'' Anne! ''Öyle bir cırlamıştım ki, Barış telaşla arkasını dönerken Doğu da anında toparlandı ve kanayan dudağını saklamaya çalıştı. Annem tüm hızıyla okul kapısından bu tarafa doğru yürürken kalbim heyecanla çarpıyordu. ''Çocuğum n'oluyor burada? Neydi o gördüklerim?'' Annem kolumu kavrarken Barış açıklama yapmak üzere lafa karışacak oldu. Fakat ayağına attığım tekme sonucu susmak zorunda kalmıştı. Annem kaşlarını çatarak Barış'ın üzerinde gözlerini gezdirirken sonunda Doğu'yu da fark etmişti. ''Bu mu Barış?'' diye sordu sertçe. Kafamı salladığım an Barış'a döndü bu kez. ''Neden vuruyorsun oğlum Doğu'ya? Derdin ne? ''
''Öncelikle merhaba efendim. Ben Barış. '' diyerek elini uzatan 'sevgili sevdiceğim'e gözlerimi devirdim. Annem bu derece sinirliyken onun elini sıksa bile muhtemelen kırmak için sıkardı. ''Oğlum dalga mı geçiyorsunuz siz benimle? N'oluyor diyorum burada? Niye vuruyorsun Doğu'ya? '' Barış, Doğu'yla annemin arasındaki ilişkiyi biliyordu. Bu nedenle de bir şey söylemek yerine aval aval bakıyordu suratına. Araya girdim hemen. '' Anne, evde konuşalım bunları. Ben sana her şeyi anlatacağım ama yeri pek burası değil.'' diyerek koluna girdim. Yüzüme attığı bakış ile yutkunurken Doğu'ya doğru döndü. ''Yürü sen de çocuğum. Gel.'' Doğu, Barış'a doğru tedirgin bir bakış attıktan sonra annemin peşinden ilerlerken Barış'a döndüm. ''Sakin ol. Halledeceğim.'' diye oynattım dudaklarımı. Her an bir şey söyleyecek gibiydi. Fakat annem yeteri kadar sinirliydi ve en ufak bir şeyde tepki göstereceğini bildiğinden susuyordu. Taha, Barış'ın omzundan tutup onu sakinleştirmeye çalışırken annemin bağırışıyla peşlerinden koşturdum.
Umarım Doğu başımıza yeni belalar açmazdı.
Annem önde, Doğu ve bense peşinde eve doğru ilerliyorduk. Doğu'yla hiçbir şey konuşmamıştık. Gerçi yol boyu hiçbirimiz konuşmamıştık. Sadece annem Doğu'nun annesini arayarak bize gelmesini söyleyip birkaç tehdit savurmuştu eve gittiğimizde beni mahvedeceğine dair. Ne yapmıştım sanki ben? Binanın önüne geldiğimizde annem anahtarı kilide yerleştirdi ve çevirdi. Doğu '' Ben annemi burada bekleyeyim. Gelince onu da alıp giderim, olur mu? '' diye sordu anneme doğru. Annemse arkasını bile dönmeden ''Geçin ikinizde içeri, delirtmeyin beni vallahi kimse alamaz elimden sizi.'' diyerek kapıyı sonuna kadar açtı ve geçmemizi beklemeye başladı.
Annemdi bu. Kaçış yoktu ondan.
Yukarı çıkar çıkmaz odama gitmek için yeltenmiştim fakat annem kapüşonumdan tuttuğu gibi beni salona itekledi. Dövmediği için şanslı sayılırdım. Doğu'ya baktıktan sonra '' Oturun! '' diye bağırdı ve ardından çalan zille kapıyı açmak için yanımızdan ayrıldı.
''Her şey senin yüzünden. Gerizekalı embesil angut!'' diye söylendim. Sinirliydim. ''Nereden girdin hayatıma!? ''
''Eylem, sakinleş. Ben de burada bu durumda olmaktan memnun değilim. Sus da yırtalım şundan bir an evvel.''
Gözlerimi devirdim. Tam o sırada Doğu'nun annesi Seher Teyze '' Oğlum! '' diyerek içeri girdi. ''Ah be oğlum! Bak bu iki oldu. Yoksa diğerini de mi o çocuk yapmıştı ha? Niye söylemiyorsun bana?'' diye sordu gözleri dolarken. İtiraz ettim hemen. ''Barış, Doğu'ya dokunmadı bile.'' dedim sakin kalmaya çalışarak. Annem ''Ben neden öyle görmedim?'' diye sorduğundaysa yutkundum. ''Kışkırttı anne. Doğu'nun hatasıydı.'' diyerek topu tamamen Doğu'ya attığımda nefret dolu bakışlarımı Doğu'nun üzerinde toplamıştım. Barış'ın annemin gözündeki imajı sarsılıyordu bu piçerella yüzünden. Ondan nefret etmek için gayet yeterli ve geçerli bir sebebim vardı artık. Fakat beni çok şaşırtan bir şey yaptı ve beklemediğim o cümleyi kurdu.
''Doğru söylüyor. Kışkırttım Barış'ı. Suç benim anne. Ben kışkırtmasam bana dokunmazdı, öyle bir çocuk değil.''
Doğu'nun annesi afallamış bir şekilde anneme dönerken , annem ellerini yukarı kaldırdı ve '' Ben bilmiyorum olayı. Gittiğimde gördüğüm manzara ; seninki bahsettiğimiz çocuktan dayak yiyordu.'' dedi. Resmen yangına körükle gitmekti annemin yaptığı. ''Anne abartma. Alt tarafı bir yumruk- '' dememe kalmadan annemin bakışlarıyla susmak zorunda kalmıştım. Doğu yeniden lafa girdi. ''Dediğim gibi ,benim yüzümden çıktı kavga. Hem siz gelmeseniz ben de Barış'a vururdum muhtemelen. Büyütmeye gerek yok. Kendim kaşındım. '' Taş mı düşmüştü bu çocuğun basına? Düşüncemin ardından 'İnşallah düşer.' diye geçirmeden edemedim içimden. ''Evet anne, duydun değil mi? Barış'ın bi' suçu yok. '' dedim ayaklanırken. Annemse yüzüme kararlı bir şekilde baktıktan sonra gözlerimi oymak istiyormuş gibi konuştu. ''Seni var ya... Şu misafirler gitsin de ben biliyorum ne yapacağımı sana.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X KİŞİSİ (TAMAMLANDI)
HumorBeni tanıyan herkes, şu hayatta tahammül edemediğim iki şeyin karanlık ve uykusuzluk olduğunu bilir. Geceleri karanlık fobim yüzünden ışıkları açık bırakarak uyurum ve kendi isteğim dışında uyandırılmaktan nefret ederim tahmin edebileceğiniz üzere...