Korkulu Kaçış

1.2K 142 66
                                    



Merhabaa!
Kısacık bir bölümle karşınızdayım. Bu bölümü kısa tutmak zorundaydım, üzgünüm. Vize haftamdayım... Zaten bölüm adını benim sınavlardan deli gibi kaçmaya çalışımdan alıyor sjdjsjf Bu arada zaten hiç de yüksek olmayan oylarımızın düştüğünü fark ettim?? Gerçekten üzüldüm...
Vee bir de sevgili okuyucumlarımla biraz sohbet etmek isterim. Şu sıralar (hp dışında) ilgilendiğiniz, fanı olduğunuz, uğraştığınız neler var söyleyin bakalım 😊 Mesela ben bu aralar anime ve kore dizileri izliyorum 😂😂




"Merhaba, Harry! Nasılsın? Şey... Ben düşünüyordum da... Yani biraz konuşmaya ne dersin?"

Sinirle burnumdan soludum, bu olmamıştı. Herkes kahvaltı için Büyük Salon'a gitmişti fakat ben insanların yüzüne nasıl bakacağımı bilmiyordum. Ortak Salon'da kendi kendime konuşmaya devam ederek en uygun açıklamayı arıyordum.

"Profesör Dumbledore! Efendim, ben galiba sırlar odasını açtım!"

Böyle de olmazdı.

Nasıl anlatacaktım ki? Kimse suçsuz olduğuma inanmazdı, zaten herkes için yeterince tuhaftım bir de böyle bir şey söyleseydim kim bilir neler olurdu?

"Evet, Harry. Sırlar Odası'nı ben açtım. Hadi, şimdi oraya gidelim ve sen o kocaman Basilisk'i öldürdükten sonra Tom Riddle'ı da yok et. Başına bela açtığım için üzgünüm ama eminim senin için tüm bunları yapmak çok basittir. Çak bir beşlik!"

Öfkeyle pencereye doğru yürüdüm. Her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım, neden dikkatli olmamıştım sanki? Fazla rahattım. Hogwarts'a ne zaman gelsem aklım başımdan uçup gidiyordu. Harry'nin hayal kırıkları ile dolu zümrüt rengi gözlerini hayal edebiliyordum.

Bunu nasıl yapardım?

Dün geceyle ilgili her şey çok bulanıktı. Önceki günlerde de başımın fena halde ağrıdığı olmuştu fakat özellikle Cadılar Bayramı şöleninden sonrasını hatırlayamıyordum. Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım aklıma bir şey gelmiyordu. Belki de ben yapmamıştım?

Hayır. Benim yaptığımı anlamak için yeterince kanıt vardı. Şimdi de korkaklık edip durumu kabullenemiyordum.

Benim yüzümden okuldaki öğrenciler taşlaşacaktı, benim yüzümden Harry çok zor anlar yaşayacaktı ve hatta belki bu defa kaybedecekti... İmkansız! Harry çok güçlüydü.

"Ben de seni arıyordum!"

Enseme kadar uzanan nefesi hissettiğimde sıçrayarak arkama döndüm. Bir çift gri göz, gözlerime kilitlenmişti.

"Draco!" dedim sakinleşmeye çalışarak.

Güldü.

"Seni korkutmak istemezdim," dedi neredeyse mahcup bir tavırla. "Kahvaltıya gelmediğini görünce seni merak ettim. Dün de hasta gibiydin."

"Dün mü?" Panik içerisinde gülümsemeye çalıştım. "Ah, evet kendimi iyi hissetmiyordum o yüzden yatakhaneye çıktım."

"Sen gittikten sonra epey şey oldu," diye mırıldandı kaşlarını çatarak. Sonra gözleri boynumdaki tılsıma kaydı ve kendinden emin bir biçimde sırıttı.

"Evet..." dedim zoraki bir biçimde. "Olanları duydum."

Draco olanlara pek aldırmamış gibiydi, nasılsa kendisinin güvende olduğunu biliyordu.

"Hadi," dedi beni çıkışa yönlendirerek. "Dersler neredeyse başlamak üzere."

***

Birkaç gün boyunca okuldaki herkes sadece, Mrs Norris'e yapılan saldırıdan söz etti. Filch, onun saldırıya uğradığı yerde volta atarak kimsenin olayı unutmamasını sağladı. Sanki saldırganın geri döneceğini düşünür gibiydi. Onu duvardaki mesajı "Mrs Skover'in Her İşe Yarayan Sihirli Kir Çıkartıcısı" ile silerken görmüştüm ama ne fayda! Kelimeler taşın üzerinde parıldayıp duruyordu. Filch, suç mahallini gözaltında tutmadığı zaman da kan çanağı gibi gözlerle koridorlarda sinsi sinsi dolaşıyor, hiçbir şeyden kuşkulanmayan öğrencilerin üstüne atlayıp onları "yüksek sesle nefes almak" ve "mutlu görünmek" gibi nedenlerle cezalandırmaya çalışıyordu.

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin