"Thing"

3.5K 220 123
                                    

"Gel bebeğim,bana gel. Haydi kollarım açık."

Sarhoşluğun etkisiyle yalpalayan adam, merdivenleri çıkabilmek için trabzanlara sımsıkı tutundu. Kırmızı kadife kaplı duvarlar etrafında dönerken, hala şarkı söylüyor ve yalpalıyordu.

"Evvet bebek, gece uzun. İşte böyle~"

Bir an duraksayıp asansörün üstündeki rakama baktı.

Her katın numarası iri puntolarla ve altın rakamlarla yazılıydı. Çift gördüğü, hareketli rakamlar 13'ü gösteriyordu.

Çıkması gereken iki kat daha vardı. Zenginlik kokan trabzanlara sımsıkı tutunup sallanan adam, gününü baba parasıyla gün edip,tam bir playboy olan, zengin züppesiydi.

Jung Hoseok, hayatın gerçeklerini kavramaya çok uzak bir çapkındı.

14. kata yığılmak üzereyken zırlayan telefonu aldı.

"Hye Jin"

Bu kaçıncı kızdı? 3. olan mıydı? 5. mi yoksa?

Şu otel asansöründe koluna yapışan kısa saçlı olan kız mıydı?

Mırıldanarak aramayı reddetti.

Nihayet katına vardığında, lüks dairesinin kartını bulmaya çalışıyordu. Üzerinde sadece isim ve bir numara yazan altın sarısı kartı nihayet bulduğunda kapıya okutmak üzereydi ancak dikkatini iki şey çekti.

Birincisi ayaklarının tam dibindeki mavimsi battaniye, ikincisi de battaniyenin içindeki, ağlayan şey.

Kapının önüne bırakılmış bir bebek.

&&&&&&&&&&&&&&&

Namjoon elindeki ballı zencefilli karışımı arkadaşının önüne bıraktı.

"İç. Kafan açılsın. Yine fena sarhoşsun."

Hoseok isteksizce bir yudum alıp yüzünü buruşturdu.

Sonra gözlerini yerde emekleyerek dolaşan -kesinlikle yürümeye tenezzül etmeyen- tahmini olarak 6 aylık şeye dikti.

Kesinlikle bir kitlesel felaketti.

"Onu kimden yaptığını hatırlıyor musun?"

"Sayısız insanla yattım Namjoon, nasıl bilebilirim? Bilirsin işte onları odama götürüyordum ve-"

"Hey hey hey! Ayrıntılara ihtiyacım yok tamam mı? Temel bir soru sordum sadece."

Hoseok içini çekti.
"Belki Mi Eun'la üretime geçmiş olabiliriz."
Duraksadı. "Ama şöyle bakınca çene hattı Son Ah'ı da andırmıyor değil. Gözleri de Lina'ya benziyor. Ama yine de kesinlikle Mi Lin'in çocuğu! Yani... Belki."

"Tamam bu kadar yeter Hoseok. Anlaşılan hatırlamıyorsun. Çocuğun yüzünde eski sevgililerini aramayı kes."

"Aslında sevgili değil. Sadece bir geceliğine çubuğumu-"

"Hoseok! Ayrıntı yok."

"Ama önemli şeyleri atlıyorsun..." Gittikçe alçalan sesi, sonunda yok oldu.

"Şimdi ne olacak? Bu çocukla ne yapacaksın?"

"Kapının önüne bırakacağım. Ne yapacağım başka?"

"Seni salak! Kasım ayındayız! Ve o küçük bir bebek!"

"Burası yeni doğan ünitesi değil tamam mı? O şeye sonsuza dek bakamam! Hem belki benim değildir. Biri onu başka bir yere bırakmış da olabilir. Ya da belki tesadüfen buraya."

Oh!Baby || Jung Hoseok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin