§~25. BÖLÜM~§

34 4 0
                                    

Gece midir seni bana düşündüren,
Ben miyim seni düşünmek icin,
geceyi bekleyen?..

                     -Özdemir Asaf-

Sürprizlerle dolu bir bölüm oldu. Bu bölümde herşey ortaya çıkıyor.. Aşk ve tutkunun dopdolu olduğu bir bölüm okuyacaksınız. Şimdiden hepsinize iyi okumalar...

Medya: meyra'nın odası..

Bölüm şarkısı; berkay& ele inat..

#############

Hayatta ki şansımın bittiğini ve bir daha benim için geri gelmeyeceğini düşündüğüm anlar çok olmuştu. Ama Suan yanimda araba süren adam bile şansımın en büyük örneğiydi. Ondan başka şans bile istemiyorken birden herşeyin iyi olduğu ve mutluluğun yüzüme güldüğü anlara geri gelmiştik..
Yanımda oturan o adama kalbimi tamamen vermiştim. Herşeyiyle sebepsizce kocaman sevmiştim. Birgün beni sevip aşık olacak umuduyla bakmıştım hep. Geçen gece bu umut içimde çürüsede bugün yeniden kendini belli edip yeşermeye başlamıştı. Belki de suanda karnımın içinde orangutanların tepişmesinin sebebi de bu küçük umuttur. Daha ne olduğunu bile bilmezken bu kadar mutlu olmam ayrı bir saçmalık olsa da...
Ben bugün bütün kalbimle asrına aşık olduğum adama inanıyordum...

Kısa süre sonra beni dusuncelerimden ayıran şeyin arabanın durması olmuştu.. Kafamı kaldırıp baktığımda gozleriminde ona orantılı bir şekilde açıldığına emindim...

Burası....
Herşeyin başladığı dediği yer..
Burası mıydı??

Hayatımın geçtiği o koca ev miydi?
Suan burada olmasına mı yoksa asrının dediğine mi şaşıracaktım bilmiyorum..

Sadece Suan mutluluktan nutkum tutulduğunu biliyordum. Bu yaşıma kadar mutluluktan haykırarak ağladığım hiç olmamıştı..
Ama Suan asrın bana ilkleri yaşatıyordu..

Ilklerin adamısın be kalbimin sahibi..

Arabadan inip direk gözlerimi ayırmadan aylar önce terk edip gittiğim eve baktım yaşlı gözlerle..
Ne Çok özlemiştim burayı ben.
Buranın kokusu havası bile ayrı bir güzeldi benim için. Birden dizlerimin bağı çözüldüğünü hissettim ve kendimi olduğum yere diz çökerek oturuyor vaziyette buldum...

Daha iki gün önce gelip mutluluktan ağlayacaksın deseler inanmazdım..

Suan mutluluktan ve özlemden agliyordum. Ama buraya neden geldiğimizi anlamamıştım. Aylar önce ailemle beraber bu evde elimden kayıp gitmişti. Sadece şaşkın bir şekilde eve bakıp gözümden teker teker yaşlar süzülüyordu. Birden sıkı bir şekilde birinin sarılmasıyla kendime gelmiştim.
"Bundan sonra mutluluktan olsa bile bir daha ağladığını görmek istemiyorum"dedi ve beni yerden kaldırıp eve doğru yönlerdi. Suan ne oluyordu ve ben ne yapacaktım hiçbir fikrim yoktu. Mantığımın son bulduğu noktaya gelmiştik. Kalbimin sesini dinleyip herşeyi akışına yani asrına bırakacaktım. Biliyordum ki kalbimin sesi bu sefer beni doğru yere çekecekti.

Kendimi sanki asrına teslim etmiş gibi iyice ona sokuldum ve yıllar önce gözyaşlarımla terk ettiğim bu eve şimdi sevdiğim adamla ayak basıyordum.
Asrın cebinden anahtarı çıkardı. Kapıyı açtı ben benim içeriye girmem için yer açtı. Onu beklemeden içeriye girdim ve her santimini ezbere bildiğim evimin ışığını aramadan açtım. Işıklar yanınca hem agladigim için hemde özlemle daha bir acı verici gelmişti ev.
Belki burada olmam saçmalıktı belki buradan çektiğim acılar tekrar gün yüzüne çıkacaktı ama yine de bu ev annem ve babamdan bana kalan son şeydi.
İlk ve son...
İçeriye gidince annem ve babamın kokusu dolmuştu icime. Hiç gitmemişti bu evden o kokular. Nerede olsa tanırdım özlem duyduğum o kokuyu.. Öyle çok özlemiştim ki adım attığım her yerde geçmişin izleri vardı. Santim santim her yerde ailem, çocukluğum, mutlulugum vardı.
Ne kadar uzun süre olsa da hala buradaydı onlar..
Gözümün önünden teker teker geçiyordu. Belki canım yanıyordu ama böyle olması daha iyidir. Onların kokusu olması bile özlemimi bir nebze de olsa azalmıştı..

Aşktan YanaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin