hatıran yeter 29

12.6K 897 207
                                    


HATIRAN YETER 29

Zara, arkasından seslenen adama dönmemek için kendine, en çok canını yakan bahaneleri saydı. “Üzdü seni, kalbini paramparça etti...”  Elini destek ister gibi, henüz varlığının ispatı ultrasonda çekilmiş, iki siyah nokta olan bebeklerine yasladı... İşte beklediği destek, o an aklına geldi...

Zaten çocuklarımın babası olmayı istemiyor…

Ama az önce Kartal’ın ağzından samimiyetle dökülen sözleri de duymuştu, keşke demişti Kartal... Zara’nın âşık kalbi çoktan sahildeki kaldırımda ayakta dikilmiş arkasından bakan adamın yanına koşmuştu. Şuan Zara’yı ayakta tutan aklı, kendisini geniş kapının yanındaki masaya dayanarak bekleyen Alper’in yanına götürmüştü. Tek kelime döküldü ağzından, “Gidelim,” biraz daha kalırsa hiç bir kuvvet onu Kartal’dan ayıramayacaktı.
Gururu dahi...

Yalının önüne getirilen Alper’in aracına yine Alper’in yardımı ile oturdu. Sahilin karşı şeridinde elleri cebinde, ayakları yere çivilenmiş heykel gibi dikilen Kartal’ı gördü. Karanlıkta dahi gözlerinin yeşil ışıltısı görülüyordu, ya da Zara onu öyle görmek istiyordu. Yanına oturan Alper’in elini kendi soğuk elinin üzerinde hissedince; Kartal ile çakışan bakışlarını anında keserek, Alper’in elini iterek, kendi eli ondan en uzağa çekmeye çalıştı. Kartal görmüş gibi, kendini ona ihanet ederken yakalanmış gibi panik ve korku ile sağ parmağını Alper’e kaldırdı.
“Asla, yakınımda olman dokunma hakkını sana vermiyor.”

“Tamam, iyi misin diye merak ettim.” 

Zara, yine başını karşı yola çevirdi, az önce içine işleyen bakışlar ile sanki oraya sabitlenmiş gibi duran Kartal orada değildi. Zara, başını öne eğdi ve zayıf bir sesle:
“İyi olacağım,” dedi. Kartal’ı son bir kez görmek isteyen âşık yanı hayal kırıklığına uğramıştı. O an anladı, onu hiç tanımamış gibi hayatına devam edemezdi. Unutması mümkün değildi. Ama hiçbir şey yaşanmamış gibi ona koşamazdı da, hamile olarak hele... Asla... Başkasının bebeği diyemezdi, öyle hissetmiyordu, Alper’in şüpheleri vardı ki Zara’nın bunların hiç birine ihtiyacı olmayan hisleri vardı. Gecelerce rüyasına giren Kartal’a kucağında ki bebeği teslim ediyordu. En yakın zamanda Gül annesi ile konuşmaya karar verdi.
Gül anne bir mucizeyi yasatmak istemişti, ama Zara canında iki mucize yaşatıyordu. Gül hanim ultrasonda iki bebeğe ait kese görünce sadece bir kez Zara’nın gözlerine bakmıştı. Hiç yorum yapmamıştı ama Zara o an gözlerinden tüm aklının, endişelerinin, ihtimallerin Gül Hanım tarafından bir bir okunduğunu hissetmişti...

Bu gece Zara, arkadaşlarını, ona sevgiyle bakan çocukları ne kadar özlediğini fark etmişti. Kartal ile de karşılaşmış ve ilk çarpışmayı hasarsız atlatmıştı. Aynı şehirde çalışmaya başlamasında bir sakınca yoktu, hem gitmesine engel olmayan Kartal, onu çalıştığı yerlerde gelip bulmazdı.

Gelmez miydi acaba?

Kartal ise çoktan Zara’nın bindiği aracın kime ait olduğu, adının Alper olduğunu öğrendiği doktorun; nerede görev yaptığı, yaşı, medeni durumu, adresi gibi bilgilere ulaşmış, şuan telefonunun ekranından okuyordu. Ajanstaki ufak tefek ama devasa işlere imza atan dostunu ödüllendirmeliydi. Zara’yı Alper denen adamın evi hariç tüm adreslerde bulmayı umdu. Şuan o aracın peşinden gidip, Zara’yı kollarından tutup çekmiyorsa sebebi... Kartal durdu, telefonu cebine koydu ve az önce anayola çıkan aracın arkasından baktı... Hiç bir sebep yoktu, Zara onundu, gidip alacaktı. Arkasından bakmayacak kadar özlemişti, gitmesine izin veremezdi. Hızla aracına bindi ve herhangi sapağa girmediklerini umarak altında ki aracın hız sınırlarını zorladı. Çok uzaklaşmadan sola sinyal veren aracı gördü, uzak mesafede yavaşladı ve o yol ayrımının ulaştığı tek yer olan lüx otelin giriş kısmında Zara’nın araçtan indiğini, Alper’in bir kaç saniye sonra tekrar anayola çıkıp uzaklaştığını izledi.  Yüzünde engel olamadığı keyifli bir ifade vardı.

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin