23.

294 32 19
                                    

Bölüm şarkısı -Meghan trainer ' better' yada

Rihanna 'stay' dinleyebilirsiniz( en sevdiğim şarkılara giriyorlarr :)

- Olmak istediğim tek bir yer var duymak istediğim tek bir ses ve hep sevmek istediğim tek bir kişi...

İyi okumalar ...

Hemşire, elindeki tentürdiyot ve pamuğu yaramın olduğu yere dokundurunca ister istemez canım biraz yanmıştı. Gözlerimi kapatıp acının geçmesini bekledim. Hemşire elindeki sargıyla yaramı sarınca işini bitirdi ve geçmiş olsun 'dileyip odadan çıktı.

Savaş'ı geldiğimiz an ameliyata almışlardı ve uzun bir önce ameliyattan çıkmıştı. Onun yarası benimki gibi değildi. Bıçak benim karnımı sıyırmıştı ama Savaş beni korumak için kendini siper edince daha ağır yarayı o almıştı ve gözlerimin önünde ilk defa onu savunmasız görmüştüm. İlk defa karşımda savunmasız ve çaresizdi ... Durumu iyiydi ve benimde şuan gözlerimin açık olmasının, bilincimin açık olmamın nedenide buydu. Savaş'ın gözlerini açması umuduydu. Öylesine kırgın , öylesine acıyordu ki kalbim diğer ağrılarımı hissedemiyorum bile...

Şuanda sanırım bana hastanede ufak bir kriz geçirdiğim için sakinleştrici yapmışlardı .herkes birazda uyuyup dinlenmemi söylüyorlardı ama bilmiyorlardı ki savaş iyi olmadan benimde olmayacağımı... Pek birşey hissetmiyordum açıkçası. Sadece sanırım verdikleri her neyse işe yaramış sakinleşmiştim. Ama hala savaş'ı düşünüyordum. Sadece biraz durgundum işte. Tek istediğim Savaş'ın biran önce uyanması ve artık ne olcaksa olmasıydı.

Canımın acımaması garibime gidiyordu. Çünkü sanırım ya bu kalbimdeki acı hissedemiyeceğım kadar büyük, yada sanırım ben karşısında çok küçüktüm..

Onu nedenini bilmediğim bir şekilde hala uyuyordu ama durumu iyiydi. Sadece önlem için bir iki gün burada tutacaklardı. Uyanmamasıda beni ayrı sinir ediyordu. Beyefendi bir kerede inat etmese olmazdı zaten!

Savaş'a attığım triplere bir son verip yataktan doğruldum ve yaramı umursamadan hastane koridoruna çıktım. Şuan kalbimdeki acı herşeyden daha ağır bastığı için pek de birşeyleri umursayacak ne halim ne de gücüm kalmıştı . şu günlerde o kadar çok şey yaşamıştım ki bazen ben bile şaşırıyordu hala nefes alıp verebildiğime. Sevdiğim adam beni sevmemiş ve başkasıyla birlikteydi. Daha doğrusu ben öyle zananetmiştim. Sonra herşeyi anlatmasıyla bir an dünya'da ki en mutlu insana dönüşmüş , şimdide savaş'ın benim için kendini feda etmesiylede kalbimin sızılarına hala bir son veremiyordum.

Koridora çıktığımda hakan'ları ve bizim kızları bir köşede oturken gördüm. Yanlarında da yine bizim okuldan savaş'ın çok yakın olmasada arkadaşları vardı. Kızlar beni gördüklerinde diğerleriyle birlikte yanıma gelmeye başladılar.

" senin dinlenmen gerekiyordu. Ne işin var ayakta? Hemde daha yara iyileşmeden? " diye yakındı özge. kızlarda ona hak verdiler. ,göz devirdim. Şuan önemli olan ben değildim. savaş'tı!

Onları umursamadan " savaş nerde?" diye sordum.

" savaş'ı normal odaya aldılar. İstersen girebilirsin yanına. Biz daha sonra gireriz " dedi hakan. İlk defa onu bu kadar ciddi görmüştüm sanırım. Elini omzuma koyup destek vermek istercesine sıktı. Başımla onayladım ve alındığı odaya doğru ilerlemeye başladım. Hemşire kafama ve ayağıma takmak için birşeyler verdi. Onları giyip savaş'ın odasının önüne geldim. Pencereden baktığımda ilk soluk yüzü dikkatimi çekti . sonra da üzerindeki ona hiç yakışmamış mavi hastane kıyafetine baktım. Ona herşey yakıştırsamda bu saatten sonra görmek istediğim en son şey sanırım bu hastane kıyafetiydi.

SİYAH KAR TANELERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin