Lawyer

1.6K 159 30
                                    

Hoseok sabah uyandığında Jun'un göğsünde yattığını gördü.

Bir buçuk ay öncesine dönmüştü. Birlikte böyle uyudukları günlere.

Jun'u uyanmayacak şekilde kucağına alıp alt kata indirdikten sonra onu salona, camın önündeki mavi yorganının üstüne indirdi.

Daha sonra mutfağa gidip elma,şeftali ve çilekleri rondoya atmıştı ki oğlunun ağlamasını duydu.

Hoseok ile birlikte kaldığı zamanlar uyandığında bir kere ağlamayan bebek ağlar olmuştu. Hoseok salondan oğlunu aldıktan sonra onu sakinleştirdi ve mama sandalyesine bıraktı.

Bugün Elkie olmadığı için kahvaltı işi Hoseok'a kalmıştı.

Hem kahvaltı hem de rondoda çektiği meyvelerle birlikte oğluna organik bir meyveli yoğurt hazırlamaya çalışırken deli gibi koşuşturuyordu.

Jun da televizyon izler gibi onu izliyor, sıkılınca da Hoseok'un mama sandalyesine döktüğü tahta bloklarla oynuyordu.

Hoseok tam bir baba olmuştu. Jun yokken her gece üye olduğu anne forumlarında geziniyordu. Geçen haftasonu Mothers&Son adlı forumun kahvaltısına katılmıştı ve oradaki tek babaydı. Çektikleri fotoğraflara bakınca bile gülüyordu Hoseok.

Telefonundaki bildirime bakınca forumdan birinin sorusuna cevap verdiğini görmüştü. Evet, yılların playboyu, mirasyedisi Jung Hoseok bir anne forumuna "Kızlar yarın oğlum için meyveli yoğurt yapacağım yoğurdu da kendim yapmama gerek var mı?" yazmıştı.

Gelen yorum da aynen şu şekildeydi. "Elbette şekerim! Kendin yapmalısın. O hazır yoğurtlarda ne var bilmiyoruz sonuçta!"

Hoseok kahkahayla gülerken ev yapımı yoğurt maddesini bu seferlik es geçti.

Forumlardan bir çok şey öğrenmişti. Mesela çocuklar tahta oyuncaklarla oynamalıydı. Çünkü tahta oyuncaklar çocukların vücudundaki elektriği alıyordu.

Bol bol havuç yemelilerdi. Gözleri için.

Bebekler için alınan ürünlerin boyalarının içeriği araştırılmalıydı.

Hoseok her geçen gün eve Jun için daha sağlıklı ürünler alıyordu.

Daha iki gün önce Jun'un mavi boyalı ahşap beşiğini aldıkları yeri aramış ve boyanın içeriğini soruşturarak firmayı darlamıştı.

Büyük ihtimalle firmanın kara listesindeydi ve oradan bir daha alışveriş yapamayacaktı ama olsun.

Meyveleri geniş bir kasedeki yoğurtla karıştırırken, tavadaki omleti yakmamak için altını kıstı.

Eskiden tek becerisi tek eliyle elbise fermuarı açmak olan baba Hoseok'a bir bakın!

Kahvaltıda da Jun'un ağzına tıkıştırdığı şeylerden arta kalan zamanda yemek yedi.

Ve hemen arkadan Jun'un yoğurdunu verdiğinde artık koşturmaca bitmiş demekti.

Jun ile oynayabilirlerdi.

Yani belki.

Hoseok son kez "Bak Jun. Kuleyi yıkma. Burası bizim evimiz anladın mı?" dese bile onun yeni bir tahta blok setinden yaptığı uzun bina yerle bir oldu.

"Ahh! Hadi ama Jun. Enkaz altında kaldık!"

Jun baş parmağını emerek Hoseok'a bakıyordu ve suçluluk duyduğunu düşünmüyordu.

"Pekala. Bir kere daha yapıyorum. Babayı iyi izle."

