L u k e
"Buyurun, Bay Hemmings." Yutkundum ve titreyen ellerimle takım elbisemi düzelttim ve yanımda oturan Michael'a kısa bir bakış attım.
"Dediğim gibi, bunun için bir takım elbiseye ihtiyacın yoktu seni gerizekalı."
"Kapa çeneni." Dudaklarımı yalayıp geçen sefer beni karşılayan terapistin odasına girdim.
"Ah tanrım, yine mi?" Kırmızı gözlüklerini düzeltip yerinden kalktı ve elindeki dosyayı raflardan birine yerleştirdi. "Kesinlikle onu buradan çıkarmam için yalvarmanızı tekrar dinleyecek havamda değilim, Bay Hemmings."
"Gaddarca." diye mırıldandım.
"Affedersiniz?"
"Bir şey demedim." dedim hafifçe öksürerek ve kravatımı düzelttim. "Onun iyi olduğuna eminim."
"Sizin fikrinizi almam gerektiğini sanmıyorum. Ayrıca--"
Devam etmesine izin vermedim ve derin bir nefes alarak araya girdim. "Doktor raporu var."
"Ne?" dedi kadın, gözlüklerinin üzerinden bana bakıyordu. "Doktor raporu olması imkansız, bunun için benden izin almanız ve doktoru buraya getirip muayene ettirmeniz gerekiyordu."
"Kaçtığı günü hatırlarsınız. O zaman doktora gittik." dedim. Ki böyle olmamıştı, sadece bir miktar rüşvet kullanmıştım, hepsi bu.
"Ciddi misiniz?" Elini masaya dayadı ve oturdu. Raporu istermişçesine siyah ojeli parmaklarını bana doğru uzatınca cebimden çıkardığım katlanmış kağıdı uzattım.
Katlı kağıdı yavaşça açtı, kısa bir göz gezdirdikten sonra bilgisayarını kendine çekti ve bir şeyler yazmaya başladı.
"Ciddi miymişim?" dedim sonunda, onu gıcık ettiğimin farkında olarak. Kıkırdadım ve geri yaslandım. "Artık onu çıkarmak zorundasınız."
"Bu nasıl olur?" dedi gözlüğünü çıkarıp takarak. "Hangi doktor bu raporu verir? Onu bulduğumuzda ölmek üzereydi."
"Tek sorunu bipolar olması, bunun için de ilaçlarını alıyor. Yani..."
Kadın başını iki yana salladı ve başka bir şey söylemeden klavyenin birkaç tuşuna bastı. Ardından yazıcının sesini duyduk ve çıkan iki kağıdı birbirine zımbalayıp imzaladı. Mühür de vurduktan sonra bana uzattı. Elinden kağıdı alırken tek söylediği "Geçmiş olsun." olmuştu.
Yüzümde büyükçe bir gülümsemeyle ayağa kalktım ve elimi uzattım. İsteksizce sıkarken yüzünde hayal kırıklığının şekil bulmuş ifadesi oturuyordu. "İyi akşamlar." dedi memnuniyet içinde.
Odadan çıkar çıkmaz Michael yanıma geldi. "Ne oldu?"
"Seni çıkartmamakta kararlı, bir türlü ikna edemedim." İç çektiğimde omuzları düştü ve alt dudağını ısırdı.
"Pekala." diye mırıldandı yarı aralık dudakları arasından.
"Ama doktor raporu işe yaradı." dedim odasına yöneldiği sırada.
Arkasını döndü, yüzünde şaşırmış bir ifade vardı. "Sen ciddi misin?"
Başımı salladım ve gülümsedim. "Aman tanrım." dedi tekrar yanıma gelerek. "Bu bok çukurundan çıkıyor muyum yani?" Tekrar başımı sakladığımda beklenmedik bir şekilde kollarını belime sardı ve beni kendine çekip sıkıca sarıldı. "Teşekkür ederim." dedi defalarca ve uzun bir sarılmanın ardından geri çekildi.
"Eşyalarını topla ve arkadaşlarınla vedalaş, hadi." dedim gülümsememin silinmemesi sağlayarak. Sırıttı ve koşarak odasına ilerledi.
Beni kabul ediyordu, tekrar ona sahip oluyordum ve beni hiçbir şey bundan daha fazla mutlu edemezdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gravity + clemmings (-)
Fanfiction"Nereye gittiğim fark etmez, ruhuma baskıladığını hissedebiliyorum." -Sequel to Sink or Swim- Önce ilk kitabı okumanız önerilir. For you: @muke4world © hoodwincliffings