Medyada ki Selim Taşer >
Samet Sırmalı ^_^Masanın üstündeki eşyalarımı toparladım yavaşça biraz önce çıkardığım kulaklığı takıp yürümeye başladım. Bazen müzik dinlemesem bile insanlar bişey sormasın diye konuşmak istemediğimde de takardım alışkanlıktı bu, belkide bağımlılık sigaranın alkolün ve daha kötülerinin yanında masum bi bağımlılık...
İnsanları seyretmeye başladım kiminin acısı kiminin mutluluğu hepsinin ki yüzünden okunuyordu. Evime gidene kadar okumaya çalıştım insanları, benim acımı aradım insanlarda belkide bir ortak aradım kendime bilmiyorum.
Vardı elbete ama herkesin acısı kendine ağırdı başımı eydim artık yolun sonu gelmişti cebimden çıkardığım anahtarla kapıyı açtım evim ah işte özgürlük! Kendim ve ben başbaşa kalabildiğim tek yer odama doğru yürüdüm rahat bi eşortman geçirdim üstüme mutfağa doğru yöneldim bişeyler atıştırdıktan sonra biraz ders çalışmam gerektiğini düşündüm son sene, son sınavlar ne kadar yorucu da olsada bitiyordu nihayetinde bundan güç alarak uzun bi süre başımı kitaplardan kaldırmadım artık esnemelerimin çoğalmasıyla kendimi yatağa zor attım komidinin üzerindeki çerçeveye uzandım uzun, uzun baktım bu hayata yorgunluğumu alabilen en değerli varlıklarım. Babam kucağında sımsıkı tutuğu ablamla büyük bi gülümseme halindeler yanındaysa annem o eş değersiz tebesümüyle mutluluklar saçıyor yine etrafına. Bense henüz annemin karnında sekiz aylıken babamla aynı karede olduğum tek resim. Resime bakarken geçmişlere daldım anılarım canlandı gözümde. Canım dostum çocukluk arkadaşım Irmak bütün anılarımın ortakcısı hergün sabahtan akşama kadar oyunlar oynar eğlenirdik annelerimizin onca çağırmasına rağmen bırakamazdık eve gitmek istemezdik hep mızmızlanıp annelerimizi oyalamayı başarırdık bi şekilde taki İlyas amca gelene dek sokağın başında ilyas amca görünür görünmez ırmak babasına koşardı öylesine hızlı koşardı ki sorardım ona hep neden sen düşmekten korkmuyosun diye
"Esma ben düşsemde babam beni korur, kurtarır ki "derdi haklıydı ben düşmekten kortuğum için hep doğru adımlar atmak zorundaydım hayata.
İlyas amca geldiğinde bize bu saate kadar dşarda oynadığımız için kızardı ama sonra cebinden çıkardığı çikolatalarla alırdı gönlümüzü eve gitiğimde annemin odasına giderdim hemen o büyük gardolabının kapısına açıp içeri saklanıp kapıyıda kapatırdım sıkıcana, sonra dua etmeye başlardım baba lütfen bak ben karanlıktan korkuyorum ırmak korkunca babası onu koruyo sen de gel artık beni koru lütfen diye dua edip beklerdim çocuk aklı inanırdım geleceğine oysaki onun dünyadaki zamanı daha ben doğmadan bitmiş...
Düşüncelerimin yorgunluğuyla uyumaya çalıştım sabah alarmın sesiyle gözlerimi açtım mutfakda ayılabilmek için bi kahve yaptım çabucak, o sıcak kahve içimi yumuşatırken biryandanda odamı toplamaya çalıştım sonra ılık bi duş. Bütün vücudum suya minettardı bu rahatlatıcı duyguyu başka hiç bişey vermiyordu. Giyinmek için gardolaptan çıkartığım giysileri bi kenarı koydum saçlarımı kurutmaya çalıştım saçlarımın düz olması bana kolaylık tanıyor hiç bir zaman uğraştırmıyor olmasından çok memnundum saate baktığımda dersin başlamasına baya zamanım olduğunu görünce rahat bi şekilde yetişebilceğimi düşünüp evimden çıktım kendimden emin adımlarla okulun yolunu tutum.
Sabahın tenhalığında ezbere gitiğim kolidorlar da amaçsız bi şekilde yürüyordum kulaklarımı dolduran sesle yüzüme yayılan gülümseme bir olmuştu, adımlarımı hızlandırdım neyse ki cafetarya yakındı iki kahve alıp o sese doğru yöneldim. O büyük salonun kapısını açtım yavaş, yavaş ilerliyodum öylesine kendini vermişti ki şarkının içinde yaşıyor olmalıydı
benim geldiğimi bile fark etmemişti. Çok yaklaştığımda ayakıbının çıkardığı tok seslerden farketmiş olacak ki kafasını hafifçe kaldırdı gözlerime bakarak okumuştu şarkının sonlarını.Senin gördüğün
Yanağımdan süzülenler
Asıl içimde
İçinde yüzdüğüm bir deniz var...-Bende bu karga sesleri nerden geliyo diyordum, dedim yüzüne bakıp gülümsemeye çalışırken.
-Hayırdır kırklanmayamı geldin?
Çapkın bi gülümseme yerleştirdi suratına. Yüzümü anlamamış bi şekilde buruşturdum.
-Asma hemen suratını kahveler diyorum kırk yıl hatırlanmak içinse kahveye gerek yok son nefesime dek seni unutamam.
-Selim böyle yapıcaksan gideyim
Arkamı dönüp bi kaç adım atmıştım ki yine onun sesi kulaklarmı doldurdu
-Esma tamam lütfen gitme...
Arkamı döndüm küçük bi çocuk gibi yitikdi kıyamadım.
-Kahve eşliğinde sesizliğimi dinlermisin ?
İçten bi gülümseme göndermiştim-Her zaman, dedi
Derin bakışlarıyla yanına gittim kahveleri aramıza bırakıp sahnenin ucuna tıpkı onun yaptığı gibi ayaklarımı salandırarak oturdum.Okulumun son senesi olmasına rağmen okulda hiç kimseyle samiymiyet kurmamıştım özel hayatımdaki dostlarım yetiyordu üniversite hayatımda daha çok derslerime odaklanmak istemiştim. Bir tek Selime karşı koyamamıştım o sesizliğimi dinliyen, derdimi anlıyan, hazine gibi sakladığım sevdamı gören tek insandı ona karşı koymayı bırakmış ona güvenmeyi seçmiştim artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAN KIRIKLARI
Teen FictionHerkesin hayalleri vardır, farketmeden saatlerce düşleyebileceği o toz pembe hayaller. Bembeyaz gelinlik, sevdiği adam yıllardır kendine dahi itiraf edemediği o kıymetli hazine AŞK. Korkup hep biyerlerde saklamaya çalıştığı en güzel en masum sevdam...