kalbin kalbimin olsun

1.5K 52 6
                                    

İYİ OKUMALAR <3 

''Hayırdır bir yere mi gidiyordun'' yok yok vaz geçtim o ponçik öldü hemen ''bu mu yani'' gülerek ''ne olacaktı'' derin bir iç çekerek ''sen gelmiyince bende sıkıldım ve eve gidecektim'' eli çenemi kavrayarak ''ha yani ben olmadan okul çekilmiyor öyle mi'' ya aynen öyle ukala yaratık ''ne alakası var yaa. sıkıldım ve eve gitmek istedim'' allah allah insanı köşeye sıkıştırmayı çok seviyor pislik. ''hadi gel gidelim'' elimi tutarak hiç sorgulamadan peşinden sürüklemeye başladı (elimi mi tutarak)

''Niye buraya geldik'' ahşap kaplamalı tek katlı kocaman bahçesi olan şirin bir evdi 

''Burası benim en çok huzur bulduğum yer'' şaşkın şaşkın bir ona bir eve bakıyorum ''eee beni niye buraya getirdin anlamadım'' iyice dibime girerek ''huzurum huzur bulduğum yerde olsun diye'' oooo bir sıcak bastı sanki ''i.iiçeri girelim mi'' lanet olsun niye kekeliyorum ben. Kızardığımı görmüş olmalı ki pis pis sırıttı ve ''hadi girelim yoksa domatese döneceksin'' UKALA 

''burası gerçekten çok güzel kağan. Dediğin gibi huzur verici'' evi inceledikten sonra kağanın yanına kanepeye oturdum ''burası şehir içine çok uzak değil mi ama'' kolunu omuzuma atarak ''işte bu yüzünden huzur verici ya'' haklıydı ne kadar az gürültü o kadar huzur.

Of sıkıldım ben ama ya hava da karardı ''kağaaann'' umursamazca ''hıı'' dedi sadece hıı ''ya kağan ben sıkıldım. kalk gezelim bir yerlere gidelim'' bana beynin mi uçtu der gibi bakıyordu (nasıl bir bakış oluyorsa işte) ''şehirden uzak bir yerde mi gezeceksin'' huysuzca       ''o zaman yürüyelim. ben sıkıldım ama'' oflayarak ayağa kalktı ''hadi başımın belası'' oh be sonunda ''teşekkür ederim''

''orman birazcık ürkütücüymüş gerçekten'' pis pis sırıtarak ''yürümek isteyen sendin. burada başka nerede yürümek istiyorsun her yer orman'' korktuğumu belli etmemeliyim. yoksa dilinden kurtulamam ''neyse şimdi eve dönebiliriz. yeter bu kadar yürümek'' çok güzel kıvırdım gerçekten

Yarım saat sonra

''daha ne kadar yürümemiz gerekiyor. Evden çıkarken bile bu kadar yürümedik'' evet çok güzel kesin kaybolduk ''çatlama hemen birazdan evde oluruz'' hı hı tabi canısı aynısından ''yarım saat oldu hala boş ormanda yürüyoruz. iyice kaybolduk senin yüzünden'' sinirli gözlerini gözlerime dikti ''benim yüzümden öyle mi ? evde sıkılan sendin. adam akıllı otursaydın şuan burada olmazdık'' hah kesin kaybolduk ''nereden bileyim senin buraları bilmediğini'' daha çok sinirlenerek ''ya sabır!! Susmadın ki car car car konuştun. buraları avucumun içi gibi bilirim. senin yüzünden aklım gitti'' ellerimi belime koyarak ''çenemden değildir o aklının gitmesi güzelliğimden dir canım'' boş boş suratıma bakarak ''sus birazda düşüneyim evin nerede olduğunu'' kabullenemedi bile GICIK.

''sonunda yani'' elini içeri doğru uzattı ''buyurun hanım efendi. umarım bu kadar yürümek yetmiştir. canınız bir daha sıkılmaz inşallah'' aldırmayarak içeri girdim ''ruh halime bağlı'' kendisi de içeri girip kapıyı kapattı ''ama yalnız o ruh haline dikkat et derim. çünkü evde sen ve ben varız ve ev şehirden çook uzaklarda'' sapık pislik ''iyi tamam. benim odam nerede'' yanımdan geçerek bir odanın kapısının önünde durdu ve kapıyı açtı ''buyurun'' sırıtarak yanına gittim ''sen nerede kalacaksın ''burada'' yuhh ''oldu başka. git kanepede falan yat. senle ben aynı odada kalamayız'' odanın içerisine girdim ve bir kanepe daha gördüm ''ama illa benim yanımda uyumak istiyorsan burada uyuyabilirsin'' dedim kanepeyi işaret göstererek. kağan odanın içine girip kapıyı kapattı ''burası benim evim neden ben kanepede yatıyormuşum'' dedi huysuzlanarak ''çünkü ben bir kızım ve misafirim'' benimle uğraşamayacağını anlamış gibi kanepeye uzandı ve üstüne bir battaniye aldı ''yat hadi yat baş belası. yeter ki sus da uyuyalım''

KARANLIĞIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin