''Ya anne niye öyle diyorsun?''''Eylem beni daha fazla sinirlendirme de çekil şuradan. Yemek yapıyorum.'' Yaklaşık yarım saattir annemi, Barış'la aynı evde yaşama konusunda ikna etmeye çalışıyordum. Aslına bakarsanız makaraya alarak zemin hazırlıyordum fakat annemin şakasına bile tahammülü yoktu bu olayın. Nasıl ikna edecektim ki ben annemleri bu konuda?
Edemeyecektim.
Somurtarak ''İyi be, demedik bir şey.'' diye cırladım ve odama doğru ilerledim ayaklarımı sürüye sürüye. Kapıyı arkamdan kapatarak telefonumu elime aldım ve Barış'ın numarasını çevirdim. ''Eylem?''
''Yahu şu telefonu her seferinde telaşla açmak zorunda mısın sevgili manitam? Benim, sakin ol.''
''Yavrum fazla aramıyorsun ya hani sen beni, o yüzden korkuyorum aradığında. Telaşlanmak da suç oldu anasını satayım. İyi lan, telaşlanmayız.''
''Biliyor musun, aslında kötü bir şey var. Hem de çok kötü bir şey. ''
''N'oldu lan? İyi misin sen? Biri bir şey mi yaptı yoksa? Tamam, dur sen ben geliyorum.'' Kahkaha atarak kendimi yatağa bırakırken ''Allahtan telaşlanmadın be koçum!'' dedim kıkırtılarımın arasından. Barış derin bir nefes alarak ''Şuna bak, bizi kekliyor...'' dediğinde kahkahalarımı durdurdum ve ''Anneme konuyu açtım biliyor musun?'' diye girdim konuya. ''Ne konusu lan? Oğlum sen manyadın iyice, pat diye söylenir mi? Önce bir hazırlasaydın...''
''Hiçbir türlü şansımız yok ki Barış efendi. Annem şakasına bile sinirleniyor. Babamı hiç düşünemiyorum... Gizli gizli yapacağız ne yapıyorsak artık, ne yapalım...''
''Şimdi bu konuyu düşünüp de kendimize dert etmeyelim sevgilim. Birkaç ayımız daha var, sınavı bir atlatalım da gerisini düşünürüz.'' Sevgilim deyişi, yatağın içinde mayışarak saçma sapan pozisyonlara girmeme neden olurken gözlerimi kapattım. ''Ne dedin sen?''
''Ne dedim?''
''Bir şey dedin demin...''
''Demedim bir şey.'' Anlamıştı neyden bahsettiğimi. Fakat üstüne gitmesem iyi olacaktı. Zaten yeterince hissettiriyordu sevgisini. ''Şimdi kapatıyorum. Biraz denklem çözeyim de kafam bulansın. Sonra mesaj atarım sana, olur mu?''
''Tamam güzelim. İyi çalışmalar, öpüyorum o bal dudaklarından.'' Telefonu kapattıktan sonra doğruldum ve ''Hadi bakalım Eylem kızçe! Kalk da biraz beyin felci geçirt kendine.'' diye söylendim. Ardından kalkarak telefonumu şarja taktım ve çalışma masama ilerleyerek test kitaplarımın önüne oturdum kurbanlık koyun misali. ''Kolay gelsin bana.''
#
''Sokacağım x'ine şimdi! Dua et x'e karşı sempatim var da ağır küfürler etmiyorum denklem kardeş! Yoksa görürdün sen alakasız şeyler sorup kafamı yakmak ne demek oluyormuş...''
''Yine ne konuşuyorsun kız kendi kendine?'' Annem odaya pat diye dalarak dibimde bittiğinde irkildim. ''Ya anne Allah aşkına vazgeç şundan. Ruhumu mu teslim edeyim? Öleyim mi ben? Gencecik yaşında evlat acısıyla mı yüzleşmek istiyorsun?'' Annem saçımı çekerek ''Deli deli konuşma. Meyve getirdim sana.'' dedi ve hazırladığı meyve tabağını önüme bıraktı. ''Sağ ol anacık. Arada bir keyiflenip bana iyi davranman beni duygulandırıyor doğrusu.''
''N'apıyorsun bakayım?''
''Vallahi hayırlı evlat olmaya çalışıyorum, ne yapayım...Gör de gurur duy şu güzeller güzeli kızınla be valide sultan! Nasılda denklemlere verdim kendimi... Resmen ömrümü adadım, ömrümü. Yıllardır çalışıyorum.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
X KİŞİSİ (TAMAMLANDI)
HumorBeni tanıyan herkes, şu hayatta tahammül edemediğim iki şeyin karanlık ve uykusuzluk olduğunu bilir. Geceleri karanlık fobim yüzünden ışıkları açık bırakarak uyurum ve kendi isteğim dışında uyandırılmaktan nefret ederim tahmin edebileceğiniz üzere...