Ellerimde alışveriş poşetleri , yanımda Tekin hızla koştururken annemin sözleri ile kendime geldim.
"Kız Zeliş elindekileri bırak. Allah seni ne yapmasın. " Şaşkınlıkla bir karşımda telaşla bana bakan adama bir de elime baktığımda , inanmazca başımı sağa sola salladım. Birkaç hızlı adımla anneme yaklaşıp resmen elimdekileri fırlattım. "Kız dur. İnsanların özeline karışmayın kızım ayıp. " Sonlara doğru kırılan cam seslerinden annemin sesi tamamen silinmişti bile. Yüreğim ağzımda koşturan Tekin'e yetişmeye çalışırken , nefes nefese kalmıştım. Tekin heybetli gövdesi ile tam bizim evin yanındaki koca bahçeli iki katlı eve girdiğinde , ben bahçe kapısında durmuş Önder'in evin camlarını hırsla nasıl yumrukladığına bakıyordum. Ellerinden kaslı kollarına doğru ilerleyen kanlara hayretle baktım. Dudaklarımdan kopan hayret nidası ile elimle ağzımı kapatırken , onu bu noktaya neyin getirdiğini düşündüm. Üzerindeki beyaz tişörtü bile kan izleri ile dolmuştu.
"Yakarım lan mahalleyi. O kızı benden başkasına vermeyi bile akıllarından geçirsinler , hepinizle birlikte ateşe veririm bu Yenidoğan'ı. " Sorunun Nesrin olduğu bariz belliydi ama başkasına vermek ne demekti anlayamadım. Kaşlarım yavaş yavaş çatılırken , Önder'in annesinin acı dolu bakışları ve diğer erkek kardeşlerinin onu durdurma çabalarını korkuyla izledim. Tekin'in gidip kollarını tutarak arkaya atması ile telaşlandım. Çünkü Önder gözü bir kere döndü mü kimseyi göremeyecek kadar kendini kaybeden bir adamdı. Sevdiğim adamın zarar görme düşüncesi ayaklarımın bağımsızca onlara doğru gitmesine sebep oldu. Panikle onlara yaklaştığımda ilkel bir çığlık koptu genzinden. Tekin'i itip kurtulmaya çalışırken , diğer taraftan da Nesrin'lerin bahçesine doğru bağırmaya devam ediyordu. Onların bahçesi de diğer taraftan Nesrinlerin bahçesinin hemen bitişiğiydi.
"Nesrin öldürürüm seni. Benden başkasıyla adın bile anılsa yaşatmam kızım seni. Benimsin. Başkasına yar etmem. " Sonra gözleri beni bulduğunda birkaç adımda yanıma gelip omuzlarımdan kavradığı anda korkudan titremeye başladım. Beni öfkeyle sarsarken resmen nutkum tutulmuştu. "Söyle o arkadaşına beni katil etmesin Zeliş. Hem onun kafasına sıkarım hem kendimin. " Sonlara doğru öyle bir bağırmıştı ki dehşetle açtım gözlerimi. Ben daha ne olduğunu anlamadan onun beni sarsan kolunun üzerine inen elin sahibine baktım.
"Önder yavaş. " Onlar öfkeyle birbirlerine bakarken , hayatımda ilk kez korktuğumu düşündüm. Karşımdaki adamın katili andıran bakışları ilk kez Zelişlikten çıkarmıştı beni. Daha önce kolay kolay böyle durumlardan korkmayan ben bugün deli gibi titriyordum. O anda anladım ki değişiyorum. "Kime ne söylediğine , nasıl davrandığına dikkat et. Bir daha uyarmam. " Tekin sakin tavrı ile bunları söylese de gözlerindeki seğirmeden öfke ile dolduğunu çok net görebiliyordum. Birinin beni bu denli düşünmesi o ortamda bile pisikopatça hoşuma gitmişti. Önder bile o öfke ile bu uyarıyı anlamış olacak ki mahçup bir ifadeyle baktı bana. Anlayışla omzumdaki eline yavaşça vurup gözlerimle sorun olmadığını vurguladım. Bu defa üzerime bulaşan kana gözüm takıldığında panikle söylendim.
"Önder elin kanıyor. " Elini elimin içine alıp incelediğimde yüzümü buruşturdum. Çünkü ciddi bir yara almış gibi görünüyordu. Benim sözlerim üzerine umarsızca yanıma çöktüğünde , bu defa bakışlarımı Tekin'e diktim. O da gelip acıyla bedenini yere atan adamın önüne çöktüğünde , bu defa bakışlarım bahçe duvarında seyre dalmış mahalleliyi buldu. Bunlara da malzeme lazım. Orada sanki sinema izler gibi boncuk gibi yan yana dizilmiş bizi izliyorlardı. Annem ve Fahriye Teyze de telaşla içeri girip Önder'in annesinin yanına geldiğinde , hırsla söylendim kalabalığa.
"Valla size de bedavadan sinema lazım ha. Hayırdır film mi çekiyoruz burada? " Benim sözlerim üzerine Önder de sert gözlerini kalabalığa dikince herkes sessizce dağıldı. Ben de onların yanına , kayalar ve toprağın oluşturduğu sert zemine oturdum. Tekin Zafer'in elindeki bezi alıp yaraya bastırdığında yüzümü buruşturdum. Zafer Önder'in ortanca kardeşiydi. Sanırım aynı yaşıttık ama pek muhabbetimiz olmadığı için tam olarak bilmiyordum yaşını. Sadece aynı mahallede oturmamızın oluşturduğu bir yakınlığım vardı o kadar. Önder ile de Nesrin yüzünden iyi dost olmuştuk. Bizim buralarda kendinle aynı yaşıt karşı cinsle konuşmak dedikodu malzemesi olduğu için elimden geldiğince mesafe koymaya çalışıyordum mahalledeki yaşıtlarımla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapı Komşum
Ficción GeneralEy kanadı kırık gül yaprağı. Hem umudum ol , hem de acım. Sonsuz dokunuşlarda ruhumu buladığım. Ansızın çıkıp geldin ya bana? Sanki ruhumu ellerinde bıraktım. ★ ★ ★ "Gözlerin " dedi. Bir süre bakımlı koca ellerini benim heyecandan titreyen bedenimde...