"Baba."

"Evet. İzle."

Hoseok gülümseyerek renkli blokları üst üste koydu. Son bir blok kalmıştı ki, Jun son bloğu alıp hiç nazik olmayan bir biçimde kulenin üstüne koydu. Ve bam! Yine yerle bir.

Hoseok sinirle bebeğe baktı. Bebek bilmiyorum der gibi ellerini iki yana açtı ve omuz silkti.

Sonra poposunu kıvırarak su biberonuna emekledi.

Annesi onun adım attığını söylemişti. Ama Jun yürümeyi denemiyordu.

Öğle uykusu vakti geldiğinde kucağındaki bebekle oğlunun sallanan sandalyesine oturduğunda telefonuna gelen bildirime tıkladı ve açılan ekrana baktı.

MyBaby forumundan gelmişti. Ekranda "Kızım kereviz yemiyor. Ona nasıl yedirebilirim? @HoseokJoon" yazıyordu.

Evet Hoseok bu forumda da her forumda olduğu gibi tek erkek ve ünlüydü.

Herkes bu babayı takip ediyordu.

Hoseok parmaklarını tuşlar üstünde gezdirdi.

"Açıkçası ben de ona sebze yediremiyorum ve bu yüzden annesi beni fena haşlıyor! @Hyemother"

Elkie'nin onu azarladığı gün aklına gelirken gülümsedi.

Elkie Jun için kendi bebeği için endişelenir gibi endişeleniyordu.

Çoktan uyumuş olan Jun'u öpüp beşiğine bıraktı.

&&&&&&&&&&&&&&&

Hoseok dayak yemiş gibi hissediyordu. Seorin'in Jun'u almaya gelmesiyle yine bol ağlamalı bir ayrılık sahnesi yaşanmıştı ve Jun gitmişti. Yine.

Akşam yemeği için sadece kaşarlı tost tercih eden Hoseok tabak dolabını açtığında eline bir tomar kağıt geldi.

Tabi ya! Liste!

Hoseok listeyi eline aldı. Kaşarlı tostu da bir tabağa koyup, kadehteki şarabı da aldıktan sonra salondaki kanepeye çöktü. Tostu ısırıp listeye göz gezdirmeye başladı.

Noh Min Tae

Kim Gyu Woo

Bang Ji Sung

Son Che Ra

Hiç biri tanıdık değildi! Sinirle, hiç şık olmayan bir hareketle şarabı fondipledi.

İkinci sayfanın sonuna geldiğinde artık listeyi fırlatıp atmaya karar verdi. Bu dipsiz bir kuyuydu ve hiçbir ismi de daha önce duymamıştı.

Babasının şirket için ne yaptığı sadece onu ilgilendirirdi.

Tam fırlatacaktı ki gözü bir isime takıldı.

'Park Dong Hoon'

Hoseok'a tanıdık gelen bu isim Hoseok için çok korkunç bir ihtimali akla getiriyordu.

Dünyasının yıkıldığını hisseden Hoseok listeyi hızla halıya fırlattı ve uyumaya gitti.

&&&&&&&&&&&&&&&&

Ceketini çıkartıp kafeye giren Hoseok tanıdık ikilinin oturduğu masaya ilerledi.

Hoseok ikisini de bu kafeye çağırmıştı.

İkili birbirine huzursuz bakışlar atarken Hoseok karşılarına geçip oturdu.

"Hanginiz başlamak ister?"

Hoseok ikisine de baktı.

"Sen başlamak ister misin?"

Kimseden çıt çıkmıyordu.

"Bence sen başla Baba. Mesela velayet davasında Seorin'in avukatı olan Park Dong Hoon'a neden bu kadar yüksek meblağda para ödediğinle başlayabilirsin."

Seorin'e bir bakış attı.

"Onun hatırlamadığı yerleri de sen tamamlarsın."

Oh!Baby || Jung Hoseok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin