Gayet uzun ve bol Yaprak-Kuzey'li bir bölüm ekliyorum. Umarım beğenirsiniz. Görüşlerinizi merakla bekliyorum. Gifte bölüme çok uygun :) Multimedyadaki şarkıyı dinleyin arkadaşlar. Bitince tekrar başa sarın. Emin olun bölüme çok uygun. İyi okumalar :)
Yanlarına gelen garsona döndü genç kız. "Levrek istiyorum. Yanında da karışık salata." siparişini verdikten sonra Kuzey'e çevirdi gözlerini. Kuzey, bir kaç saniye düşündükten sonra gülümsedi muzipçe.
"Aynısından."
"İçecek ne alırsınız?"
"Rakı." Kuzey'in bakışları şaşkınlıkla Yaprak'a döndüğünde Yaprak gülümsedi ve bakışlarını kaçırıp etrafı süzmeye başladı. Garson siparişleri not ettikten sonra yanlarından ayrıldı ve Kuzey, tuttuğu gülümsemesini serbest bıraktı.
"Rakı mı?"
"Evet, rakı balık keyfi yapacağız. Türkler genelde balığın yanında rakıyı daha çok tercih ederler."
"Bende Türkü'm, Yaprak."
"Çakma Türk." dedi yüzünü buruşturup gülerek. "Uzun zamandır İngiltere'de yaşıyorsun. Eminim çoğu şeyi unutmuşsundur. "Kuzey, bu sözlere gülerken yüzünü yere eğip başını iki yana salladı. Aralarındaki tatsızlık yol boyunca Kuzey sayesinde yok olmuş gibiydi.
"Peki, bugün söz hakkı sende olsun." Yaprak, durumdan memnun bir şekilde arkasına yaslanırken Kuzey dayanamayıp devam etti sözlerine. "Aslında kontrolün sende olmasını sevmedim."
"Alışsan iyi edersin." göz kırptı. "Unutma daha seni affetmedim." Kuzey, onun bu inadına gözlerini devirdi. Anlaşılan Yaprak, kendisini biraz zorlayacaktı. Gerçi genç kız haklıydı. O sözlerine karşılık vermedi.
"Güzel mekan." dedi etrafı süzerek. Masalarının yanındaki boydan boya camdan harika bir deniz manzarası gözüküyordu. Tahta malzemelerin daha çok olduğu, deniz eşyalarının kullanıldığı, çok gösterişli olmayan ama aynı zamanda sıcak bir ortam oluşturan bir restorandı. Başta şık bir restoranda gideceklerini sansa da genç kız yine kendisini şaşırtarak bu güzel mekana getirmişti. Tercihinden oldukça memnundu.
"Evet, buraya arkadaşlarla çok sık geliriz. Her geldiğimde huzurlu ve mutlu geri dönüyorum eve."
"Her geldiğinde içiyorsan rakıdan olabilir." bu sözlere gülerken bekledikleri siparişler geldi. Yaprak, önüne konan balığın kokusunu içine çekti. Gerçekten çok güzel kokuyordu.
"Harika." dediğinde iştahla yemeğe başladı. Sıcak olduğu için ağzı yanıyor ve arada üfleyerek yemek zorunda kalıyordu. Kuzey, onun bu görüntüsünü gözlerinde hayranlık olduğunu belli eden parıltılarla izliyordu. Bir yandan da yüzündeki gülümsemeyi silemiyordu. Onun bu doğallığı fazla güzel geliyordu, Kuzey'e. Yaprak'ın ışığını arttırıyor ve bu ışık onun gözlerini alıyordu.
Yaprak, bakışlarını tabağından çekip ağzındaki lokmasını yutkundu ve konuşmaya başladı.
"Neden yemiyorsun? Benim yüzümden aç kaldığını söylüyordun."
"Yiyorum." dedi ve konuyu geçiştirdi hızla. "Neye içiyoruz?" diye sordu tek kaşını kaldırıp rakıyı kadehlere doldurarak. Kuzey, bunları yaparken Yaprak'ta çatalındaki balığını ağzına attıktan sonra düşünmeye başladı. "Bize içelim bence." dedi, Kuzey öneride bulunarak.
"Bize mi?"
"Bize. Yeni başlayan dostluğumuza." kadehini kaldırdı ve tokuşturması için öne, Yaprak'a doğru yaklaştırdı. Yaprak, tebessümle kadehini değdirdi Kuzey'in kadehine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hazan Yaprakları
Romance"Ben seni hiçbir bahar çiçeğine değişmem, Yaprak." Bir yanda sonbaharın hazanı olan, baştan aşağı hüzne bulanmış Kuzey; diğer yanda tüm olumsuzluklara rağmen hazana gönlünü kaptırmış, onun çekimine karşı koyamayan Yaprak... Kuzey'den gelen sert rüzg...