Poor

2.1K 170 32
                                    

Kapıyı kıracakmış gibi vuran kişiye karşılık saçları karmakarışık Hoseok kapıyı açmaya giderken gözlerini bile yeni açıyordu.

Kapıyı açtığında sinirli görünen Elkie içeri daldı. Hızla salona geçip kendini bir koltuğa attığında sinirle ayağını sallıyordu. Hoseok kapıyı kapatıp onun tam karşısına yerleşti.

"Seni dinliyorum."

"Sen... Sen haketmiyorsun! Hiçbir şeyi haketmiyorsun! İyi arkadaşları, bu evi, zenginliği ve muhteşem bir bebeği-"

Hoseok ayağa fırladı.
"Bana bu bebek yüzünden laf etmenizden bıktım usandım artık! Ona bu kadar bayılıyorsan, git Namjoon'un yanına ve bir tane bebek yap!"
O sırada söylediklerinin kulağına ulaşmasıyla duraksadı.

Tahminlerinin aksine kız ne ayağa fırlamış, ne bağırmış ne de tokat atmıştı. Başı önündeydi ve koltuğu sımsıkı kavrayan beyaz parmaklarına bir yaşın düştüğünü görmüştü Hoseok.

Kız yavaşça nefes aldı. "Ben çocuk sahibi olamam."

Başını kaldırıp yaşlarla dolu gözlerini Hoseok'a baktı.
"Kime gidersem gideyim, çocuk sahibi olamam."

Hoseok yerine geri oturdu. Kız agresif bir hareketle gözlerini silip burnunu çekti. "18 yaşındayken geçirdiğim trafik kazası sayesinde bir daha çocuk sahibi olamayacağımı öğrendim. Çoğu sevgilim beni bu yüzden terketti. Hwa Hyuk'la bir çok problemimiz olsa bile en büyük problem hep buydu.

Ve bu dünyanın en eski adaletsizliği. Ben yıllardır bir sürü tedavi uygularken, senin zahmetsizce bir çocuk sahibi olup onu istememen beni o kadar yaralıyor ki."

Kazağını sıyırıp karnını gösterdi. Karnı gümüşi,soluk bir sürü yara iziyle kaplıydı. Sayısız...

"Bulduğum her tedaviyi uyguladım, her şeyi denedim... Hiçbir şey olmadı. Yine çocuk sahibi olamadım.

Jun'u istemediğin için seni suçlamam saçma ama yine de ben bebek sahibi olamazken işlerin böyle olması canımı yakıyor."

Burnunu çeken kız ellerini yüzüne gömdü. Telefonuna mesaj geldiğini bile farketmemişti. Mesajı farkeden Hoseok ekrana baktı. Mesaj Namjoon'dandı. "Elkie bebiş seni çok özledi, neredesin ya?" yazıyordu.

Ekran koruyucuya gözü takıldı Hoseok'un. Jun'un Namjoon'un göğsünde uyuduğu bir fotoğraftı. Eskiden bebek onun göğsünde, kalp atışlarını dinleyerek uyurdu. Yavaş yavaş unutuyordu galiba Hoseok'u, baba olamayan babayı.

Ellerini saçlarının arasından geçirdi. Elkie kafasını kaldırdı.

"Seni seven bir baban olduysa eğer, belki anlamazsın, aileden, aile sevgisinden uzak büyümek nasıldır?"

"Merak etme. Gayet iyi anlarım."

"Neden Jun'a da aynısını yapıyorsun."

"Anlamıyorsunuz. Asıl benimle kalırsa mutsuz olacak. Ben düzenli bir adam değilim. Bebeklerin temel şeylere ihtiyacı olur. Bir aile, bahçeli bir ev, sonsuz ilgi. Onu her gün bakıcıya bırakarak yanımda tutmak, beni dünyanın en iyi babası yapmaz, iyiliği için bir aileye bırakmak da en kötü baba. Ben onu mutlu olabileceği bir yere verdim.

Bilmeyecek Elkie. Her haftasonu maç yaptığı, birlikte oynadığı, ilk içkisini yanında içtiği, barbekü partileri yaptığı ilk sırdaşı, en "kıyak" amcası Hoseok'un onun babası olduğunu bilmeyecek Jun. Korumacı bir baba olan Namjoon'a ise tüm sevgisini verecek. Jun mutlu olacak. Güven bana. Benim onu edemeyeceğim kadar mutlu hem de."

Kız gözlerini devirdi. "Seni zorlamayacağım. Ne yaptığınla ilgilenmiyorum. İster babası sıfatıyla görüş onunla, ister amcası, istersen de doktorunum ben senin de, ben karışmam. Ama yıllar sonra Namjoon'un karşısına dikilip 'Yok ben oğlumu isterim, yok onu özledim' falan dersen o adam da seni iki kaşının arasından vurur ve ben bunu engellemem."

Oh!Baby || Jung Hoseok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin