Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Aslında hikaye şöyle;herkes sevdiğinin kahramanı olmak ister''
Bölüm Şarkısı ; #Kalben-Sadece#
**
Gökay,sanki hayattan bezmiş gibi kalktığında saatine baktı.Sonraysa saçlarını karıştırıp banyoya girdi,unutmalıydı oysa.Ama bir saniye olsa bile çıkaramıyordu ki aklından.O gün uyuşunu izleyip saçlarını okşadığı aklında belirince gülümsedi.Nasılda güzeldi,nasılda büyülüydü.Aşkın en umutlu halidir bazen uyuduğu zamanı izlemek.
Kahvaltı için muftağa indiğinde buzdolabını açıp soğuk kahve aldığında ayağıyla kapadı.Sandalyeye oturduğunda saçlarına yorgunum edasıyla düzeltti.Kadını soğuk kahve severdi,ondan bu kadar içerdi.Her sabah çaydan bıkmışsa bi nevi uykusunu açıyordu.Ne derler;keyifi olan her şey zararlıdır.Yani o kadın da ona zarar mıydı? Yoo,onun herşeyi nefesiydi.Düşüncelerinden arındıran kişi kardeşi merveydi.''Abi,bugün bir yerlere gitsek olur mu hem kafan dağılır hı?''diyince abisi de ''Tamam havuç kafa da,nereye gideceğiz.''diye söylediğinde kız mutluluktan uçmuştu.Tabiki dün tanıştığı adamın kafesine gidecekti,hoş gitmese kalbi solardı.''Aşağıdaki sokaktaki kafe var ya hani ,oraya gitsek''diyince ''Eh tamam,prensesimin isteği olsun o zaman''diyince kalktı oturduğu yerden.Odasına girip dolabı açtı,kot pantalonu ve siyah simli gibi tişörtü seçmişti.Sonra en sevdiği siyah saatini ve ona yadigar bırakılan bilekliği taktı.Kız kardeşi aşağıdan seslenince parfümünü sıkıp çıktı,merdivenleri indikten sonra ''Abi,nerede kaldın ve yakışıklılığının çekiciliği,kızlar sana bayılacak emin ol''diyip kız kardeşi göz kırptı.''Buradayım da kadınların beni istemeleri hoş fakat sevdiğim kadın benim için daha bir önemli''diye söylediğinde tebessüm etti.''Ay abi,şu kızı unutamadın gitti he.''dedi ve ayakkabılarını giyiyordu kız kardeşi.''Sanki kendi isteğimden mi havuç kafa.Unutamıyorum işte,kahretsin''diyince kardeşi sustu.Çünkü canını yakıyordu belli ki.
Arabasına yerleştiklerinde emniyet kemerini takmışlardı ve gitmeye hazırdılar.Bu kafe hem canlı müzik için idealdi ya da arkadaşlarınla kahve,sohbet içinde ideal bir seçimdi.İçeri girdiklerinde kız kardeşi etrafı süzüyordu,çünkü dünkü adamı görebilmek içindi.''Havuç kafa nereye bakıyorsun sen öyle.''dedi ve kız kardeşi ödü kopmuştu.''Ya abi bir sevincimi yaşattırmadın ya,ne güzel yakışıklı adamları inceliyordum''diyip tek amacı abisini delirtmekti,ve sonunda olmuştu.''Yakışıklı adamlara bakıyormuşmuş,gözlerini oyarım anladın mı?''diyince kız kardeşi de''Abi ya hayır bir günde kıskançlık yapma.''dedi.''Yaparım sana ne? Kıskanç halimle mutluyum''dedi ve masaya oturunca garsonu çağırdı.''Ihmm,ben bir büyük kahve alacağım ve pancake alacağım''dedi gökay.Ve kız kardeşi de ''Bende,kocaman çilekli milkshake ve pasta alacağım''dedikten garson gitti.Gökay'ın baktığı taraf,sevdiği kadınla o barış denen adamla gülüşüyordu.Parmak boğumları sıkmıştı,morarana kadar.''Abi iyi misin sen ? Parmak boğumların morarmış.Kız seni tanımıyor bile,neden kendine zarar veriyorsun.Kendine yazık''diyince kardeşi haklı olabilirdi bak.Ama kendini durdurabilir miydi? Tabiki hayırdı.''Yazıksa yazık,yapamıyorum allah kahretsin''diyip kısık sesle ekledi''onsuz duramazken,o barış denen herifle gülüşüyor.Bunun acısını nasıl anlatayım''dedi.Kız kardeşi ne diyecekti,sadece konuşmak için konuşacaktı.Garson siparişleri getirdiğindeyse,tek ses çatal sesiydi.
