BÖLÜM 19

67.5K 5.3K 640
                                    





Barış'a olan biteni anlatırken çoktan evin önüne gelmiştik. Sanki az sinirliymiş gibi bir de o gün Doğu'ya yumruk atmadan önce bana çarpan çocuğu duyduğu an kan beynine sıçramıştı. Kıskanıyordu. ''Kızmadın değil mi?'' diye sorarken elini bıraktım ve karşısına geçtim. Barış'sa hiç beklemediğim bir şey yaparak yanaklarımı sıktı. Bu hareketine şaşkınlıkla bakarken gülümsedi ve o güzel kahkahası kulaklarımı doldurdu. '' Ne tatlı oldun sen böyle... ''

''Dalga geçme bak kafa atarım.'' diyerek ortamda oluşan romantizmin içine ettim birden. Oysa halini tavrını hiç mi hiç bozmadan gülmeye devam ediyordu. Fakat ayrılık vaktiydi artık. ''İçeri girmem gerekiyor. Sabah okulda- '' diyecekken sözümü kesti. ''Sabah seni evden alacağım. Okula yürürken geçireceğimiz o muazzam yarım saati kaçırmamı beklemiyorsun herhâlde?'' Gülümsedim bir kez daha. Parmak uçlarıma kalkarak Barış'ın yanağına bir öpücük kondurdum ve arkamı dönerek binaya girdim. Şimdi musmutlu bir uyku çekecektim işte.

#

Sabah telefonumun zil sesi eşliğinde uyanırken arayanın kim olduğuna bakmadan açtım telefonu. ''Ben geldim güzelim. İn hadi. '' Barış'ın hoş ve karizmatik ses tonu kulaklarımı doldururken gözlerimi fal taşını aratmayacak şekilde açtım. '' Barış! ''

''Ne bağırıyorsun kızım? Benim.'' dedi bıkkınca. Ardından devam etti. ''Hala yatakta mısın sen?''

'' Nasıl anladın? ''

''Verdiğin tepkiden.''

'' On dakikaya geliyorum. '' diyerek aceleyle telefonu kapatırken yataktan fırladım. Üzerimi hızla değiştirdim ve saçlarımı topladım. Ardından banyoya geçerek yüzüme birkaç kez su çarptım. Bir an evvel Barış'ı görmek istiyordum. Sahi, özlemiş miydim ben onu? Yok, kesin bugün kafama taş düşecekti. İnşaat tepelerine dikkat etmeyi kendime not ettim hemen. Oyalanmadan çantamı aldıktan sonra annemleri uyandırmadan evden çıktım. Barış beni görür görmez kollarını açarken adımlarımı hızlandırarak kollarının arasındaki yerimi aldım gecikmeden. ''Özledim.'' dedi saçlarımı koklayıp. ''Bak sen...'' diyerek son kelimeyi uzatırken başımdan bir kez öptü ve ayırdı beni kendinden. ''Madem erkenden kalktık, kahvaltı yapalım. Sonra da okula geçeriz, uyar mı?'' Kafamı onaylarcasına salladım ve uzattığı elini tuttum hemen. Tam o sırada telefonum titredi.

Gönderen: Y Kişisi

'' Yarım saat sonra okulun arka sokağındaki inşaata gelmezsen, sevgilin için iyi şeyler olmayacak. Unutma, dediğimi yaparım. Ve sen Barış'ın zarar görmesini istemezsin... Değil mi ? ''

Y'den gelen mesajı okurken yutkunamadım bir an için. Nasıl bir çocuktu bu böyle?

Mesajı Taha'ya atıp atmamak konusunda kararsız kalırken, gönderdiği tehdit mesajı beni korkutmuştu. Her adımımızdan bu denli haberdar olan birinin, Barış'a zarar vermesi de mümkün değil gibi görünmüyordu. Bu nedenle Barış'a bir bahane uydurmaya ve Y'nin söylediği yere gitmeye karar verdim. Hani inşaatlardan uzak duracaktım bugün? Başıma ne geliyorsa, notlarımı uygulamaya dökemediğimdendi ya, neyse...

'' Barış ! ''

'' Efendim güzelim? ''

Öyle güzelim dersen ben nasıl yalan söyleyeceğim şimdi sana?

''Benim şeyim vardı...'' dedim bir anda. Kaşlarını çatarak gülümsedi. ''Anlamadım?'' dediğinde ise aklıma gelen ilk mantıklı şeyi söyleyiverdim. ''Regl oldum ben. Pedim yok yanımda, eve dönmem gerekiyor.'' Barış yüzüme her an kahkaha atmaya hazır bir şekilde bakarken pişmanlık şimdiden sarmıştı bedenimi. Ama onun için yapıyordum ne yapıyorsam. Zarar görmesini istemediğimden...

X KİŞİSİ (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin