dedim "iyi yaptım bir daha olsa bir daha yaparım," Tabi sonra da "evlenmeden tuzlu kahveyi içirdim," diye de dalga geçmedim değil.
Bu da eniştenizle intikam anımdı, esen kalın!