-S9-

82 60 0
                                    

Doğumhanenin önünde sabırsızca beklerken, telefonlardan biri çalmaya başladı. Bu emilynin telefonuydu. Arayan yurtdışı numarasıydı.

"Hey" karşı taraftaki bir erkekti.

"Kimsiniz?" Diye bir soru yönelttiğimde

"Em'i aramıştım?" Dedi. Sanırım ailesinden birisiydi Türkçeyi pekte iyi konuştuğu söylenemez. "Ben gece. Emily şuan doğumda. Kim aramıştı?" Dedikten hemen sonra çok tiz bir çığlık kulaklarıma ilişti. Bu nasıl erkek be "Ben hemen geliyor. Ah tanrı korusun" deyip kapattı. Bu kimdi böyle. Ben bile öyle çığlık atamıyordum.

Acaba kız mı erkek mi, kime benziyor, acaba bana benzer mi gibi bir sürü şey düşündükten sonra bekleme salonun da boş bir oturak bulup oturdum. Başımı ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım, sağ ayağımla ritim tutmaya başladım. Oldum olası beklemekten nefret ederdim ki çokta sabırlı biri olduğum söylenemez.

"Gecee" Ahh Esra ve tam zamanında.

Adımı duyuca hızla gözlerimi açıp yerimden fırladım ama efkanın çenesine kafa atmam beklediğim bir şey değildi. Hatta Efkan'ın geleceğini düşünmüyordum hatta ve hatta dibimde olmasını hiç. Biraz geri çekilip elimi çarpmanın etkisiyle sızlayan hatta belki de moraran yere götürüp bastırdım. "Ahh dibimde ne halt yemeye duruyorsun!"

Efkan'ın çenesi hafif kızarmıştı. Onun kızardıysa benim uzun süre iz kalacaktı. Sinirle burnundan soluyup üzerime gelmeye başlayınca istemsizce geriledim. Buda ne? Efkan ilk defa bana bu kadar sinirle bakıyor ve üzerime yürüdü. Onu tanımasam bana vuracağını düşünürdüm ki tam o anda elini kaldırınca hızla gözlerimi sımsıkı yumdum. Yanağımda bir sızı beklerken kolumda hissedince gözlerimi açtım. Önce kolumu sıkan ele sonra da Efkan'a baktım. O kadar sinirliydi ki.

"Ca-canım acıyor Efkan ne- ne yapıyorsun?" Dediğimde yüzünde ukala bir gülüş oluştu ve daha çok sıkmaya başladı kolumu. "Ah demek ki amacıma ulaşıyorum" dedi.

"Efkan kolumu hemen bırak!" Uyarır bir tonla söylememe rağmen ne yüzündeki gülüş nede kolumdaki eli gitmişti. "Efkan. Kolumu. Hemen. Bırak!" Tane tane ve bastırarak söylediğimde yine bir tepki vermedi. Gözlerindeki nefreti anlayamıyorum. Ne yaptım ki ona ? Sessizce olayı gözleyen esra en sonunda "bırak kızı saçmalamayı da öyle derdin ne senin aptal!!"

Efkan bir kaç saniye daha gözlerimin içine baktıktan sonra elini gevşetti. Fırsattan istifade hızla kolumu kurtarıp Esra'nın elindeki çantayı aldım. Son kez gözlerinin içine baktığımda yine aynıydı bakışları nefret eder gibi. Dik dik ona baktıktan sonra omuz atıp oradan uzaklaştım. Bu yaptığı saçmalık. Haftalarca ortada yok, mesaj ve aramalarıma dönüş yok, evinde yok, kısaca ulaşmak isteyen ben, ulaşamayan yine ben ama sinirli o. Yok öyle bir şey.

Doğumhaneden çıkıp acile Levent'in olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. Levent karşıdan yavaş adımlarla ilerliyordu. Kafasını kaldırıp beni gördüğünde hızla yanıma ulaştı

"Em doğurdu mu gece çıktı mı çocuk cinsiyeti neymiş?" Ah yine başladık. Gözlerimi devirmeden edemedim. Ona çantayı uzatıp "doğumhanenin önünde bekle dışarı çıkmam lazım" deyince kaşlarını çatıp yüzümü inceledi. Anlıma dikkatlice bakıp hızla koluma asıldı. Acıyla inledim. Neden hepsi aynı yeri tutmak zorunda ki ? "Kızım bu halin ne senin?" Dişlerinin arasından konuşmuştu.

Gözlerimi devirip "sakarlığım işte o telaşla yere düştüm" dedim. Bir kaç saniye gözlerini kısıp gözlerimin içine baktı.

"Bu doğum işi halledilsin konuşacağız. Bu kadar sakar değildin sen biri bir şey mi yapıyor doğruyu söyle yoksa efk-"

SİLİK #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin