Güneşin aydınlattığı odada gözüm yarım açık, yaşlı teyzenin geldiğini gördüm.
Yaşlı Teyze:
- Oğlum hadi arkadaşlarını da uyandır da kahvaltı yapalım.Tamam dermiş gibi başımı salladım. Sonra yerimden kalkıp yastığımın altındaki bıçağı beline sokup arkadaşlarımı uyandırdım.
- Hadiyin hadi! Kahvaltı hazırmış!
Herkes bir anda uyandı ee tabiki Kaan hariç bu sefer uyandırmayacağım uyusun sonra atıştırır.
Kızlara ve Menderes'e "Günaydın" dedim. Onlarda bana selamımın karşılığını verdi. Salonun karşısındaki banyoya girip yüzümü yıkadım. Mutfakta yaklaşık dört kişilik bir masaya oturdum. Hafif tebessüm ederek yaşlı teyze ve amcaya;- Günaydın. Bizi burda misafir ettiğiniz için çok teşekkürler. Arkadaşlarım da çok memnun.
Derken onlar gelip masaya oturdu. Onlar da günaydın dedi. Kahvaltı normal orta halli bir aile masasıydı; peynir, reçel, kendi yaptıklarını düşündüğüm ekmek. Muabbet ederek kahvaltımızı yaptık.
Ben ve arkadaşlarım terasa çıktık.- Gençler bence artık daha fazla bu insanlara zahmet veremeyiz. Bugün gitmeliyiz. Ne dersiniz.
- Hayır dışarıda hayat çok zor!
Dedi Kaan haklıydı ama bu insanları uğraştırmak anlamına gelmezdi. Biz bunları konuşurken bahçeden yaşlı teyze bir çığlık kopardı. Hemen oturduğum yerden doğrulup korkuluklardan aşağıya baktım.- Gitmekten başka çaremiz yok , insanlar bize bakmak zorunda değiller.
Amca da yaşlı teyzenin yanına gitmiş biz yukarıda konuşurken. İkisi de ağlıyordu. Haklıydılar birazdan bir ölü olarak amaçsızca dolaşıp canlıları yiyeceklerdi.
Diğerleri de önerimi dinleyip içi dolu olan çantayı ve duvarda asılı olan ilk yardım çantasını alarak evden çıktım. Bugün de yorucu olacaktı. Delilerce yürüdük....
- Ya artık ne yapacağız sonumuz geldi galiba!- Burası verimli balıkları olan bir nehir biraz ileride balıkçı kulübeleri vardır.
Deyip arkadaşlarımı sakinleştirmeye çalıştım. Karşıda "Yeşil köy'e Hoşgeldiniz " yazıyordu hatırladığım kadarıyla okulumuzdan birisi buralıydı, hıh... şimdi geldi aklıma Ufuk 9. Sınıfta c şubesinde idi. Bizimkilere dönerek:- Hani 9C'de bir çocuk vardı ya 'Ufuk' o buralıydı. Belki bilirsiniz o da yurtta kalıyordu.
- Ben hatırlıyorum.
Dedi Kaan. " Hadiyin köyün içine doğru gidelim belki birşey vardır" derken silahla tam önümüze ateş açıldı. Karşımda gördüğüm manzara belki şuan görebileceğim en iyi şeydi! Bildiğin köyün girişinde ve etrafında yaklaşık iki veya üç metre duvarlar vardı.
Duvarların üstünden gelen ses:-Ellerinizi havaya kaldırın ve yavaşça kapıya doğru gelin. Dedi.
Denilen şeyleri yaptık kapı sürgülüydü gayet sağlam gibiydi bir köy nasıl yirmi günde böyle birşey yapabilirdi ki! Sanki hepimiz büyülenmiştik.
Girişte üstünde asker kıyafeti olan bir adam üstümüzü ve çantalarımızı kontrol ettikten sonra bize nerde kalacagimızı gösterdi.- Kaan bence burayı silahlı kuvvetler kurdu. Derken asker fısıldamalarımızı duymuş olacak ki konuşmaya başladı:
- Siz ülkenin şanslı olanlarındansınız ülkede ki metropoller bombalandı ülke nüfusunun sadece on milyonu hayatta kaldı. Türkiye'deki yirmi beş kamptan biri bu. Kurtulanlar buraya geliyor ve birlikler etrafta keşif yapıyor.
Bunları duyan biz mutluluktan havalara uçmuş gibiydik fakat o an aklıma yine ailem geldi. Ama bu arkadaşlarımın arasında ağlayacağım anlamına gelmezdi.
- İyi geceler arkadaşlar.
Burası nasıl bir yer diye sorarsanız. Köydeki tüm evleri yıkmışlar onların yerine üçer kişilik konteyner binalar getirmişler gördüğüm kadarıyla beş on tane de tank vardı. Artık uyuma vakti geldi...
Oyuncular
Anıl Etem Anıl Ünlü
Gizem Gizem Kılıç
Kaan Kaan Tahir Başaran
Menderes Menderes Çebişci
Ceylin Ceylin Paşazade
Özge. Özge Özdemir
Sudenur Sudenur Zıh
Oğulcan Ogulcan Konakçı
Buğra Mehmet Buğra Kıraç
Mehtap Mehtap Şahin
Arda Arda Bayhan
Nida Nida Yılmaz
Nazar Nazar Berkpınar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN-I ZOMBİ
Fantasía~DÜZENLENİYOR~ 10.03.2018: Bilim kurgu içinde #42 10.03.2018: Paranormal içinde:#11 Kötü çocuk yok! Masum kız yok! Cıvık Aşklar da yok! Sıradışı bir hayatta kalma hikayesi. 💡📖 Taklitler Aslını Yüceltir! ⚠️⛔️ Anıl Teog olmadan önce ailesiyle çok...