Jealous

2.2K 181 57
                                    

Namjoon büyük ihtimalle Hoseok'un tüm aile bireylerine sövmüştü.

'Malezya'da dayın vardı değil mi?', 'Fransa'da halan vardı değil mi?' diye onaylayarak sistemli sövüyordu.

"Aklım almıyor. Ya aklım almıyor! Sen nasıl bir şerefsizsin oğlum?!"

Hoseok yerinde fırladı.

"Eeeh, yeter be! Bakmak istemediğim bir bebeğin yükümlülüğünü almak istemiyorum. Sevmiyorum onu, istemiyorum! Hayatımı geri istiyorum ben!"

"Sen o sikik yaşam tarzına hayat mı diyorsun!"

"Evet diyorum! Karışamazsın Namjoon."

"Yıllar boyunca, o çocuk senin yanında bana baba derken, ne yapacaksın peki Hoseok? O zaman garip olmayacak mı? O zaman garip hissetmeyecek misin? Pişman olmayacak mısın?"

"Olmayacağım. Hem de hiç. Hiç bir kısıtlama olmadan, istediğim hayatı yaşıyor olmanın mutluluğu içinde olacağım çünkü!"

"Artık seni tanıyamıyorum. Cidden. Bu kadar duygusuz olduğunu bilmiyordum!"

"Demek ki öyleymişim Namjoon!"

Bağırışlarını kesen şey uyanıp ağlamaya başlayan bebekti. Korkmuştu ve ağlıyordu.

Hoseok alayla elini beşiğe uzattı.
"Oğlun ağlıyor Namjoon. Sustur onu."

Namjoon'un yüz kasları gerildi. Tiksintiyle çarpılan yakışıklı yüzü, o an tüm hücreleriyle Hoseok'tan nefret ettiğini ilan ediyordu.

Namjoon gerilip önce Hoseok'a sağlam bir yumruk attıktan sonra bebeği ve çantasını kucakladı.

Hoseok'un önünden geçerlerken, yumruğu yiyip yerde yatan adamın burnuna süt ve tatlı şeker kokusuyla karışık, Jun'a özgü o bebek kokusu geldi. Ne olduğunu bilmediği bir duygu içine düştü. Yakıcı ama tanımlanamayan bir duygu.

Tam Namjoon ve bebek kapıdan çıkarken bebek dönüp Hoseok'a uzanarak ağlamaya başladı.

Namjoon da Hoseok da donup kalırken, bebek sadece kollarını uzattığı babasına bakarak, ellerini açıp kapatarak ağlıyor, ağlıyordu.

Babasını istiyordu. Onu istiyordu.

Hem Hoseok'un göğsüne yatmadan uyuyamazdı o.

Sürekli ağlardı.

Hoseok'un gözleri dolarken, Namjoon ise hiç gocunmadan ağlarken, bebek Namjoon'a dönüp 'beni bırak lütfen' der gibi bakıyordu.

Her an umutsuzluğu seziyor gibi daha çok ağlıyordu.

Namjoon buz gibi bir sesle konuştu.
"Ona ne yaptığına bir bak Hoseok. Kendi oğluna, bebeğine ne yaptığına bir bak!"

Hoseok hiç bir şey demedi. Kafasını çevirip hıçkırdı. Ve ayırdına varamadığı bir zaman sonra bakmadan konuştu.
"Çok ağladı. Götür onu."

Namjoon Hoseok'a öldürücü bir bakış atıp kapıyı çarpıp gitti.

Hala ağlayışları geliyordu bebeğin, hala babasını istiyordu ağlayarak.

Hoseok odasına girdi.

Kafasında teselli cümleleri dönüyordu.

Eski hayatına dönecekti. Mutlu olacaktı. Her şey güzeldi. Her şey normaldi.

Ama neden Namjoon'un gözden kaçırdığı için almadığı bir pijamanın kokusunu içine çekip Jun'u arıyordu?

&&&&&&&&&&&&&&&

Oh!Baby || Jung Hoseok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin