22.

228 37 23
                                    

Bölüm şarkısı= olivia o'brien ft. Gnash - I hate you, I love you

- Modern peri masalı bu. Mutlu sonlar yok!

İyi okumalar...

Savaş

Elimdeki bira şişesini sallarken bile aklımda hala bana bakan küçük mavi gözler beliriyordu. oysaki içmek rahatlamak için yapılırdı ama bende ters tepmişti anlaşılan . hatırladığıma göre rahat beş şişe filan devirmiştim. Elimdeki bitmiş içki şişesini yan tarafa atarken kafamıda duvara yaslamış gözlerimi kapatmıştım. Başım biraz dönüyordu ama sarhoş değildim. Sadece sanırım biraz 'Dolunay'çarpmıştı.

Gözlerimi kapattığımda aklıma onu öptüğüm ve sonradan bana karşılık verdiği geldi. Öpüşü bile güzeldi! En azından bana yetiyordu. Sonra aklıma Doğuş'da kaldığı geldi. Sesli bir küfür savurup üstümü düzelterek ayağa kalktım. Şarkı söylerken elis geldiğinde salondan çıkmasaydı herşeyi anlatıp en sonunda da 'onu sevdiğimi' söyleyecektim ama elis ve benim aptallığım yüzünden kız hızlıca salondan çıkmıştı. Sonunda elis'den ondan nefret ettiğimi ve bize bir daha bulaşmaması gerektiğini söylemiş ve rahatlamıştım. Ama elis'in ne gibi bir delilik yapacağını önemsemiyordum. Onu her zamanki gibi ben koruyacaktım ve elis için en kısa zamanda bir akıl hastanesini aramayı düşünüyordum! Tabi 'bunu neden ilk başta düşünemedin pezevenk ?' diye geçirmeden edemedim içimden. Kızı en kötü günlerinde ben korumuştum. Ben yanında olmuştum. Ama yine ben itmiştim ve yine benim itliğim yüzünden doğuş piçiyle kalmıştı. Kulağımda 'beni sen ittin Savaş! kimin tuttuğundan sanane!' dediği ses tonu belirdi. Acı çeker gibi ve birazda benden tiksinir gibi söylemişti. Ama beni sen ittin derken de açıkça bana birşey hissettiğini bilmeden söylemişti. Dudağımın kenarı kıvrıldı ve bu kez hızla yalpalayarak koşmaya başladım evlerine doğru. Beni affetmese , birşey diyemezdim ama ona herşeyi onun için yaptığımı söylemem gerekiyordu. Bunu söyledikten sonra bana gitmemi birdaha karşısına çıkmamamı söylerse bile , kabul etmessem şerefsizdim. Hiçbirşey söylemeyip dinlese bile yeterdi benim için. Sora ne yapıp eder kalbini kazanırdım ben zaten. Ama sorun kalbinde değildi şuanlık zaten. güvenindeydi. Kızın duygularını kirletmiştim sanırım. En çokda bunun için kızdım kendime. Kız hayatına hiç kimseyi almazken beni almış hatta bana güvenmiş, sevmişti. Gerçekten şuan dünyadaki en şerefsiz olarak görüyordum . ama o kız bu şerefsiz adama aşık oduğu için sorun yoktu.

Hala koşarken yoruduğum için biraz soluklandım ve tekrar koşmaya başladım. Şuan arabamın nerede olduğunu bile bilmiyordum. O yüzden hiç oralara girmeyip direk uzak olsa bile koşmaya başlamıştım. Dolunay beni bu halde görse eve alırmıydı bilmiyorum ama beni dinlemek zorundaydı. Koşmalarımı daha hızlandırdım. Sanki birşeyimi kaybetmişim -ki bu Dolunay oluyor- birdaha geri alamayacakmış gibi hissediyordum. Şuan beni gören insanlar deli, yada bir sokak serserisi zannedebilirlerdi. Aslında haklıda sayılırlardı sadece bilmedikleri birşey vardı. Artık aşık bir serseriydim...

Dolunay

Gözlerimi tavandan ayırmazken aklımda, beynimde, düşüncelerimde , en önemliside kalbimde hala Savaş vardı. Onu seviyordum. Ne derece olduğunu , hatta nasıl olduğunu bile anlayamasam da seviyordum işte. Başka açıklaması olamazdı.

Anlamlı bakan bakışları gözlerimin önüne gelirken başımı iki yana salladım ve düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Olmuyordu işte. Heryerden atsam kalbimden atamıyordum onu, o gözlerini... 'Allah'ım ben ne günah işledim de sen benim kalbimi Savaş gibi birisine mühürledin?' diye de içimden geçirmeyi ihmal etmedim.

Acaba şuan ne yapıyordu? Yada ben aklının ucundan geçiyormuydum? Bana hissettirdiklerini düşünmüşmüydü hiç? Güvenimi nasıl yok ettiğini. Onun yüzüden Bir daha kimseye güvenemeyeceğimi biliyormuydu? Yada bir kişiye daha 'sana güveniyorum ' diyecek mecalimin kalmadığını biliyormuydu? Özlediğim birinin olduğunu ama yapabilecek birşeyim olmadığını , ne kadar çaresiz olduğumu biliyor muydu?beni ne hale soktuğunu...

SİYAH KAR TANELERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin