#7#

61 22 2
                                    

         Merdivenden korku ile yukarıya doğru çıkıyordum. "Acaba ne der,acaba ne demez ?"soruları kafamda binbir türlüydü. Yalan söylemezdim. Hatta yalanı da sevmezdim. Çünkü hiç bir şekilde kurtaramazdı beni. Ya direk yakalanırdım ya da başıma büyük sorunlar açardı. Allah' ım merdiven basamakları da git gide azalıyordu. Ne olurdu şu basamaklar bizim eve uğramadan devam etseydi. Bir anda ' Aman ,benim sorunum mu sanki ,hep o ukala Emir Beyleri yüzünden ,o geç kalmama mani olmuştu sanki benim. Ne var ne yok anlatır sorunlarım biterdi. Suç sanki bende değildi. Ben kurtulur ,rahaat  bir nefes alır ,sonrasında nefesimi verirken bir oh çekerim. Ama ama tekrar beni bulacağını söylersem. Aman oraya da hiç değinmem olur biter. Derken çoktan merdivenlerden bizim eve gelmiştim. Annem kapıya çıkmış sanki arkasında oklava taşıyormuş gibi sinirli haliyle beni bekliyordu. Allah' ım ,ne düşünürsem düşünürüm o anlar annemi görene kadarmış. Çok korkmuştum. Son adımlarımı yavaş yavaş ,suçlu suçlu çıkmıştım.

-Nerde kaldın?
-Pazar da kaldım.
-Bu saate kadar hemi ?
-Evet.
-Buncacık şey için bir de, öyle mi ?
-Iııı,aslında ben ,şey olmuş, kalmamış ,kalmayınca uğraştırdı.
-Bizim küçük pazardan bahsediyorum.
-Evet. Bende ordan bahsediyorum zaten.
-Ben sanmıyorum.
-Neden?
-Sude ,çıldırtma insanı. Pazarı bilmiyormuşum gibi konuşma benimle.
-Ama anne ben..
-Gel içeri gel. İçerde görüşelim seninle.
-Peki ,deyip korkum ile içeriye girmiştim.

Annem kapıyı sertçe kapatmış, bana hesap sormak için hazırlanıyordu ya da  ben öyle sanıyordum. Elimdeki ağırlık yapan poşetleri mutfağa koymuştum hızlıca ve korkuyla. Arkasından dekarımı çıkardım. Odamdaki askıya astım. Üzerime ince bir yelek aldım. Şalımı da kafamdan çıkarıp yazma örtündüm.  Elim ayağım titreye titreye işlerimi bitirince hemen annemin karşısına geçtim. Tabi annem çoktan oturma odasında kanepeye oturmuştu. Bense karşı kanepesinde suçlu misali  oturmuştum. Bu ne ki ya ,birgün de bu kadar suçlu gibi gezmem çok değil mi? Off ,ne yaparsan yap Sude. Bir gün bir halt işlemezsen ,gece rahat uyuyamazsın. Şimdi ye bakalım afiyetle öğle yemeğinin yerini de dolduracak olan akşam yemeği lafını.

Annem devam etmişti :
-Hadi bekliyorum.
Anlamamış gibi sormuştum.
-Neyi?
-Neyi olacak ,evden çıktın,eve gelene kadar olan biteni.
Sormuştu, evet sormuştu. Allah' ım ben şimdi ne yaparım.
-Şey ,anne...
-Ney anne ...
-Nasıl anlatıcam bilmiyorum ki.
-Nasıl anlatırsan anlat. Yoksa babanlar gelince hepsini bireeer birer babana anlatırsın.

Neee, hayır. Anlatmam lazım. Annemin ağzından çıkan her şey beni rencide ediyor daha da korkutuyordu.
-Anne naptın Allah aşkına. Karıştırma babamı. Hele bir dur.
-Anlayacağım kadarıyla suç islemişsin belli. Devam et.
-Şey pazarda şimdi bir 10-15 dk 'da pazar ihtiyaçlarını gördüm ,diyerek başlamıştım sözüme. Ve hiç bir olayı atlamadan yalan yanlış kalmasın anlattım her şeyi. Annem de sonunda beni haklı bulmuştu. Ama bu işleri başıma açmada beni sorumlu tutmuştu. Aslında tabi bir sezince olayları bende kendimi biraz suçlu bulmuştum. Ama ne yapabilirim ki ,onun için değerli olan anahtarı ben ona vermiştim. O da hiç kimse tınlamadan. Başıma böyle işlerin geleceğini nerden bilebilirdim ki ; sonra anneme suçsuzluğumu kanıtladığım için artık rahat bir nefes alabilmiştim. Ve anneme:

-Anne affettin mi biricik kızını ?
-A a kızım bunda afedilecek ne var.  Sadece bir daha bu kadar iyilik meleği olupta sokakta gördüklerinin yardımına koşma. Sonra bak nelerle uğraşıyorsun.
-Ay annemm ,affettin yani beni.
-Affettim ,affettim.
-E o zaman geç kalıyoruz. Çiğköfteyi yapmıyacağız mı?
-O hoo ,onun için geç kaldın. Gelir birazdan babanlar.
-Ama o zaman ne yiyeceğiz biz. Kurt gibi acıktım ben.
-Dondurucudan gözleme çıkardım. Onu ısıtır, yağlar ,yeriz.
-Peki. Çiğköfteyi ne zaman yapacağız?
-Allah ne zaman nasip ederse.
-İnşallah yarın yaparız.
-Hadi bakalım.  İnşallah.

HAYATA DAİR "ZAAFIMSIN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin