1.BÖLÜM

296 9 0
                                    

Medyadaki
Esma Erdem ~
Hazal Filiz Küçük Köse
İyi okumalar :)

Gece geçmez , gündüz olmaz can bu dünya ya dayanmaz
Neden
Haykırdım dağlara duymaz
Bekledim günlerce
Yok ki gelen
Karlı dağların ardında biri yaşarmış
Bulut olur yağmur olur
Bize bakarmış
Hem yakın hem uzakmış
Yanakları al almış
Deli kızım uyan
Söylenenler yalan
Deli kızım uyan
Bir tek sensin duyan

☆Şebnem Ferah☆

Şarkının bitmesiyle sımsıkı yumduğum gözlerimi açtığım an yanımdaki Selimi farketmemle elimi kalbime götürmem bir oldu. Ürkmüştüm yavaşça kulaklıkları çıkartım çattığım kaşlarımla ona dik, dik baktım.

-Ne yapmaya çalışıyosun Selim!

Önce gözlerime baktı donuktu sert ve kaskatı duran suratı güçlü ve korkusuz olduğunun en açık ispatıydı.

-Ne zaman vazgeçeceksin Esma?

Önümde ki çizdiğim portreyi işaret etti safran sarısı gözleriyle.

Gözlerimi kaçırdım

-Çizim yapmanın ne sakıncası var?

Diye mırıldandım kaçamak bi sesle.

Kahkaha atmaya çalıştı kendince kısa ve acı bi gülüş...

-Esma bana bak, gözlerimin içine bak sen neyi kastediğimi iyi biliyorsun !!!

Alnındaki o belirgin damar seyirmişti neye öfkelenmişti bukadar hem bana böyle davranmaya ne hakkı vardı?

-Sana açıklama yapmak zorunda değilim Selim!

-Acı çekiyosun lanet olası acı çekiyorsun!

Dişlerinin arasından tısladı kısık bi sesle.

-Vazgeçemem Selim vazgeçemem
sesim titredi elimi boğazımın üstünde tuttum.

-Burası düğüm,

Kalbimin üstüne indirdim

- Burası kilit .

Yüzümü yere eğdim ona daha fazla bakamıyordum
İçimde büyüdükçe çığ olan bi sevda vardı. Kendim dahi kabul edemediğim bir sevda.
Bunca yıl sırtımda taşıdım zaten. Yeryüzünde bu sırımı bir şahit bırakırsam belki yüreğim bir nevze rahatlar diye düşündüm. Hem Selim güvenilir biri bunu bir başkasına anlatmazdı asla.
Derin bir nefes bıraktı sanki bütün dünyanın yükü onun üstündeymiş gibi.

-Okadar çokmu seviyosun,
dedi acılı bi sesle.

Başımı hafif bi şekilde aşağı yukarı salladım tatmin olması için yeterliydi aksi takdirde konuşursam yine sesimin titriyceğinden korktum bitkin bi şekilde kalktı yanımdan ve ağır adımlarla kapıya doğru yürümeye başladı. Arkasından seyretmeye başladım neyin bitişiydi bu neyin malubiyeti gözlerinde acı vardı koskoca Selim Taşer'di o kendine güvenen emin bi adamdı neden bukadar yıkık görünüyordu neden bukadar bittik?
Telefonumun çalan sesiyle önüme döndüm annem arıyordu.

-Buyur annelerin sultanı,
dedim neşeli bi sesle özenle böyle çıkması için gayret gösterdim iyi olduğumu bilmesi gerekiyordu beni düşünmesini istemezdim.

-Kuzum güzel yavrum nasılsın?
sesimi duymak iyi gelmişti beliki.

-İyi annecim şimdi okuldan çıkıp eve gidicem.

-Peki yavrum ben tutmıyım seni kendine dikkat et Allaha emanet ol Esmam, dedi ipeksi sesiyle.

-Sende annem sende diyerek kapattım telefonu
Önümdeki çizimime baktım kömür karası gözleri.
Gözümde canlanmıştı siması bu adamda ne vardı beni bu kadar çeken bukadar canımı acıttan kalbime mühürleyip de vazgeçemediğim...

CAN KIRIKLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin