Kurtarılması Gerekenler

1.2K 137 83
                                    


Merhabaa!
İştee, söz verdiğim gibi cumartesi günü, hatta daha erken bir saatte yayımladığım bölüm ile karşınızdayım.
Ya benim okuyucularım çok tatlı, gerçekten. Okuyucumsunuz diye demiyorum sizi çok seviyorum ve yaptığınız yorumlara deliriyorum 😂😂😂
Her neyse iyi okumalar ve bu arada şimdiden bayramınız mübarek olsun!! 😎😎



Saat 11'e gelirken tüm okul ile beraber Quidditch stadyumuna gidip, binalarının renklerine bürünmüş Slytherinlilerin yanında takımımızı destekliyordum.

Bunaltıcı bir gündü, havada fırtına kokusu vardı. Güneş bulutların arasında bir yerde kaybolmuştu.

Gryffindor sahaya çıkarken yuhalayan Slytherinliler yüzünden işitme duyumu kaybedecek gibi hissetmiştim ama sessiz kalmayı tercih ettim.

Madam Hooch sahanın ortasına geçmiş ve geri saydıktan sonra düdüğünü çalmıştı.

Kalabalığın tezahüratlarıyla oyuncular kurşuni gökyüzüne doğru yükseldi. Harry hepsinden yükseğe uçtu. Malfoy'un, onun yanından geçerek ona laf attığını olduğum yerden duyabiliyordum.

Bir yandan takımıma destek verirken diğer yandan Harry'yi gözlerimle kontrol ediyor, iyi olduğundan emin olmaya çalışıyordum. Yaralanacağını adım gibi biliyordum, onu kovalan Bludger'ı gördükten sonra kitabı okumasam bile yaralanacağını anlardım.

Fred ve George, kalın sopalarıyla Bludger'ı ne kadar savurursa savursun, Bludger yine yön değiştirip dosdoğru Harry'ye doğru gidiyordu. Normalde, Bludgerlar asla bir oyuncu üzerinde yoğunlaşmadıkları için herkes bir terslik olduğunu anlamıştı.

Harry, Weasleyler'in koruması altında Snicth'i bile göremezken, Slytherin altmış sayı yapmıştı. Eğer Harry tehlikede olmasaydı ve sonunda Gryffindor'un kazanacağını bilmeseydim, bu coşkuyu diğer Slytherinliler ile paylaşabilirdim.

Ama binamın sevinci kısa sürecekti.

Wood'un istediği birkaç dakikalık aradan sonra Gryffindor sahaya döndüğünde Weasleyler Harry'yi korumayı bırakmış, diğer oyuncuları sayı yapmaları için korumaya başlamışlardı. Bu arada delice bir yağmur yağıyordu ve göğe yükselen Harry'nin sırılsıklam olan siyah saçlarını net bir şekilde görebiliyordum. Dengesiz bir biçimde süpürgesini kullanıp Bludger'dan, kavisler çizerek, zikzaklar yaparak kaçmaya çalışıyordu. Onu izlerken kendi başımın döndüğünü hissediyordum.

Ardından her şey fazlasıyla hızlı bir biçimde gelişti. Malfoy, Harry'nin karşısına geçtiği sırada Bludger hızlıca dirseğine vurmuştu. Kendi kolumda bir sızı hissederken kesik bir nefes aldım. Canı çok acımış olmalıydı ama Snitch'i yakalamak için acısını görmezden gelmiş, hatta süpürgesinin üzerinde ayakta durmuştu.

Snitch'i kavradığını, hızla yere inmeye başladığını görünce telaşla insanları ittirip ona ulaşmaya çalıştım fakat ben henüz yerimden beş santim bile kımıldayamamışken, o pat diye çamura vurup süpürgesinden yuvarlandı. Yeşil, tatlı gözleri yavaşça kapandı.

***

Gryffindor kazanmıştı.

Harry yaralanmıştı ve Lockhart, onu daha fazla yaralamıştı. Önceden kırık olan kolu, şimdi tamamen kemiksiz bir durumdaydı.

Onu hastane kanadına götürmek için yardım ettikten sonra endişeli bir halde Ortak Salon'a dönmüştüm. Eğer vaktinde sahaya inebilseydim, Lockhart'ın o aptal büyüyü yapmasını bir şekilde engelleyebilirdim.

Söylenerek yatakhaneye çıkmaya hazırlanıyordum ki şöminenin önünde duran omuzları düşmüş bedeni gördüm.
Çamurlu forması hala üzerindeyken, ateşin ağır ağır dalgalanmasını izleyen Draco geldiğimi fark etmemişti.
Etrafında kimse yoktu, öğrencilerin çoğu yorgunluktan ve yenilginin verdiği hüzünden yataklarına gitmişti. Geri kalanıysa kendi aralarında öfkeli bir biçimde Gryffindor hakkında konuşuyordu.

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin