Sedef Ilgının olanca söyleminden sonra durulmuştu. Tedirginliğini, pişmanlığını bir kenara bırakmış düşüncelerini toparlamaya çalışıyordu. Selçuk birliktelikleri süresince Sedefin küçük dünyasında kocaman bir yer edinmişti. Onca yaşanmışlık vardı. Çok badireler atlatmış, birçok zorluğa beraber göğüs germişlerdi. Selçuk şımarık ve zengin hayatının ona verdiği havadan, Sedefin aşkıyla sıyrılıyordu. 'Seni asla bırakmam' diyen, birlikte geleceğe dair hayaller kurduğu bu adam ne olmuştu da bir anda bu kadar değişmişti. Sedefin aklı almıyordu bunları. Yıllarca bunları düşündü. Hem acısını yaşadı, hemde aşkını kalbinde yaşatmaya devam etti. Sancılar içinde geçen o kadar süreçten sonra nasıl geri dönmüştü. Kafasındaki deli sorulara, gezinen tilkilere kendi bile yetişemiyordu.
"Ilgın.. Bu ilişkiyi biz yaşadık. Selçuk ve ben. Biliyorum bana yaptıkları affedilir gibi değil. Hatta affetmek büyük aptallık olur. Ama bilmediğin şeyler var. Onunla yaşadıklarımı ben biliyorum. İçinde kopan fırtınaları görebiliyorum. Bir şeyler var anlatamadığı. Sakladığı. Gözlerini gördüm. Haykırır gibi baktı. Belkide bundan kaptırdım bir an kendimi" Sedef koltuğa oturup başını ellerinin arasına almış, önündeki sehpaya bakarak konuşmaya devam ediyordu ki Ilgın gergin bir ses tonuyla araya girdi:
"Aptal olma arkadaşım. Erkek milleti işte. Seni başka türlü nasıl ikna edebilirdi ki?" Sedefin duygularına bir anda yenik düşmesini hazmedemedi arkadaşı. Ona doğru eğilerek gözlerine baktı: "İtelenen sen oldun, örselenen sen... Ona ne oldu soruyorum sana? Yıllarca yurt dışında senden bir haber eminim hayatına girip çıkan kadınlardan hoşnut bir şekilde yaşamını sürdürdü." Bir an bu sözleri tarttı Sedef kafasında. Çaresiz beklentili bir çift gözle kırık bir yürekle Ilgının acı sözler döken o dilini sınarcasına sordu Sedef:
" Peki şimdi neden geldi dersin?" Sedef aslında Ilgına sorduğu bu sorunun cevabını az buçuk tahmin ediyordu fakat kondurmak istemiyordu. Korkarak sormuştu.
"Bilmem sence?"
Ilgın soruya soruyla karşılık vermişti. Sedef koltukta gerilen vücudunu esnetir şekilde geri yaslandı. Ellerini birbirine kenetleyip bacak bacak üstüne attı. Aslında cevabı iyi biliyordu. Pas tutmuş dili artık konuşmaya yeltenecek kadar cesaretli değildi. Ne var ki oda cevap veremedi. İçinde ki iki savaşçı; kalbi ve aklı yerle yeksan ediyordu Sedefi. Biri dur derken diğeri koş diyordu.
" Bende bilmiyorum" dedi. Belkide verilecek en kolay ve en kaçak cevaptı. Elini boğazına götürerek "Boğuluyor gibiyim Ilgın. Neyse bu konuları kapatalım şimdilik"
"Peki Sedefciğim. Ama birşey merak ediyorum. Buna açıklık getir ondan sonra kapatalım" Sedef gözlerini kısmış anlamaz bakışlarla, kafasına hafif sağa çevirerek sorgular şekilde karşılık verdi."Şimdi Selçuk senin ilk aşkın. Orası tamam. Hayatını alt üst etti. Oda tamam. Bende seni ayağa kaldırmak için çok uğraştım. Oda tamam.... Tamam da; O gece. Perişan olduğun gece sana ne yaptı. Aldattığını kovduğunu hep üstü kapalı anlattın. Detayları hiç bilmiyorum. Anlatır mısın o gece ne oldu?"
Sedef dumur olmuştu. Yaslandığı koltuktan geri doğruldu. Derin şekilde baktı arkadaşına. Ilgın Sedefin gözlerinde tarif edemeyeceği bir acı gördü. "Çok mu merak ediyorsun?" dedi Sedef.
"Sedef sen her şeyi içinde yaşadın. Ben seni bilmediğim olaylar üzerine teselli ettim. Ne oldu o gece?"
Sedef soluğunu içinde bırakırcasına çekti. "Kalk o zaman gidiyoruz" Ilgın şaşkın bir halde "Nereye?" dedi. "Geçmişime Ilgın.... Geçmişime.. Bütün merak ettiklerine yanıt bulmaya. Kalk hadi." Ilgın yıllardır tanıyordu Sedefi. Ama onun anlattığı kadarını biliyor, gördükleri kadarını hafızasında taşıyordu. Bundan daha ötesi yoktu. Sedef Ilgın için kapalı bir kutu gibiydi. Kilidini kırdığında nelerle karşılaşacağını hiç bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişimin Geleceği
Romance"Ben kötü biri değilim. Seni 'Azad' ettim sadece" dedi Selçuk ve devam etti. "Seni bir serçenin gözyaşı kadar sevdim. Hafife alma sevdiğim. Serçeler ağlarsa ölürler...." Sedef ağlamamak için zor tutuyordu kendini. Ağlarsa neler olacağını düşünmek bi...