HY - 21

37.7K 1.6K 146
                                    

Öncelikle küçük ama önemli bir açıklama yapmak istiyorum. Öykü'nün adı bazı nedenlerden olayı değişmek zorunda kaldı. Bunun ve bölüm geç kaldığı için sizlerden özür dilerim. Bundan sonra Öykü'ye Duygu ismiyle devam edeceğim. Yeni gelen tüm okuyucularıma hoş geldiniz diyorum. :) Vote ve yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenirsiniz iyi okumalar :)


***


Bana sarılırsa eğer, çiçek açacağım.

Ama onun bundan haberi yok.

Olmasın da.




Duygu, arabadan inip kapısını sert bir şekilde kapattı ve eve doğru yürümeye başladı. Sarp ise arkasından şaşkın bir şekilde onun gidişini izliyordu. Duygu'ya ne olduğunu bilmiyordu ama bugün garip davrandığının farkındaydı. Herkesin gözüne girmiş, iyi adam imajı vermişken Duygu sürekli üstüne geliyordu. Buna bir çözüm bulmalı ve Duygu sorununu ortadan kaldırmalıydı. Yoksa yakında işinden olabilir ve amacına ulaşamazdı.


Bu kadar şımarık olmasa iyi kızdı aslında. Ve fazla zekiydi. Sarp, ne zaman gizli işlerle uğraşsa Duygu bir şekilde bu durumu anlıyor ve hemen sorguya çekiyordu. Genç kızı detaylı araştırdığında bütün özel okullara burslu girdiğini öğrenmişti. Notlarına baktığında derslerinde başarılı olduğunu görmüştü. Bu durum kendisini şaşırtsa da genç kızı içten içe takdir etti. Ama biyolojik ailesinin gözünde o kadar kıymetli, değerliydi ki Duygu'yu kıskanıyordu. Bu durum ona karşı soğuk olmasını ve duvarlar örmesini sağlıyordu. Ne yaparsa yapsın, sahte bile olsa yakınlık gösteremiyor ve buda Duygu'nun dikkatini çekiyordu.


Telefonun titremesiyle gelen mesajı fark etti ve açıp okudu.  " Her şeyi hallettim. Yarınki ihale bizim."  okuduğu mesajla neşesi yerine geldi. Arkasına iyice yaslanıp gelen haberin keyfini çıkarmayı düşünüyorken telefonunun melodisi arabada yankılandı. Duygu'nun aradığını görünce gözlerini devirip derin bir iç çekti. Yanından ayrılalı daha yarım saat olmuşken niye arıyordu?


"Efendim, Duygu Hanım."

"Çantamı arabada unutmuşum. Odama getir."  Bu kızdan aldığı emirler artık canını sıkıyordu. Sinirden dişlerini sıkarken Duygu çoktan telefonu yüzüne kapattı. Koltukların üzerine bakıp, çantayı bulduğunda eline aldı ve arabadan inip bahçede ilerledi. Kapıdaki korumalara selam verip evin merdivenlerinden sessizce çıkmaya başladı. Kimseyi uyandırmak istemediği için dikkatli davranıyordu. İkinci katın sonundaki odanın önüne geldiğinde kapının aralık olduğunu gördü. Kapıya iki kere vurup seslendi.

"Duygu hanım."

"İçeri gel, Serkan."  hiç istemediği halde odaya girdi ama Duygu etrafta gözükmüyordu. Gözleri istemsiz odayı süzmeye başladı. Beklediğinin aksine oda siyah ve beyaz ağırlıklıydı.  Cicili bicili genç kız odasından çok daha farklıydı. "Çantamı komodinin üzerine koyabilirsin." Duyduğu sesle şaşkınlığından sıyrıldı ve elindeki çantayı yatağın yanındaki komodinin üzerine koydu.

"Teşekkür ederim. " Kulağına değen nefesle arkasını döndü. Duygu karşısında ve kendisine çok yakın duruyordu. Bir kaç adım geriye gitti. "Korkma, adam yemem."

"Gitsem iyi olacak. İyi geceler." Evet, gerçekten gitmesi gerekiyordu. Duygu'ya bakmamak için çok çabalasa da gözlerine söz geçiremiyordu. Genç kız üstündeki mor geceliği ve odayı kaplayan vanilya kokusuyla Sarp'ı çok zor durumda bırakıyordu. Nefret ettiği bir kadından nasıl etkilenebilirdi? Duygu titreyen elini Sarp'ın yanağına değdirdiğinde genç adam ürperdiğini hissetti. Duygu, kendisine yaklaştıkça şaşkınlığı artıyordu. Aralarında geçen onca tartışma ve anlaşmazlıktan sonra kendisine bu şekilde yaklaşacağını düşünmemişti. Gittikçe yaklaşan kırmızı dudakları bir hipnoz gibiydi.

Hazan YapraklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin