Kadınlarla fazlaca muhattap olmuş genç adam kızın güzel yüzüne tutulup kalmışken, Lena şok olmuş bir biçimde karşısındaki adama baktı uzun bir süre. Sakinleşmek için bir süre tanıdı kendine. Doğru duyduğundan emin olunca açık ağzını kapayabilmişti.
Aslında sadece o da değil bahçedeki herkes şaşkındı. Bu evlilik hiç kimsenin beklemediği bir şeydi. Ne zaman görmüştü, evlenmeye ne zaman karar vermişti?
Amcası atıldı. " Beyim ne evliliği? Ne zaman gördün de beğendin kızı?"
Ateş gözlerini Lena' dan alıp adama çevirdi. Sesi oldukça kızgındı. " Nereden gördüğümü ne yapacaksın? Ben bu kadınla evleneceğim diyorum. Babaannesi tamam dedi." Sonra gözlerini Lena' ya çevirdi. "Tabi kendisi de isterse."
Açık açık kıza dolaylı yoldan da olsa evlenme teklif etmişti. Herkes kafasını Lena' ya çevirince genç kız kendisini rahatsız hissetti. "Ateş..."
Ne güzel dökülüyordu dudaklarından ismi. Genç adam kızın dudaklarından kendi adını duyunca hafiften gülümser gibi oldu. Sesi çok güzeldi. Küçük bir ezgi gibiydi. Hoş ve naif. Kendisine bakarken kıpırdayan dudaklardan bakışlarını ayırmadı uzun bir süre. Ama gözleri alnından yanağına akan kanı görünce dişlerini sıktı. Artık tereddüt etmiyordu. Bu kızı burada bırakamazdı. "Evet." Devam etmesini istiyordu. Ama kadının üzerinden atamadığı şaşkınlığında farkındaydı.
Genç kız kuruyan dudaklarını ıslattı önce. " Ateş... Ateş Bey. Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. " Bir cevap ararmış gibi babaannesine döndü. Sonra bulunduğu konumu hatırlayınca kendisini kucaklayan adama baktı. Birkaç kez gördüğü mavi gözlü yakışıklı adam ortamdaki karışıklıktan zevk aldığını gösteren bir gülümseme ile kendisine bakıyordu. Utanmıştı genç kadın. Kucakta taşındığı için değil de adamın onu kucakladığını bu kadar geç zaman sonra fark ettiği için.
"Ben insem. Kusura bakmayın lütfen. Farkında değilim." Dedi kısık bir sesle.
Baybars hafif alaylı bir ses tonu ile cevap verdi. "Olur mu öyle şey küçük hanım. Ya da... yenge mi deseydim."
Ateş dostuna doğru yaklaşıp kimseye belli etmeden göz kırptı. İlk şaşkınlığını atlatan Baybars bu işte bir numara döndüğünü fark etmişti zaten. Ses etmeden kucağındaki kadını dostunun kollarına bıraktı.
Lena ilk önce burnuna dolan kokuyu içine çekti. Daha önce erkeklerle pek yakın durmamıştı. Ama bugün iki adam tarafından kucaklanıyordu. Hatta birisi kendisi ile evleneceğini söylemişti. Ki bu adam aylardır hayal evinde konuk ettiği yabancıydı. Anlamlandıramadığı kokuyu bol bol içine çekti. Boşta kalan ellerini önünde birleştirip gözlerini onlara dikti. Kucağında olduğu adama bakamıyordu. Kafası da feci karışmıştı zaten. Evlilikte nereden çıkmıştı şimdi.
"Lena" Kafasını çevirip Ateş' in mavi gözlerine baktı.
"Efendim" dedi.
"Cevabın nedir?"
Lena gözlerini ayırmadan adamı inceledi. Yakışıklı bir yüzü vardı Ateş' in . Yirmilerinin ortasında olduğunu düşündü bir an. Köşeli bir çene, dolgun dudaklar, mavi gözler ve kahverengi saçlar. Bir kaç tutamı alnına dökülmüştü. Bir süre adamı alıcı bakışlarla inceledi. Yakından çok daha güzeldi yüzü. Ne yaptığını fark etmemişti. İç güdüsel bir davranıştı bu. Uzaktan gördüğü o kadar mesafeye rağmen hayran kaldığı adam şimdi burnunun dibindeydi.
"Beğendin mi küçüğüm?"
Yanaklarının kızarıklığı arttı. Yakalanmıştı işte. Gözlerini tekrar önüne indirip sıkıntı ile birbirine kavuşturdu onları. Kafasını toplaması gerekiyordu. Herkes ondan bir cevap bekliyordu. Gördüm demişti. Ama nerede? Buraya geldiğinden beri çok dışarı çıkmamıştı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Tutam Mutluluk
Romance"Sana bir sözüm var. Ama bu kızı yanımda çok tutmam. Er ya da geç boşanacağım." 15.11.16