-S5-

131 67 0
                                    


Gözlerimi açmama sebep olan kabuslarıma ağız dolusu küfürler armağan edip gözlerimi aralamaya çalıştım. Komodinin üzerindeki saate baktım. 09:01 olduğunu görünce yanaklarımı kocaman şişirerek sesli bir nefes verdim.

Ben belirli alışkanlıkları olan bir insandım, yürüyüş yapmayı erteleyip duruyordum sürekli. İlaçlarımı da unutuyordum sürekli. Gerçi bugün Esranın yanımda uyuması az da olsa azaltmıştı kabuslarımı.

Esradan bahsettiğimde birden dün gece gelmişti aklıma. Esra yanımda değildi. vücudum benden izinsiz ayaklanmıştı. Aniden kalkmam yüzünden gözlerime siyah bir perde düşmüştü. Saniyeler içinde kendimi toparladıktan sonra zemine ayaklarımı sürterek odanın kapısından çıktım. Koridorda kahkaha sesleri yankılanıyordu. Sanırım herkes kalkmıştı.

Kendimi banyoya atıp günlük ihtiyaçlarımı karşıladım. Banyodan çıkıp mutfağa ilerlemeye başladım. Mutfakta gördüğüm tablo beni şaşırtmıştı, hemde çok. Em ve Esra kahvaltı hazırlıyorlardı, daha çok Em sandalyeye oturmuş esraya Krep yapmayı tarif ediyordu. Mutfağa girip

''Günaaayydııın'' dedim gülümseyerek. Esra ''Günaydın'' deyip gülümseyerek işiyle ilgenirken, Emily ''Uykucu Halze yeni uyanmış günaydın öpücüğü almaya ne dersin Junior aden'' derken ellerini bana açıp gelmemi işaret etti. Bu hareketince kocaman gülümseyip kollarının arasına girdim, yine benden esirgemediği o samimiyeti ve gülüşüyle sulu öpücük bırakmıştı yanağıma.

''Junior aden bugün benden önce kalmış'' deyip karnının üzerine elimi koydum. Sanki ordan bana cevap verecekmiş gibi ''Günaydın '' dedim. Elimin altında bir hareketlilik hissedince gözlerimi pörtleterek ''Noluyo bee'' diye cırladım.

Em kahkaha atarken ''Hem soru soruyorsun hemde cevap alınca cırlıyorsun'' deyip kahkahasına kaldığı yerden devam etti.

''Korktum birden ben ne biliyim ya '' deyip gülüşüne eşlik ettim.

Esraya döndüğümde ''Yaa bunlar olmuyor emily yanıyo bunlar'' deyip önlüğünü çıkartıp devam etti ''Bırakıyorum ben bu işi benden hiçbir şey olmaz'' dedi. Sandalyelerden birine kaşları çatık otururken kollarını birleştirmişti.

Benziyorduk.

Hatırlıyorum da yemek yapmayı yeni yeni çözmeye başladığım dönemlerde 1 tencere yaprak sarmasını yaktığımda bende kendi kendime sinirlenip aynı Esra gibi yapmıştım.

Gülümseyip esranın yanağından makas alıp ''Tamam takma kafana başka bir gün bunu sana gösterebilirim'' dedim. Cevap vermek yerine omuz silmişti sırıtarak bir bardak su doldurdum kendime. Kapı çaldığında em kalkacakken omuzundan tuttum. Suyumu yudumlarken kapıyı açmıştım. Karşımda Efkan'ı görünce su boğazıma kaçtı. Öksürmeye başlamıştım em kapıya gelince Efkan Gülümseyerek

''Merhaba efendim siz Emily olmalısınız, Ben Efkan nasılsınız?'' Diye sorarken emily'e elini uzatıp biraz eğilmişti. Em şaşkın şaşkın bakarken elini efkana uzattı. Efkan elini büyük bir özenle tutup öpücük kondurduğunda ben hala öksürüyordum.

''Kızım helal be'' diye bağıran abimi işittiğimde daha çok öksürmeye başlamıştım.

Levent elimdeki bardağı alıp çenemi yukarı kaldırınca saniyeler içinde kendime geldim. Gözümden yaşlar akıyordu, elimle yüzüme hava yapıp ''Geberiyordum be'' diye çemkirdim herkes gülerken Efkan ''Besmelesiz içersen öyle olur tabi nerede görülmüş ayakta su içildiği'' deyince ölümcül bakışlarımı attım ona.

Levent boğazını temizleyip Efkana odaklandığında sessizliğin üzerine sesli bir şekilde yutkundum. Kelimenin tam anlamıyla SIÇMIŞTIM.

Efkan abime elini uzatıp '' Merhaba efendim ben efkan gecenin komşusu ve arkadaşıyım'' dediğinde gülümsüyordu. Abim ise elini uzatıp imalı bir şekilde ''Abisiyim'' demişti.

SİLİK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin