BÖLÜM 14

72.9K 5.3K 260
                                    


————————

Dolabımın içinde bulduğum zarfı aceleyle açarken kalbim heyecandan olsa gerek deli gibi atıyordu. Zarfın içinden yeni bir anahtar çıkarken bir not, bir de fotoğraf vardı. Önce notu çıkardım ve okudum hemen. ''Kendi dolabını da açacak kadar zeki olduğun için seviyorum seni. Normalde bu dolabı kullanmadığını bildiğimden böyle bir şey yaptım. Şimdi sıra benim dolabımı bulmanda... Yarını bekle ama, olur mu? Bu arada fotoğrafa iyi bak. Tam olarak bir sene öncesi. Okul gezisine ait ve o fotoğrafı çektiğim gün ayağımı kırmıştım. Suçlusu sensin.''

Fotoğrafı aldım hemen elime. Tepeden çekilmiş bir fotoğraftı. Yanımda Taha ve arkadaşlarımdan bazıları varken elimdeki çikolatayı yiyordum. Kim bilir nereye çıkıp çekmişti fotoğrafımı. Bir de ayağını kırmıştı üstelik. '' Salak. '' diye fısıldadım kendi kendime. Ardından elime aldığım diğer anahtarla dolapların başına dönerek tümünü denemeye koyuldum yeniden.

Yarın diyordu evet ama benim planım bambaşkaydı. X'in kafasında belirlediği vakit içerisinde bulmayacaktım onun kim olduğunu. Daha önce bulacaktım. Yani umarım...

Zilin çalmasını umursamadan dolapları açma çalışmalarıma kaldığım yerden devam ederken ellerim titriyordu. Bu koridor boş olurdu genelde. Bu nedenle teneffüs de olsa kimse gelmezdi. Okulun spor takımları dışında dolaplar çoğu kişi tarafından kullanılmıyordu zaten.

Dolapların sonuna doğru yaklaşmıştım ancak hala bulamamıştım anahtarın hangi dolaba ait olduğunu. '' Dalga mı geçiyor bu piç benimle? '' diyerek söylendiğim sırada çevirdiğim anahtar, denediğim dolap kapağını açtı. Gözlerim anında parlarken gülümsedim. Dolap kapağını açtığımdaysa, ağzım yerçekimine yenik düşmüştü. Gözlerim fal taşını aratmaksızın açılırken '' Oha! '' diye cırladım.

Dolabın kapağı da dahil olmak üzere fotoğraflarımı yapıştırmıştı daracık dolabın içine. '' İnanmıyorum ya. '' diye söylendim yeniden.'' Piçe bak sen... ''  Ardından dolabın içindeki formayı elime aldım. '' 13 demek... '' diye fısıldarken formanın arasından düşen notu kavradım. 'Bu benim. Ve 13 senin uğurlu sayın. Bunu da bulduğuna göre, üç gün sonraki maçta görüşürüz haşin kızım. İlk golümü senin için atacağım... 'yazıyordu notta. Bilmiyordu ki yarın oynayacakları maçta ortaya çıkacağını...

Gülümsedim. İlk kez beni böyle seven biriyle karşılaşıyordum. Formayı yerine bırakarak gidecektim ki telefonum titredi.

Gönderen: Tahacımcım
'' X oraya geliyor Eylem. Koç antrenman koymuş, formasını almaya geliyor. Ne yapıyorsun bilmiyorum ancak oradan uzaklaşsan iyi edersin.''

Uzaklaşmalı mıydım?

Sanırım X'i yarından önce görmeye hazır değildim. İnanmıştım artık bana olan aşkına. Fakat yine de hazır hissetmiyordum kendimi. Bir yanım X'i görmeyi deli gibi isterken diğer yanım korkuyordu onu görmekten.

Bir yandan da bu olayı bir an evvel çözmem gerektiğini, olayların hepsini öğrenmem gerektiğini düşünüyordum. X'le birlikte olmasam bile, sırf saçma bir sebepten ve Taha'yla yanlış anlaşmalar yüzünden bozulan aralarını düzeltmek benim için bir görev niteliği taşıyordu artık. En azından Taha için yapmalıydım bunu. Yine de X'i görmeye hazır hissetmiyordum kendimi.

Kim olacaktı ki ?

'' Emre olabilir. '' diye geçirdim içimden koridorun sonuna doğru ilerlerken. '' Ya da Sinan... '' dedim ardından. Futbol takımında benden hoşlanabilecek olan bir tek ikisi vardı. Zaten yarısından çoğunun sevgilisi vardı. Kalanı taş ötesi varlık olarak tanımlayabileceğimiz, okulun popüler bebeleriydi. Hiçbiriyle konuşmuşluğum yoktu doğru dürüst.

'' Şimdi değil. '' dedim kendi kendime ve gitmeye karar vererek adımlarımı hızlandırdım. Fakat olmasını isteyeceğim son şey oldu. Ben hazır değildim belki ama o hazırdı anlaşılan. Gür ve karizmatik bir ses doldurdu boş koridorun duvarlarını.

'' Bir yere mi gidiyorsun Haşin Kızım? ''

X KİŞİSİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin