''Keşke hiç başlamasaydı desem, o muhteşem günlere ayıp edeceğim. İyi ki yaşandı desem, bu vedaya nasıl bir kılıf giydireceğim? Bilmiyorum.''
Bölüm Şarkısı; # Göksel - Gittiğinde #
Sahilde otuyordum,denizi usulca seyredalıyordum..Yüzüm çökmüş,bitkin bir haldeydim..Beni bıraktı,arkasından da gidemedim..Ama haklı sebepleri vardı,elbette.. Kardeşi hastaydı,onun içindi..Ne söyleyebilirdim ki?
Bu vedalara alışık değildim ben,ya da alışık olmak istemiyordum.. Kalbim sanki parçalanıyor,dağılıyordu etrafa..
Kalkacakken telefonum çaldı,oturdum. O arıyordu,canını ve ruhuna aşık olduğum bir o kadar da canımı yakan adam..Kor alevlerde yanıyordum şimdilerde,neden acaba intihar etmek istiyorum ben? Mesela,ben hiç prenses elbiseleriyle büyümedim,başkalarının kıyafetlerini giyerek,ve herşeyi sineye çekerek yaşadım! Ama bundan dek,sineye çekemem ben.. Yoruldum,bittim.. Tükettiler beni,canımı yaka yaka.. Ağlattılar beni,canımın son damlasına kadar..
''Nasılsın güzelim?Oradaki durumlar nasıl?''
''Nasıl olayım ki,nasıl..Bıraktın beni,gittin. ''
''Ben de aynısıyım papatya,bırakmamın sebebi vardı biliyorsun ki..''
''Okula gidiyorum,sevgilim.Görüşürüz skype'den değil mi? Görüşürüz..''
''Görüşürüz bitane'm.Seni seviyorum,daima da seveceğim.. ''
Telefonu kapadım,ve içime bir nefes çektim..Ve durağa doğru ilerlemeye başladım,otobüs geldiğinde atladım..Akbil kartımı basıp,arkaya doğru ilerledim..Kalabalıktı,ciddi anlamda.
Oturacak yer olmadığından,kulaklığımı çıkarıp şarkı açtım.. Dinlediğim şarkı,hoştu;ruha iyi derece etkili olurdu,buna garanti edebilirdim..
Okula geldiğimde,kulaklıkları çıkarıp aşağı zıpladım gibi oldu da neyse! Okula girdiğimde bazıları sevgilileriyle sarılıp koklaşırken,bazıları da kitap okuyup anın tadına böylelikle varıyorlardı..
Kafeterya'dan kahve alıp,boş bir masa bulup ona oturdum.. Sonra barışlarda yanıma uğramışlardı zaten..
''Lila,kız sizi çok özledik he? ''
''Barış mı beni özleyecek hıh hiç sanmıyorum kuzum ya..''
''Seni özledim,sevgilim ama anlamıyorsun ki;hep de laf çarpıt..''
''Üff tamam,evde tartışırız..''
İlk ve doğal kahkahalarımdan birini atıyordum,böyle kahkahalarla gülmeyi ve okulda kahve içmeyi özlemiştim.. Okulun başka neyi özlenirdi ki?
''Güzelim,sen nasılsın? ''
''İyi gibiyim,barış.. Nasıl olabilirim ki? Yaşamaya çalışıyorum,annem ve babam için..''
''Güzelim,üzülüyoruz ki bu derbeder haline..''
''Ya..Üzülmeyin benim için,ben iyiyim..''
''Değilsin,yavru kuşum..''
Barış bana hep yavru kuşum derdi,bende nefret ederdim ama şimdi ağlayasım geliyordu..Kalktım,koştum lavaboya kadar.. Açtım kapıyı,hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.. Olmuyordu,yapamıyordum..
Yani onsuz ne yapabiliyor ne de durabiliyordum..Biliyordum,geçecekti..Ama bende bitecektim bir mum gibi..
Yüzümü yıkadım,göz kalemimin aktığını görünce peçete ile siliverdim..Sonra onu çöp kutusuna fırlattım..
Sınıfa gittiğimde barışlar yoktu daha,oturdum sırama..Hoca da gelmişti,ama hala gelmemişlerdi.. İlginçti,ciddiyim. Yanıma birisi oturduğunda,yanıma baktım..Kareli gömlekli ve deri ceketli erkeğe baktım..
''Seni burada hiç görmedim.. Ben Tankut.. ''
''Hah,bende seni. Bende Gizlem..''
''Bu adı hiç duymadım ama kulağa hoş geliyor..''
''Ah,teşekkürler Tankut..''
Hoca bize bağırdığında sustuk,çocuk efendiydi..Ama benim içimdeki yangın günden güne büyüyor,top haline gelip tekrar kalbimde yara açıyor idi..
''Tankut,ders programını alman gerekmiyor mu?''
''Gerekiyor ama senden alırım,sorun olmaz değil mi? Hani yanlış anlama,numarını almak isteyen erkeklere benzemem de senin yüzün bembeyaz iyisin değil mi?''
''Ah,hiç olmadığım kadar iyiyim.. ''
''Hmm,tamam o zaman..''
Dersin 10 dakikasında,ikimizde sıkıldığımızdan dolayı defterime anlamı olmayan resimler; veya da sözlerle doldurmuştuk..
Gülüyor ve eğleniyorduk..İkinci defa böyleydim,sanki ona haksızlıktı.. Susuverdim hemen,uyuma moduma geri göndüm..
Tankut umrumda bile değildi,tek umrumda olan oydu.. Canıma can katan ama bir anlamda da canımı yakan adam..
Gökayı öylesine ama öylesine özlem duyuyordum ki sanki ruhum yerinden oynayacak gibiydi.. O dağınık saçlarını sevmeyi ve kirpiklerinden öpmeyi de özlemiştim..
Kantine gittiğimizde Barış'lar didişip didişip duruyorlardı,ben gelince toparlandılar tabi ama Sara'ın gözleri yerinden fırlayacak gibiydi..Tabi bu durumu kaçırmayan Tankut,Sara'nın yanına oturdu ve bize de gülme malzemesi çıkıvermişti..
''Siz neden derse girmediniz acaba?''
''Of ya! Kazulet var diye girmedim ben! Abi anlatamıyor ki,vizelerde bütlere kalma keyfisi diye selfie atacağım,görürsünüz bak.. ''
''Ay barış,bazen senin çatlak olduğunu düşünmüyor değilim,he?''diyince Lila'ya hak vermiyor değildim ama çok seviyordum..
''Peki sen kimsin arkadaşım?''
''Ben Tankut..''
Sara bana dönerekten ''Onun adı Tankutmuş o zaman stalk keyfi,başlasın..''diye söylediğinde gülmemi zor tuttum..
Sonra telefonumu açtığımda dersimin bitmiş olduğuna sevinmiştim..Ama bizimkilerin 2 dersi vardı..
''Ay,ben kalkayım olur mu? Ayıp olmaz değil mi?''
''Neden ya! Hah,tabi senin dersin yok ya zilli..''
''Pazartesi benim var,sizin yok barış efendi..''
''Şey,Gizlem benimde dersim yok acaba,kahve mi içsek?''
Barış kulağıma fısıldayarak''Bu çocuk sana yürüyor,bilmiş ol..Dikkat et he..''diye söylediğinde haklılık payı vardı.
''Yok,teşekkürler.. Şimdi gitmem gerekiyor,sonra görüşmek üzere..''
Tankut'u bozguna uğratmıştım,çünkü benim kalbim ona sığmaz...Benim kalbim,ruhum ama herşeyim Gökay'dı..
**
Herkese selamlar!
Bu bölüm aramıza katılan Tankutçuma,hoşgeldin diyorum..! Yakışıklı ama karizmatik,deri ceketli adam kim istemez ki? Ama ben istemiyorum ya! Siyah smokinli adam,üf!
Neyse,görüşürüz gelecek bölüm..!
|Ve bana ulaşabileceğiniz sosyal medyalar|
Facebook:Gizem Bağlarbaşı
Snapchat:gabrielaishappy
İnstragram:gbxxz |türkkahveliokur [Booktragramım]
![](https://img.wattpad.com/cover/79404725-288-k239714.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güze Boyanmak
RomanceUmudu pas kir içinde olan bir kadın, Ve sebeplice giden bir adam.. Ne olacaktı sonrasında? ** |Yayımlanma Tarihi: 23.08.2016|