Sen benim sevdiğim adamsın

6.2K 223 14
                                    

"Yalnızca..."dedi,son olanlar boğazını iyiden iyiye tıkamışken. Gectigini sanıyordu ama ruhunda bıraktığı yaraları hala omuzlarında bir sorumluluk olarak taşıyordu. "Hoşçakal demek istedim. "
Steve'e doğru parmaklarını ağırlığı ile kesmeye başlayan kalkanı uzattı. Steve'in almayacağini biliyordu ve ona itiraz etmesi için fırsat vermeden;
"Babam yaptı...ve sana verdi. Bu senin hakkın."
Steve'in tonunu neye benzetecegine bir türlü karar veremediği mavi gözleri doldu. Kalbinin en az onun kadar kırık ve onarılmayı beklediğini biliyordu. Ve Tony gururundan dolayı susuyordu, Steve ise mahçubiyetinden dolayı. "Her ne kadar onun katilini korurken bununla oğlunu öldürmeye çalışmış olsan bile."
Tony başını önüne eğdi ve kalkanı almasını beklemeden yanlarındaki ahşap masanın üstüne koydu. Steve'e duyduğu şeyin ne olduğunu çözmesi aylarını, kabullenmesi yıllarını almıştı. Onun her daim haklı çıkartan sözlerinin nedenini arıyordu. Aylar boyu çocuk Tony'den çalınmış baba sevgisinin ondaki yerini aradı. Babasının, insanların, arkadaşlarının hatta Papper'in bile onu her zaman doğru görmesinin nedenini aradi. Çocukluğundan beri ördüğü o nefretten kalesinin, Steve'in yumuşak esintilerine dayanamayıp çökmesinin nedenini aradı. Oğlundan bile onu çok seven bir adamın katilini korumasının nedenini aradı. Nefretinin aşka dönüşmesine engel olmamasının nedenini aradi.
Ve simdi ,en çok sevdigi yaralamisti yine onu. En çok sevdigine kırılmışti ama nedense o nefretten kalesini geri örememisti.
"O benim dostumdu."dedi,Steve. Tony alaycı bir gülüşle,kapıdan çıkmadan önce ona döndü. Gözleri dolmuştu. Ve camdan yansiyan güneş ışıklarında bu daha da belli oluyordu. Dudagini sertçe ısırdı.
"Baban benim dostumdu."diye belirtti son anda,Steve.
Tony bunun daha cok zoruna gidecegini düşünmemisti.
"Peki ya ben? "
Steve derin bir nefes aldı. Kalbi sıkışmaya başlamıştı.
"Sen.."dedi. Hala masadaki kalkana el sürmemisti."Sen benim sevdiğim adamdin."
Tony dişlerini sıkmayı bir anlığına bıraktı. Gardı düşmek üzereydi. Tırnaklarını avucuna batırdı. Derin bir nefes ve zayıf görünmemek için söylenmeye hazırlanan onlarca kırıcı kelime. Steve hiçbirine aldırış etmedi;
"Şimdiye kadar buralara gelmiş olmana şaşmamali,yüzbaşı. Her sıkıştığında göt vermeye hazırlanıyorsun. Bravo! Merak ediyorum bunun bende işe yarayacagini sana düşündüren ne..?-"
"Kırıyorsun.."
Tony bu lafı bekler gibi anında yükseldi. Ona doğru geri yürüdü ve tüm öfkesini bir anda kustu;
"Kırıyor muyum? Oh, gerçekten pardon, yüzbaşı! Sen beni öldürmeye çalıştin! O katili korumaya çalıştin!"
Tony bir kez daha Barnes'in bunu yaparken kendinde olmadığını hatırlamaya çalıştı. Ama zaten asil öfkesi asla düşmanına karşı değildi. Insan en çok sevdigine kırılirdi.
Steve ona yaklasan bedenine,son anda boğulmaktan once kurtulup, kıyıya vurmuş gibi sarıldı. Nefes almasi için ona sarılmaliydi. En cok da ağladığını görmemesi için;
"Kendi cehennemim zaten beni yakıyor, Tony."
Tony gizleyememisti ağladığını ve Rogers'ın güçlü kollari arasında sıkışmış bedeni sarsılarak ağlamaya başladı. Yüzünü omzuna bastırdı ve kolları kendini ondan itmek isterken, hareketsizce göğsünün üstünde kalmıştı;
"Sen benim sevdiğim adamsın."
Tony tek laf etmiyordu. Rogers'ın da ağladığını biliyordu. Hissediyordu.
"Sen benim..."Steve'in tekrara sara sara söylediği bu sözü kesti ve titrek sesi ile;
"Sen benim sevdiğim adamsın."dedi.
Rogers bir anlığına nefes alabildigini hissetti. Ama Tony artık farklı bir şey için ağlıyordu.
Rogers bu vicdan azabının onda bıraktığı yaralardan kurtulacagi icin mutluydu artik.

Sevdigi adamdan karşılık bulduğu için.

Tony'nin kollarında nefes alabildigi,o huzur kıyısına yetisebildigi için.

Düşmanınin zalim ve insafsiz elinden değil, sevdiği adamın elinden öldürüldügu için mutluydu.

Bacaklari artık onu taşımiyordu. Dudaklari onun yumuşak saçlarınin arasinda ilk kez bu kadar özgürdu. Tony'nin kollarindan ayrılmadan yere düştü. Ikisi de yalnizca derin nefes alışverişlerini, ağlayışlarini duyuyorlardi. Tony'nin esmer tenine değen parmakları kutsal bir toprağa kavuşmuşlar gibi orayı okşuyordu.
Tony başını onun geniş omzundan kaldiramamisti hala.
"Korkma."dedi,Rogers."Üzülme."
Yan tarafından aldığı bıçak darbesinin derinliğine bakmak istemiyordu. Tony ilk kez bu kadar özgür olduğu bedeni tanimadan kaybediyordu. Oysa simdiden kollarinin arasinda olmaya alismisti. Daha sert aglamaya basladi. Pisman oluyordu.
"Seni seviyorum, Stark."dedi Steve. Bunu en son yetmiş yıl önce, yine bir Stark'a söylemişti.





Oy vermeyi unutmayan ellerinizden öperim, saygılar :)

Stony All The WayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin