Üzüntüsü o kadar derinden geliyordu ki Tony elini uzatmaya bile cesaret edemedi.
- Bu sabah ben henüz senin Aidan Dunne'ın kızı olduğunu bilmiyordum. Bu sabah ben Aidan'ın müdür olmayı beklediğini de bilmiyordum.
- Bana söyleyebilirdin... Bana söylemeliydin, dedi ağlayarak Grania.
Tony birden kendini çok yorgun hissetti. Geride uzun bir gün kalmıştı. Alçak sesle, "Hayır, söyleyemezdim. Sana, 'Baban yanılıyor, o görev babanın değil karşındaki hürmetkarın' diyemezdim. Söz konusu olan vefa ise benim vefa borcum babana karşı. Onun komik duruma düşmemesini, hayal kırıklığına uğramamasını sağlamak zorundaydım. Ve hakkı olanı elde etmesini; ona güç verecek ve yeteneklerini kullanmasına olanak sağlayacak bir görevi..."
¦" - Anlıyorum, dedi Grania. Sesi alaycıydı. Sen de gece kursu diye bir şey icat ederek sırtını sıvazlamış oldun, öyle mi ?
Tony O'Brien'ın sesi buz gibiydi. "Öyle görüyorsan, öyledir. Düşüncelerini değiştiremem. Eğer gerçeği göremiyorsan, bunun babana verilen büyük bir fırsat olduğunu, hem kendi hayatını hem de genel olarak insanların hayatını değiştirecek kadar önemli bir iş olduğunu kabul edemiyorsan çok üzgünüm. Üzgün ve şaşkınım. Daha anlayışlı biri olduğunu sanıyordum."
- Sınıfınızda bir öğrenci değilim, Bay O'Brien. Hem de başınızı kızgınlık yerine üzüntüyle sallamanızdan da hiç etkilenmiş değilim efendim... Siz babamı da beni de gülünç duruma düşürdünüz.
- Ne yaparak ?
- Ne mi yaparak? Kızıyla yattığınızı, sonra beklentisini öğrenince koşarak okula gidip ona verilecek görevi elinden aldığınızı bilmiyor. İşte bunu yaparak.
- Sen de kendini daha iyi hissetmesi için bunları babana anlattın mı yoksa?
- Anlatmadığımı sen de biliyorsun. Kızıyla yatmak bölümü o kadar önemli değil. Hayatımda bir gecelik bir macera diye bir şey olacaksa işte oldu demektir...
- Fikrim değiştireceğini umuyorum, Grania. Senden çok çok hoşlanıyorum ve seni çekici buluyorum.
-Yaa!
- Hayır, "yaa" değil. Doğru söylüyorum. İstediğin kadar bana inanma, ama cazip bulduğum ne yaşın ne de güzelliğin. Bugüne kadar birçok genç ve güzel kız arkadaşım oldu. İstesem şimdi de öylesini kolaylıkla bulacağımdan eminim. Ama sen başkasın. Beni terk etmeye karar verirsen çok önem verdiğim bir şeyi kaybetmiş olacağım. Söylediklerime ister inanırsın, ister inanmazsın, ama ben gerçek hislerimi açıklıyorum.
Bu kez Grania suskundu. Bir süre birbirlerine baktılar. Sonra Tony, "Baban beni size davet etti, ailesiyle tanışmamı önerdi, ama ben 'Eylüle kadar bekleyelim' dedim. 'Eylüle daha çok var, o zamana kadar kim bilir neler olur' dedim." Grania omuz silkti. "Kendimi değil daha çok seni düşünüyordum. Ya bana karşı hâlâ kızgın olup beni hor görmeye devam edersin ve her aradığımda evde yok dedirtirsin ya da birbirimizi gerçekten sevdiğimiz için bugün olanların sadece büyük bir zamanlama hatası olduğunu düşünürüz."
Genç kız hiç sesini çıkarmıyordu
- Öyleyse eylüle kadar... dedi Tony.
- Tamam. Çıkmak üzere arkasını döndü.
- Aramayı sana bırakıyorum, Grania. Ben buradayım. Seni tekrar görmekten mutlu olurum. İstemezsen sevgili de olmayız. Benim gözümde bir gecelik bir macera olsaydın gitmene hiç üzülmezdim. Her şeyin yeterince karmaşık olduğunu, ilişkimizi şimdiden kesmenin daha doğru olacağını düşünürdüm. Ama ben bu evde senin bana geri dönmeni bekleyeceğim.