Medya : Tuna ile defnenin sarılması gibi düşünün .
Medya : Blue foundation eyes ön fire twilight .
İyi okumalar!!
***********
Siyah...
Her yer simsiyah...
Duvarlar , koltuklar ve yangın..Birden siyah olan ateşlerin içinden bir ışık belirdi . Bu o du..
Yağız...
Aynı gökten düşmüş bir melek
gibiydi...Bembeyaz...
Sonra birden her şey tersine döndü.
O gökten düşmüş melek birer, küçük lanetlenmiş meleğe döndü ...O, yüzündeki kan donduran ifadesiyle bana yaklaşmaya başladı.
Ben ise ona olan özlemimi kalbimin en kuytu köşesine atıp , korku dolu gözlerle ondan uzaklaşmaya başladım.
Ben bir adım geriye atınca o da bir adım ileriye geliyordu.
Ben içimdeki korkuyla baş etmeye çalışırken ayağım bir şeye çarptı.
Arkamı dönüp takıldığım şeye baktım.
Gördüğüm tanıdık yüz sayesinde sanki bir an zaman durdu ve her şey yavaşladı. Yağızın adımları , her yeri saran ateş, ve bu gördüklerine dayanamayan kalbim...
Tuna , kendi kanı ile olan gölün içinde gözleri kapalı yatıyordu.
Bu haliyle aynı felaketi temsil ediyordu.
Elimi hala yumuşacık olan saçlarının arasından geçirip sanki beni duyabilicekmiş gibi eğilip kulağına fısıldadım.
" Tuna "
" Tuna !? "
Hem o koca bedenini minik ellerimle sarsamaya çalışıyor hem de sanki beni duyabilicekmiş gibi ismini bağırıyordum.
Ben minik ellerimle hala onu sarsmaya çalışırken birden gözlerini açıp bana bakmaya başladı.
Ben ani hareketiyle bir kaç adım gerilirken eğilip gözlerinin içine baktım.
Gözlerinin rengi o en sevdiğim çikolata kahvesi değilde dipsiz buçaksız bir siyahlıktaydı.
O dipsiz buçaksız siyahlıkta olan gözlerinin içinde kendi yansımamı gördüm .
Sanki o siyahlığın içine hapsolmuş gibiydim.
Birden belimin iki yanından tutunan ellerle kendimi boşlukta buldum.
*******
Bulunduğum yerden hızlıca kalkarken ellerimi tutan kisiye baktım .İremdi...
Hiç vakit kaybetmeden ona sımsıkı sarıldım.
Bir yandan saçlarımı okşarken diğer yandan kulağıma beni rahatlatıcak sözler söylüyordu.
Yavaşça ondan ayrılıp korktuğum soruyu dile getirdim.
" Ne oldu bana ?"
İrem son kez göz yaşlarını sildi ve derin bir nefes aldı.
" Mert seni mezarlıktan alıp zorla bir yere götürmeye çalışmış . Selma teyze sana ne kadar kırgın ve kızgın olsa da polisleri arıyıp haber vermiş. Sonra sen kendine zarar vericekken polisler merte ateş etmiş. Ve silah da boşmuş, aslında mert sadece seni korkutmaca çalışmış. Planları başkaymış. Seni de hastaneye tuna getirdi ."
Aklıma takılan iki yer vardı.
Birinci ; merte bir şey oldu mu ?
İkincisi ise ; tuna orada ne yapıyordu?
Tam bu aklımdaki soruları ireme sorucakken içeri tuna girdi.
Bende en azından ikinci sorumun cevabını sahibinden dinlemek daha iyi olur diye susmayı tercih ettim.
Tuna içeri girip yatağımın yanına oturkende sustum, irem dışarı çıkıp bizi yalnız bırakırken de ....
En sonunda konuşmanın vakti geldiğini anladım ve
" Tuna..."
" Defne..."
Ne kadar gergin olsam da bu klişeyle birlikte dudaklarım iki yana doğru kıvrıldı.
Bende ki aynı kıvrım tunanın dudaklarında da oldu.
Tuna , birden beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.
Kafasını boynuma koyup derin bir nefes aldı.
Bende şaşkınlık yüzünden iki yana düşen kollarımı onun beline sardım.
Yaşadığım huzurlu anın hiç bitmemesini dilerken birden kapı hızlı bir şekilde açıldı ve içeri polisler girdi.
Hay ben bu şom ağzımı...
*****
Evetttt!!!
Bölümü nasıl buldunuz ?Dedim ki hep böyle aksiyonlu mu biticek , bir kere de normal bitiriyim.
Ama galiba bu bana gore normal oldu. Dndjjdjx
Vote 🌟 ve yorum ✏yapmayı unutmayın!!!!
Görüşürüz👋