DEDEKTİF

71 11 4
                                    

Sedef ile Ilgın uzun geçen bu günün sonunda, hissettikleri yoğun duygular yüzünden baya yorgun düşmüşlerdi. Özellikle Ilgının daha önce detayını bu kadar bilmediği onca olayla yüzleşmesi arkadaşına karşı sahiplenme duygusunu bir kat daha arttırmış olacak ki, ona sıkı sıkı sarılıp ağlayarak; "Herşey yoluna girecek, ben hep yanında olacağım arkadaşım. Yeter ki sen kendini bırakma." demesiyle son bulmuştu.

Saat akşam altıyı gösteriyordu. Sedef bir anda unuttuğu birşeyi hatırladı. Onu iş yerinde görüşmeye gelen bir adam bekleyecekti ve bunu Ilgından habersiz yapıyordu. Önlerinde iki saatlik bir yol vardı. Eğer biraz daha beklerlerse yetişememe ihtimalleri kaçınılmazdı.

"Ilgın gitmemiz gerekiyor."

"Ya neden? Madem geldik buraya kadar meşhur Çark Caddemizde bir gece geçirelim."

"İşlerim var Ilgın. Hem toplantıya az kaldı biliyorsun. Golden Rezidans bir yığın para ödedi bize. İnsanları yarı yolda bırakıp işleri savsaklamayalım. O kadar insan bizim ekmeğimizi yiyor."

"Amma abarttın Sedef. Topu topuna bir günün gidecek."

Sedef nasıl bir bahane bulacağını düşünmeye başlamıştı artık. Ilgın kararlıydı gitmemeye. Nede olsa çocukluğu geçmişti burada. Hazır bu şehirle yüzleşme sorunu da bitmişken iyice hasret giderebilirdi. Bunu amaçlıyordu. Son bir hamle daha yaptı.

"Ilgın misafirlerim gelecekti.. İnanmıyorum ben nasıl unuttum!!!" dedi elini ağzına kapatarak. Ilgının bakışları şüpheci olmaya başlamış dalgayla karışık sormuştu.

"Kim gelecek Sedefcim?"
"Tanımazsın canım. Boşver."
"Off Sedef. Her yerde her zaman bir problem mutlaka çıkarıyorsun. Vallahi nefret ediyorum bu huyundan"
"Ilgın. Üzülme tatlım. Çark caddesi seni görünce Çark ederdi zaten. İnan bana tam isabet oldu."
Kendi aralarında gülüşmelerden sonra arabalarına binip döndüler İstanbul'a. İş yerine gecikmişti Sedef. Ilgın ise mesai bittiği için iş yerine gelmeyip Sedefe kendisini eve bırakması için rica etmişti ve evine geçmişti.

 Şirkete girdiğinde sekreteri  Hale ve iş başvurusuna gelen adamın dışında kimse kalmamıştı. Hale kapıda karşıladı ve daha soluğunu vermeden;

"Beyefendi çok bekledi ve köpürüyor Sedef Hanım." dedi

"İçeri al Hale" dedi. 

Odasına geçtikten sonra masasının üstünde duran sürahiden bir bardağa su doldurup içmeye başladı. Tam o sıra kapı çaldı ve Hale genç adamı içeriye davet etti. Sedef ayağa kalkarak karşıladı adamı. 

"Hoşgeldiniz." dedi gülümseyerek.Genç adam hiçbirşey demeden, Sedefin yüzüne bakmadan ve hatta oturmasını bile söylenmeden masanın önünde bulunan misafir koltuğuna oturmuştu. Hale odadan çıktıktan sonra oluşan sessizlik hiçte hayra alamet değil gibiydi. Adam sağ ayağını sol bacağına attıktan sonra Sedefe döndü. Sedef daha önce böyle bir tiple hiç karşılaşmamıştı ve çok küstahtı. İşveren kendisi, iş isteyen oydu. Bu rahatlık nereden geliyor anlayamadı bir türlü ve sinirlendi. Adamın kafasını çevirdiğinde bu keskin duruşunun altında yatan sebebi çözmeye çalışıyordu Sedef. Dikkatle yüzünü inceledi. Bakışları tok, kaşları düz ve çok düzenli, kahverengi gözlüydü. Sakalları uzun ve küllü kumral tonundaydı, aralarına dorelik serpiştirilmiş gibiydi.. Saç rengiyle aynıydı.Hafif dalgalı saçlarını uzatmış, arkaya doğru taramış ve birazda jolelemişti. Ona baktığında  body  çalışmış  çok kaslı bir gövdeden ziyade daha narin dengeli geliştirilmiş bir vücudu olduğunu gördü. Yüzücü olabilir diye düşündü. 

"İncelemen bitti mi?" dedi adam tek kaşını kaldırarak. Sedef bu kadar daldığının farkına varmamıştı. Çok utandı bir anda.

"Şey pardon.Sizi incelemiyordum. Ben biraz yorgunum bugün dalmışım." Bunları söyledi fakat adamın umrunda bile değil gibi, Sedef konuşurken yüzüne bakmayarak onu alçaltmaya devam ediyordu. Çok sinir bozucu bir tipti. Sedef Halenin masasına koyduğu dosyayı açtı. Dosyada cv incelemeye başladı.

Geçmişimin  GeleceğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin