hatıran yeter 36

11.7K 945 300
                                    

Selam canlar...

HATIRAN YETER 36

“Ama... Ama Zara hamile. Bebek benim bebeğim değil mi?”

“Yo, hayır beni dinle. Yanlış yorumladın beni... O tahlil bir kerelik bir şeydi. En az iki hafta aralıklar ile tekrar edilmeliydi.” Kartal’ın tepkilerini inceleyen Gül, onun iyice anlaması için devam etti,

“Azra’nın o kadar sabrı yoktu, çoktan teşhisi koymuş, tedavi yolları arıyordu. Seni tüp bebeğe ikna edecek, bebek sahibi olacaktınız. Ne sen ne de, Şaziye ve benim dışımda, hiç kimse duymayacaktı. Şaziye ona testlerin tekrar edilmesi gerektiğini söylemiş.  Ama benim kızım o saatten sonra kimseyi dinlemedi. Seni ikna etmiş kendi çocuğu olmadığına. Tedavi sürecinde nelere göğüs gerdi biliyorsun. Ona her aşamada başka yöntemlerden bahsettim. En çokta alternatif tıptan. Kızımı ikna edemeyince Zara’yı aradım... Ondan çocuk sahibi olmak isteyen bir çift için kürler hazırlamasını istedim. Afrika’daydı o tarihlerde. Zor uğraşlar ile elimize ulaştı gönderdiği kürler.”

Kartal, omuzları çökmüş bir halde cama yaslanarak ayakta dururken, Zara’nın adını duyması ile diklendi. Şifacısı daha onu tanımadan merhem olmuştu demek...

“Senin doğal yoldan da baba olabileceğine Azra’yı ikna edemedim. Son aşamadaydınız… Embriyolar hazırlanmıştı. Yine odama geldi, ‘anne bana bir şey olursa, Kartal’ın baba olması için elinden geleni yap’, gibi birçok şey söyledi... Ertesi gün buz kesmiş bedenine sarılacağımı bilseydim o sözleri… Vermezdim. Babasının vefatından sonra ölüm kelimesini çok anar olmuştu, yine öyle zannettim.”

Eşini ve biricik kızını gözlerinin önüne gelmişti yine. Gözleri doldu Gül’ün.

“Minik prensesimin kalbine doğduğunu… Bilemezdim. Veda etmiş bana…”

Gül hıçkırıkları arasında kelimeleri zorlukla çıkardı ağzından.
Gözyaşlarını elinin tersi ile silip, derin nefesler alıp sakinleşti biraz. Anlatmak, o günlere tekrardan dönmek çok zordu. Ama yapmalıydı Kartal her şeyi eksiksiz bilmeliydi.

“Embriyolarınız bana son vasiyetiydi. Benim bilimsel mantığıma güvenmemiş olacak ki Şaziye’yi ikna etmiş… O kara günün sabahında kara haber duyulduğu anda, Şaziye embriyoları dondurmuş. Sen ve ben, Azra’nın genç bedeni ile girdiği toprağın daha karanlığına soktuk hayatımızı. Sen hayatta ama yeraltında ben hayatta ama makinalarla dolu soğuk odada yaşadım. Kendime aylar sonra geldiğimde böyleydim,” diyerek tutmayan ayaklarını bedeninin sol tarafını gösterdi.

“Şaziye bana embriyolardan bahsetti.”

Kartal’ın yeşil gözleri şimdi kocaman bir cam küre olmuştu.

“Sakın! Sakın bana o embriyoları kullandık deme!”

Gül, hareket ettirebildiği sağ elini yüzüne kapattı. Bu kabulleniş Kartal’ın isyanını tutuşturan minik bir kıvılcımdı.

Toplantı masasının üzerinde bulunan cam sürahi ve bardakları savurarak haykırdı.

“Sakın! Bana Zara’yı kobay gibi kullandım deme!”

Sağ köşede duran rengârenk çiçeklerle dolu vazo bembeyaz duvarda paramparça oldu...

“Sakın! Bana, sırf sana vefa borcu var diye bir kızı kullandığını söyleme!”

Gül’ün masasında ki kâğıt tomarları havada uçuştu.

“Sakın! Sakın bana gönül verdi diye onu seçtiğini söyleme!”

HATIRAN YETERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin