"GÜVEN"

162 5 15
                                    

Annem başımı okşayarak"Baban iyi oğlum merak etme. Şimdi hastaneye kaldırdılar,biz de birazdan gideceğiz. Sen nasıl oldun annem ?"

Hiç iyi değilim... ne zaman iyi oldum ki mutlu bile olmamıştım. Sırtımda öyle bir yük var ki kalkamıyorum. Belkide biribirlerine kızmasalar hiçbirşey olmayacaktı...

"Benim birşeyim yok beni babama götür anne" ağlıyordum. İçimdeki koskoca his gittikçe çoğalıyor , kalbim sıkışmaya başlıyor "hadi gidelim artık !" Çığlık atıyordum .

***

Hastaneye vardık babam yoğun bakımda gördüm . Gözlerim doluverdi hemen. Hemşire girmek yasak diyor başka bişey demiyor.
En sakin ortamı bekleyip birden babamın odasına girip kapıyı kilitledim.

" bunu yaptığıma inanmıyorum !" Babamın yanına gidip oturdum.

"İstisnasin be baba, gittin sandım. Yanılmışım... heyecanıma heycan katan tek insansın bir kapı açılırken bir kapı kapandı hâlâ aynı aynı şehirde kahramanım olan hala çocuksu bakan gözlerini ac baba.. bana kızma bunları söyleyebiliyorum seni seviyorum baba ! Lütfen beni yanlış anlama.

Belki gideceksin. Belkide kalacaksın. Belkide ben seninle olan hayallerimi yollamiycağım. Ben babasız bir evde büyüyüp annemi ihmal etmekten korkarım baba ! Gitme...

Sensiz anlamı kalır mı ? varır mı bu saatten sonra limana gemiler. Ben sevdiklerimi kaybetmekten korkarım baba.

Beni bilirsin girdiğim yoldan ölsemde dönmem. Sözümü yemem ölsem de dönmem...

"Gitme. Beni yalnız bırakma . Hem diyorlar ki aslında babamı kaybettiğinde büyümeye başlarsin. Ben hep cocuk kalırım babam. Sen ol yeter ki. Bende büyük adam olmayı veririm."

***

İki gün geçtikten sonra ciğerlerine dolan duman babamı hayattan koparmıştı.

"Böyle işte mira. Her insanın Azrail'e verilmiş bir randevusu vardır. Peki bizim ki ne zaman ? Koşar gibi geldiğim bu mezarlığa zor kopardı beni hep annem. Babamın yanından ayrılamıyorum. Kalkıp mezarından tutuverecekmiş gibi ellerimi. Bunun olabileceğine inanıyorum ben mira! Ben babamı bekliyorum. Ben hâlâ o son gecemizde ki gidişinin dönüşünü bekliyorum.

"Ayaz inanamıyorum ... babani böyle mi kaybettin. "

Hayatımın içinden geçen en hüzünlü vapur bu.Mevsim ağustos Saat denen soysuz deniz kenarı. Kuşlar sallıyor bir mendil gibi hüznün ardından
Yolunu şaşırmış pasaklı kanatlarını.
Toz içinde gökyüzü.Bu hayatimin içine sığınan kir içinde ilk mavi.

Denizin çocuğu olunca şair,Uğramaz şiirlerine tren.Mevsim ağustos,
Saat denen şırfıntı, yıldızların altında tutmuş köşe başını.Bir derdi var belli ki  Yoksa neden ötsün hiç durmadan baykuş kuşu? İnsanlar tedirgin hep duyduğundan Korkak ve batıl bir karanlığa hapsetmiş onlar kendini
Ve bu kaderimin içinden geçtiğim ilk tren belli ki.

Sevmek ve sevilmekten ibaretse hayat denen azlığın anlamlısı,hayatima sızar karamsarlık.Dedim ya mevsim ağustos,Saat bir gecelik sevişmeler kadar soysuz.Şiirler var, şiirler çok, her adımı bir şair bu ülkenin. Şiirler içinde barınan kadınlar şairleri kadar yalan, aşklar reklam.Türlü sevişmeler birikiyor.Görüyorum ki özgürlükle karıştırıyor kiri, pası, ahlaksızlığı 
Kadın,Erkek,İnsan.Bu hayatimin içinde yeşillenen ilk isyan...

"Evet cok aci ama gercek."

"Aşkı tanıyoruz mira. Tabii ki ölümü de. Peki neden hep hazırlıksız yakalanıyoruz?Akıl ve kalp dünyanızı yerle bir edecek, yaşamınıza farklı bir gozle bakmamizi sagliycak. Neden engel olamıyoruz?...

" Ayaz.En yakinindaki insanin gözleriyle en son ne zaman konuştun? Yoksa sen de hala hiç konuşamayanlardan misin? insanların gözleri kalplerinin tercümanıdır ya hani, o dudaklar yalanı çok kolay gizleyebilirken, gözler asla yalan konuşamaz da kendini mutlaka ele verir ya. işte bu sebeple değer verdiğimiz insanlarla hayatımızı paylaşırken, seninle en kıymetli sohbetlerimiz gözlerimizle olmalı ki, gerçekler olduğu gibi gizlenemeden yaşanabilsin. Sen de hâlâ en sevdiklerinin gözlerine dokunup kalbini oksamadiysan, bir gün ansızın yaşanacak bir kayıpla zamana yenik düşme tehlikesiyle karşı karşıyasın demektir. İnsanın vicdanı, gözlerle yapılan sohbetlerde durulup sakinleşir ve huzur bulur. İşte o zaman, bir gün mutlaka yaşanacak kaçınılmaz bir kayıpta, canımız o kadar da çok yanmayacaktır. Çünkü "keşke" lerimiz birikmemiş, onca zaman görmezden geldiğimiz gerçekler önümüze aşılmaz bir duvar örmemiştir. Başımızı her yastığa koyduğumuzda, vicdanımız bir bebek gibi uyuyabiliyor ve sen, hiç durmadan ağlayan, her yeri yara bere içindeki bir evlat gibi acı içinde birakmiyor. Vicdaninin huzuru ve kayıpların arkasından avutulacak güzel anıların birikimidir aslında bizim geriye bıraktığımiz en güzel servet. Bütün bunlar için yapılacak olan sadece gözlerde gördüklerimizi yaşamaksa, o zaman her şey bizim elimizdedir ayaz."

                 Selam arkadaşlar✋

Yorumlarinizi bekliyorum. Keyifli okumalar :)

SENDEN BANA KALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin