Kovuk

1.5K 150 10
                                    




Sabah gözlerimi Weasley'lerin evinde açtım.

Bu ev sanki bir zamanlar büyük, taş bir domuz ahırıymış ama oraya buraya odalar eklenmiş ve sonunda ev birkaç katlı hale gelmiş gibiydi. Öyle eğriydi ki, sanki sihirle ayakta duruyordu. Kırmızı damın üstüne dört ya da beş baca konmuştu. Giriş yakınında yere saplanmış, bir tarafı eğrilmiş bir tabelada "Kovuk" yazılıydı. Ön kapının çevresinde karmakarışık bir lastik çizme yığını ile çok paslı bir kazan vardı. Birkaç şişman kahverengi tavuk, bahçede orayı burayı gagalıyordu.

Odaya kadar gelen Mrs. Weasley'nin sesiyle yataktan fırlayıp pencereye koştum. Aşağıda 4 erkek çocuğu vardı. Ron pis yeşil bir renge bürünmüştü, korkudan.

"PERCY'NİN KİTABINDAN BİR YAPRAK BİLE ALSAN SANA FAYDASI OLUR!" diye haykırdı Mrs. Weasley, parmağıyla Fred'in göğsünü dürterek.

Bir süre daha azarladıktan sonra Harry'ye döndü. Sevinçten olduğum yerde zıpladım. Onlar içeriye geçerken ben de aşağıya fırladım.

Onları mutfakta buldum. Mutfak küçük ve bir hayli sıkışıktı. Ortasında ovulmuş bir tahta masa ile iskemleler vardı.

Mrs. Weasley biraz rastgele şekilde kahvaltıyı hazırlayarak tangırdıyor, tavaya sosis atarkende pis pis oğullarına bakıyordu. Arada bir "aklınızdan ne geçiyordu bilmem" ve "dünyada inanmazdım" gibi şeyler mırıldanıyordu.

Harry ile göz göze geldiğimiz sırada sevinçle gülümsedim. Üzerimde pijamalar vardı ve koyu renk saçlarım kabarmıştı. Yine de koşup yanıma geldi. İçtenlikle ona sarıldım, o da bana sıkı sıkı sarılarak yanıt verdi.

"Burada ne işin var?" diye sordu merakla.

Güldüm. "Ron beni iki gün önce davet etmişti."

Mrs. Weasley tabaklara sosis ve yağda pişmiş yumurtaları koyuyordu. Bu sırada Harry ile konuşmaya başladı. Fırsattan istifade yeniden yukarı çıktım. Üzerimi değiştirip yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım. Aşağı indiğimde Fred,

"Hava bulutluydu, anne!" diye isyan ediyordu.

"Sen yemek yerken ağzını kapalı tut bakayım!" diye cevabı yapıştırdı Mrs. Weasley

"Onu açlıktan öldürüyorlardı, anne!" dedi George.

"Sen de!" dedi Mrs. Weasley ama Harry'nin ekmeğini dilimleyip üstüne tereyağı sürerken yüz ifadesi birazcık daha yumuşamıştı.

"Bu arada bu haylazlar için endişelenirken sana günaydın deme fırsatım olmadı, Juliet tatlım," dedi bana gülümseyerek.

Başımı salladım. "Size de günaydın Mrs Weasley."

Tam o sırada upuzun gecelik giymiş ufak, kızıl saçlı birinin mutfakta görünüp küçük, tiz bir çığlık attıktan sonra yeniden dışarı kaçışı herkesin dikkatini dağıttı. Bu Ginny'di.

Ron, yavaş sesle Harry'ye "Ginny," dedi. "Kız kardeşim. Bütün yaz senden söz etti."

"Evet, imza istemesi yakındır, Harry," dedi Fred sırıtarak ama annesiyle göz göze gelir gelmez, tek kelime daha etmeden başını tabağına eğdi.

Fred, bıçağını ve çatalını sonunda elinden bırakarak "Vay canına, yorulmuşum," dedi. "Sanırım yatmaya gideceğim ve..."

"Hayır," diye sözünü kesti Mrs Weasley, "Bütün gece ayakta durmak senin kendi hatan. Sen benim için bahçedeki yercücelerini ayıklayacaksın. Tamamen baş edilmez bir hal alıyorlar."

"Ama anne..."

"Ve siz ikiniz de," dedi annesi, gözlerinden şimşekler çakarak. Harry'ye ise "Sen yukarı çıkabilirsin canım," dedim. "Onlardan o rezil arabayı uçurmalarını sen istemedin."

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin