I'm back bitches!
Biraz kısa oldu ama daha uzun ve eğlenceli bölümler gelecek.
Keep calm and believe in your favorite writer!
İlaçlar.
Şu an kesinlikle ilaçlara ihtiyacım var. Ve nerede bulacağımı gayet iyi biliyorum.
Evin bahçesinden kararlı adımlarla geçerken sağdaki kiraz ağacının altında uzanan Doruk'u gördüm.
"Hey!"
Gözlerini yavaşça açıp doğruldu, bana baktı.
"Ne kadar kibarsın. Hıyar."
Sohbet ederek kaybedecek vaktim yoktu. Eğer ilaçlarımı ondan alırsam 'son çarem'e başvurmama gerek kalmayacaktı. Onun yanıma gelmesi için sabretmeyerek hızla yanına yürüdüm. Ben yanına vardığımda anca yerden kalkmıştı.
"N'oluyor, ne bu sinir?"
Onun rahat tavırları benim hızlı ve kızgın halimle tezat oluşturuyordu.
"İlaçlarımı kaldırdığını söylemiştin. Nereye kaldırdın? Çabuk getir."
Kaşları çatıldı, o da ciddileşmeye başladı.
"Ne oldu, ilaçlara mı ihtiyaç duyuyorsun?"
Gözlerimi sinirle kapayıp öfkemi kontrol altına almaya çalıştım. Neticede önümdeki bir kızdı ve canını yakacak davranışlardan uzak durmalıydım.
"Benimle terapi seansı mı yapmaya çalışıyorsun? Sana çok basit bir soru sordum. Ya cevabını ver ya da sen gidip hapları getir."
Endişeli bir şekilde kolumdan tuttu.
"Bak çocuk, eğer konuşursan ilaçları almana gerek kalmaz. Biraz içini aç. Benimle konuşman da şart değil, bir uzmandan yardım alabilirsin."
Kolumu öfkeyle onun elinden kurtardım, kendime hakim olmakta güçlük çekmeye başlamıştım. Suratına yaklaştım.
"Artistlik yapma bana." Üstüne basa basa tekrarladım. "İ-laç-la-rı-mı ge-tir."
Bir adım geriye atıp benden uzaklaştı, suratıma bakıp kafasını iki yana salladı.
"Yardıma ihtiyacın olduğunu kabulleninceye kadar hiçbir şey vermeyeceğim sana."
Bu sefer onun kolundan tutan bendim ama yardım etmek arzusuyla değil, sinirle. Hatta gereğinden fazla sıktığım söylenebilirdi.
"Sen benim minik yardım meleğimi mi oynamaya çalışıyorsun?"
Yüzünde oluşan ifadeden onun da sinirlenmeye başladığını anlayabiliyordum.
"Ne meleği be? Ben bir eczacılık öğrencisi olarak doğru olduğuna inandığım şeyi yapmaya çalışıyorum. Ama şimdi de Doruk olarak diyorum ki 'O ilaçları bok bulursun göt herif.'"
Tuttuğum kolunu hırsla iterek bıraktım. Tek kelime dahi etmeden arkamı dönüp son çareye doğru koşar adımlarla ilerliyordum ki Doruk'un neşeli sesini duydum.
"Ha bu arada. Zulanı da patlattım."
Arkamı korkuyla döndüğümde gülerek bana baktığını gördüm.
"Hangi zulamı?"
Alay eder gibi kaşını kaldırdı.
"Birden fazla mı var? Hay allah."
Ağzından çıkacak cümleleri tedirginlikle beklemeye devam ettim. Eğer kulak çubuğu kutusu derse...
"Ben bir tanesini bulabildim sadece. Kulak çubuklarının ordakini."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2 Prens
ChickLitYankı, hayatını erkek olarak yaşamak zorunda olan bir kızdır. Son istediği şey dikkat çekmekken okulun belalısı Ali ona düşman olur. ... ve ikisinin hayatı da sonsuza dek değişir.