Bazen Yankı'dan neden nefret ettiğimi -daha doğrusu neden nefret etmem gerektiğini- unutuyorum. Eğer kendime hatırlatmazsam bir daha toparlanamamak üzere dağılırım.
Ama bugün ondan nefret etmemi gerektiren sebepleri kendime defalarca hatırlatmama rağmen kendimi zor topladım.
Ben de bu çevremdekiler gibi miyim? Neden böyle bu insanlar? Düşene bir de kendileri vurmaktan neden zevk alıyorlar?
Hayır, böyle değilim ben.
Ama böylelerinden başkasını etrafında tutamayacak kadar yüzeyselim.
Normal değilim, üstüne üstlük kendimi kimseye de açmıyorum. Erkek kılığında yaşayan Yankı'nın bile sırlarını açtığı biri varken, benim duygularımı anlattığım tek bir insan bile yok.
O insan Yankı olur sanmıştım.
Sırrımı paylaştığım, beni çürük bir insan haline getiren derdimi açtığım ilk insandı o.
Eğer yalancı çıkmasaydı onu hiç ayırmayacaktım yanımdan. Onun uğruna gay olduğuma bile inandırmıştım kendimi. Sırf ondan ayrı düşmemek için.
Belki de savaşmaya devam etmem gerekiyordur. Böyle kinlenip, diğer insanların ona acı çektirmelerini izlemek yerine karşısına çıkıp "Seni seviyorum" demem gerekiyordur. "Seni erkek olduğunu düşünürken de seviyordum. Hala da seviyorum. Neden bilmiyorum, nasıl bilmiyorum. Ama seni yanımda istiyorum."
O da kesin 'He' derdi bunca yaşanandan sonra.
Elvin'in yanına ulaştığımda düşüncelerimi bir kenara bıraktım.
"Sen mi Yankı'ya sipariş verdin?"
Beni etkilediğini sandığı gülüşüyle cevapladı. "Evet. Senin için de kola istemiştim."
Dibine girdim, nefesim dudaklarına değiyordu. Gözleri heyecanla parladı.
"Birincisi, ben kola içmem."
Kaşları çatıldı. Onunla flört edeceğimi sanarken azar yediğini anlayınca haliyle bozulmuştu.
"İkincisi, sürekli etrafımda gezmenden rahatsız oluyorum."
Suratı hayalkırıklığıyla asıldı. Tam konuşacaktı ki ondan uzaklaşıp, konuşmasına izin vermeden tekrar konuşmaya başladım.
"Şu arkadaşlarını da al. Siktir olup gidin etrafımdan. Bir daha yanıma gelmeyin."
Tekrar üzerine yürüdüm, parmağımı kaldırarak, sinirime hakim olmaya çalışarak tane tane konuştum. "Ve de seni bir daha Yankı'nın yanında görmeyeyim."
—
Bugün kendime izin verdim. Okuldan erken çıkacağım.
Yankı'yı Eren'e emanet ettim sayılır.
Zaten etmesem de herif kızın dibinden ayrılmıyor. Sanki bir şövalye.
Bense hikayenin kötü kralı.
Uzaktan biri koşarak bana yetişti.
Arkamı döndüm, yanıma koşan İrem'di.
Uzun zamandır etrafta gözükmeyen bir sima. Güldüm.
"Hayrola?"
Nefes nefese konuşmaya çalıştı.
"Neden böyle yapıyorsun?"
Kaşlarımı çatıp anlamadan baktım. "Ne yapıyorum?"
"Yankı.. " nefes alıp verdi "Yankı'ya eziyet ediyorsun. Benim yüzümden mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Prens
ChickLitYankı, hayatını erkek olarak yaşamak zorunda olan bir kızdır. Son istediği şey dikkat çekmekken okulun belalısı Ali ona düşman olur. ... ve ikisinin hayatı da sonsuza dek değişir.