Ben bu kızı insanlardan korumaya çalıştıkça insanlar karşı atağa geçiyor.
Ben sakındıkça sakındığım göze çöp batıyor.
Ne demek lan ufak tefek kıza malzemecilik yaptırmak? Düşündükçe delirecek gibi oluyorum, ağız burun dalasım geliyor hıyar ağasına.
Ama dalamam çünkü Yankı'ya sözüm var. Onu zor duruma düşürmeyeceğim.
O zaman yapılacak tek şey var. Onun yerine kendim zor duruma düşeceğim.
Kenan hıyarının kapısını bile çalmadan odasına daldım. İrem de odadaydı, bir şeyler konuşuyorlardı ama umursamadım.
"Seninle konuşmam lazım..." kendimi zorlayarak son kelimeyi de ağzımdan çıkardım, "...hocam".
İkisi de şaşkınlıkla bana baktı. Cümleye fazlasıyla sert girmiş, ortalara doğru yumuşatmayı başarabilmiştim.
"Hocalara 'sen' diye mi hitap ediyoruz Ali?"
Dediklerini duymamış gibi yapıp Kenan'ın masasına yaklaştım.
"Hocam turnuva maçları bu haftasonu başlıyormuş."
Güldü. "Evet. Bu seni neden ilgilendiriyor?"
Kenan yıllarca peşimden koşup takıma girmemi istedi çünkü küçük yaştan beri basketbol oynuyorum, yeteneksiz de sayılmam. Ama ben hep reddettim. 2 yıl önce kaybedilen turnuvanın kaybedilme sebebi olarak bile benim katılmayı reddetmemi gördü. Hatta karneme 2 dönem üst üste 2 verdi. O yüzden birazdan bu göt herife söyleyeceğim şeyi hayatta bana söyletebilecek hiçbir şey yoktu.
Ama artık var.
Minik kız var.
Derin bir nefes aldım. Bir, iki...
"Hocam, ben de takıma girmek istiyorum."
Önce şaşırdı, ama çabucak kendini toparladı.
"Hadi ya? Çocuk oyuncağı mı sana göre bu? Yıllarca reddedip canın sıkıldığı zaman gelip oynayabileceğin bir takım mı benim takımım? Muhtacız sanki sana."
Dik dik baktım.
"Değil misiniz?"
Sinirle ayağa kalkı, bağırmaya başladı.
"Terbiyesizlik yapma!"
Derin bir nefes aldım. Yankı için dayan Ali, dayan.
"Özür..." devamını ağzımdan zorla çıkardım. "Özür dilerim."
Kafasını ukala ukala salladı. "Tamam. Daha fazla uzatıp sinirlendirme beni. Cumartesi sabahtan antrenmana gel. Bir durumunu görelim."
Göt. Esas benim görmem lazım senin durumunu.
Kafamı sallayıp odasından çıktım. İrem peşimden koşarak bana yetişti.
"Ali!"
Arkamı döndüm, sinirliydim ama durumun onunla alakası olmadığı için kendimi zorlayıp gülümsedim.
Nedense İrem'e karşı bir sempati besliyorum.
Belki de sayesinde Yankı'yı bulduğum içindir.
Ya da Yankı'yı sevdiği için.
Bilmiyorum.
"Efendim?"
Gülümsedi. "Ben de dans ekibindeyim okulun."
Şaşırarak sordum. "Bir de dans ekibimiz mi var? Baya ciddiye alınıyor yani bu iş."
Dudaklarını büzdü. "Dalga geçme. Haftasonu ben de geleceğim. Görüşürüz maçta."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Prens
ЧиклитYankı, hayatını erkek olarak yaşamak zorunda olan bir kızdır. Son istediği şey dikkat çekmekken okulun belalısı Ali ona düşman olur. ... ve ikisinin hayatı da sonsuza dek değişir.